Halil İbrahim BÜYÜKBAŞ

Halil İbrahim BÜYÜKBAŞ

Tüm Yazıları

Ceride’den Yapay Zekâya- Devlet Hafızasının Sesi

27 Ekim 2025
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

“Yapay Zekâ ile Devlet Hafızası: Geçmişle Konuşur, Geleceği Korur!”

Devlet Hafızasının Sesi

Devletin hafızası yalnızca geçmişi kaydetmez; geleceği korur.

Bunu bir kez yaşadım, unutamadım…

Yıl 2007… Mart ayının soğuğu dağların zirvesini beyaza bürümüştü. Haber merkezine olağan bir intikal emri geldi.

Ancak tecrübeli bir personel, haritaya bakarken sessizce konuştu:

‘Efendim, bu mevsimde o güzergâh tehlikelidir. On yıl önce aynı bölgede bir çığ düşmüştü…’

Arşivler açıldı. 1997 yılına ait ceride defterleri incelendi.

Ve orada, aynı bölgedeki çığın bütün ayrıntıları satır satır yazılıydı.

Güzergâh değiştirildi.

İki gün sonra, aynı dağa yeniden çığ düştü — ama bu kez orada kimse yoktu.

Bir kayıt, onlarca hayat kurtarmıştı.

O gün, devlet hafızası geçmişten konuşmuş, geleceği korumuştu.

Bugün aynı hafıza artık yapay zekânın diliyle konuşuyor.

Tarihsel Arka Plan: Ceride Geleneği

Osmanlı Devleti’nde “ceride”, yalnızca bir kayıt defteri değil; devlet aklının sürekliliği idi.

Savaş raporlarından halk hareketlerine, doğa olaylarından diplomatik notalara kadar her şey kaydedilirdi.

Bu sistem, bir imparatorluğu altı asır ayakta tutan bürokratik hafızanın omurgasıydı.

Cumhuriyet döneminde bu gelenek; dijital arşivler, resmî rapor sistemleri ve bilgi yönetim mekanizmalarıyla devam etti.

Bugün ise o geleneğin dijital izdüşümü, modern devlet hafızasının çekirdeğini oluşturuyor.

Yapay Zekâ Çağında Devlet Hafızası

Yapay zekâ, kayıt tutma anlayışını kökten değiştirdi.

Artık veriler yalnızca saklanmıyor, aynı zamanda öğreniyor, analiz ediyor, öngörüyor.

Ceridelerin dijitalleştirilmesiyle milyonlarca tarihî veri, makine öğrenmesi algoritmaları sayesinde yeniden “konuşabilir” hale geldi.

Uygulama Alanları:

• Afet Yönetimi: Geçmiş afet verilerinden öğrenen erken uyarı sistemleri.

• Kriz Yönetimi: Önceki karar süreçlerinden çıkarım yapan algoritmalar.

• Kamu Güvenliği: Tekrarlayan olayları öngören anomali tespit modelleri.

• Sağlık Yönetimi: Salgın geçmişlerinden öğrenen kaynak planlama sistemleri.

• Enerji ve Altyapı: Kritik sistemlerde kesinti öngörüsü sağlayan tahmin motorları.

Öğrenen Sistemler: Arşivden Akla

Artık devlet hafızası statik bir arşiv değil; dinamik bir öğrenme sistemidir.

Bilgi yalnızca geçmişi belgelemiyor; geleceği planlıyor ve yönlendiriyor.

Bu dönüşüm, karar alma süreçlerini hızlandırıyor, hata tekrarlarını asgariye indiriyor.

Yapay zekâ tabanlı hafıza sistemleri, insan sezgisiyle dijital zekâyı birleştirerek karar isabetini stratejik bir güç çarpanına dönüştürüyor.

Devlet aklı, geçmişin tecrübesiyle geleceğin öngörüsünü artık aynı anda taşıyor.

Örnek Olay: Çığ Felaketinden Dijital Öngörüye

2007’de yaşanan çığ olayı, bilgi yönetiminin hayati değerini ortaya koymuştur.

Eğer o ceride kaydı olmasaydı, aynı hata tekrarlanacak, aynı acı yaşanacaktı.

O gün, bir defter onlarca canı kurtardı.

Bugün aynı refleks, yapay zekâ destekli erken uyarı sistemleri aracılığıyla saniyeler içinde devreye girebiliyor.

Geçmişte günler süren analizler, artık milisaniyeler içinde tamamlanıyor.

İnsan tecrübesiyle dijital öngörü birleştiğinde, devlet refleksi daha hızlı, daha isabetli, daha insani hale geliyor.

Etik, Güvenlik ve İnsan Merkezli Zekâ

Yapay zekâ, insan aklını ikame etmek için değil, onu güçlendirmek için vardır.

Devlet sistemlerinde kullanılacak yapay zekâ, etik ilkelerle, insan denetimiyle ve şeffaf algoritmalarla yönetilmelidir.

Devlet aklı, insan vicdanını asla devre dışı bırakmamalıdır.

Teknoloji ancak vicdanla birleştiğinde devlet aklı olur.

Veri Güvenliği ve Kapalı Ağ Prensibi

Yapay zekâ tabanlı sistemlerin güvenliği, veri güvenliğiyle başlar.

Bu nedenle tüm süreçler, kapalı ağ mimarisi ve ulusal siber güvenlik protokolleri içinde yürütülmelidir.

• Veriler yalnızca yerel sunucularda tutulmalıdır.

• Hiçbir dış bulut bağlantısı kurulmamalıdır.

• Veri akışı şifreli, izlenebilir ve izinli tüneller üzerinden sağlanmalıdır.

• Her erişim, çok katmanlı kimlik doğrulama ile denetlenmelidir.

“Devletin hafızası, yalnızca devletin elinde olmalıdır.”

Bu prensip, dijital egemenliğin korunmasının temelidir.

Tedarik Zinciri ve Kurumsal Güvenlik

Bu projenin sürdürülebilirliği, yalnızca teknolojik kabiliyetle değil; tedarik zinciri güvenliği ve kurumsal denetim mekanizmalarıyla mümkündür.

Yapay zekâ tabanlı devlet hafızası sisteminde hiçbir bileşen — yazılım, donanım veya altyapı — yabancı kaynaklı olmamalıdır.

Tüm yapı; yerli üretim, yerli kripto ve ulusal sertifikalı ürünlerle inşa edilmelidir.

Teknik yürütücü ve güvenlik otoritesi olarak TÜBİTAK–BİLGEM, bu yapının kalbinde yer almalıdır.

“Devletin hafızası, yalnızca devletin elinde ve BİLGEM’in güvencesinde olmalıdır.”

Genel Öneriler

• Tüm kurum arşivlerinin dijitalleştirilmesi ve ortak veri standardına uyarlanması.

• “Ulusal Dijital Ceride Platformu” adıyla yapay zekâ tabanlı karar destek sistemlerinin kurulması.

• Kurumlar arası veri paylaşım protokollerinin kapalı ağ mantığıyla güvenli ve izlenebilir biçimde yapılandırılması.

• Yapay zekâ sistemlerinin etik, şeffaflık ve insan denetimi ilkeleriyle çalışması için yasal altyapının oluşturulması.

• Devlet kurumları, üniversiteler ve TÜBİTAK–BİLGEM arasında “öğrenen devlet sistemleri” araştırma programlarının başlatılması.

• Ulusal siber güvenlik standartları doğrultusunda Milli Yapay Zekâ Laboratuvarlarının kurulması.

• Tüm sistemlerin “emniyetli kapalı ağ” ilkesiyle, tamamen yerli donanım ve yazılım altyapısı üzerinde çalıştırılması.

Eğer bu mümkün olmazsa "dost görünen düşman" prensibi üzerine, askeri ve siyasal çıkar alanları çatışmayan ülke bilişim ürünleri kullanılmalı. Batı menşeili teknoloji şirketlerinin Ukrayna-Rusya ve İsrail-Gazze'de yaptıkları unutulmamalı. Bugün dost görünen Batı'nın asla dost olmadığı ve olmayacağı unutulmamalı.

Sonuç: Geçmişin Kalbinden Geleceğin Aklına

Bir zamanlar mürekkep ve kâğıtla yazılan cerideler, bugün yapay zekânın veri ağlarında yaşamaktadır.

Ancak özü değişmemiştir. Devlet hafızası, geçmişi kaydedip geleceği koruyan bir bilinçtir. Bu bilinç, akıl ve teknoloji TÜBİTAK-BİLGEM laboratuvarlarında Türk Devleti'nin emrinde...

Deprem mi oldu?

Sel mi bastı?

Salgın hastalık mı çıktı?

Yangın mı var?

Terör saldırısı mı yaşandı?

Çığ mı düştü?

Heyelan mı oldu?

Geçmişte de olmuştu…

O zaman neler yapılmıştı?

Neler yapılmamalıydı?

Hangi dersler alınmıştı?

Şimdi ne yapmalıyız?

Artık bu soruların cevabı yalnızca arşivlerde değil, yapay zekâ ile düşünen devlet aklında saklıdır.

Sorun Yapay Zekâya!

Çünkü o, geçmişin sesini duyar… geleceğin yolunu aydınlatır.

“Geçmişi kodlayan millet, geleceğini yönetir.”

Yapay zekâ ile düşünen Devlet Aklına Selam Olsun!

 

(E)Tuğg. Halil İbrahim BÜYÜKBAŞ

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA