Halil İbrahim BÜYÜKBAŞ

Halil İbrahim BÜYÜKBAŞ

Tüm Yazıları

ASELSAN-Bir Milletin Sessiz Çığlığı

24 Kasım 2025
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Yıl 1974…

Tankta parça yoktu, uçakta mühimmat bitiyordu…

Telsizler ise ABD’nin hurda, kullanılmış muhabere cihazlarıydı.

Ve Amerika’nın kurduğu kirli oyun; kendi uçağımızı kendi gemimize hedef gösterdi!

Verdikleri kripto cihazlarının şifrelerini çözüp değiştirdiler, pilotları yanılttılar, gemilerimizi vurdurttular.

O gün anlaşıldı. Başkasının teknolojisine güvenen, kendi kaderine kelepçe vurur.

İşte o acının küllerinden doğdu ASELSAN.

Türkiye’de bazı kurumlar vardır ki, tabelası bir şirket değildir; bir milletin kaderini taşıyan, devlet aklının ete kemiğe büründüğü yapılardır.

ASELSAN, işte böyle bir yerdir. Ambargonun küllerinden doğan, ihanetin içinden güçlenen, mühendis aklıyla geleceği inşa eden bir Türk mucizesi.

Ambargodan Doğan "AKIL"

1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında ABD’nin uyguladığı silah ambargosu, Türkiye’nin savunma sisteminin dışa bağımlı olduğunu acı bir şekilde gösterdi.

Müttefik diye bildiklerimizin bir gecede nasıl rota değiştirdiğini, dostluk maskesi altında nasıl pusu kurduğunu o gün gördük.

Ve devlet aklında büyük bir karar verildi:

"Bir daha asla…Bundan sonra kendi silahını kendi yapmayan, kendi kaderini belirleyemez!"

ASELSAN işte o kararın, o tarihi yemin ânının eseridir.

Bir şirket değil, bir milletin diriliş iradesidir.

Öğrenilmiş Çaresizlikle Hesaplaşma!

O yıllarda Türkiye’ye en büyük zararı aslında dış güçler değil, içeriden yıllarca üflenen "biz yapamayız" zihniyeti, o bitmek bilmeyen "nasıl olsa stratejik ortak(!) Amerika verir" ezikliği veriyordu.

Başkasının yaptığına hayran olan, kendi insanına güvenmeyen, mühendisine, bilim insanına "sen yapamazsın" diyen bir akıl…

İşte ASELSAN’ın ilk projeleri bu zihinsel prangayı paramparça etti.

Türk mühendisinin zekâsı, feraseti ve azmi, Batı’nın kurduğu psikolojik bariyerleri yerle bir etti.

Bugün radarlarımızdan hava savunmamıza, elektro-optikten elektronik harbe, komuta-kontrol yazılımlarından sensör teknolojilerine kadar uzanan başarıların ardında o yıllarda yaşanan büyük zihinsel hesaplaşma vardır.

ASELSAN 1919: Türkiye'nin Çalınan Telefonu, Engellenen Devrimi

1994'te yalnızca 30 ASELSAN mühendisi, Türkiye'nin ilk yerli cep telefonunu üretti: ASELSAN 1919. Dünya fuarlarında ödüller aldı, 10 ülkeye binlerce adet ihraç edildi.

Türkiye'de sadece 1,5 ayda 5.500 adet satıldı.

Daha Apple yoktu, Samsung henüz sahnede bile değildi.

Biz ise dünyanın en yenilikçi, en güvenli telefonlarından birini üretiyorduk.

Tam bağımsızlık yolunda dev bir adım atmıştık…

Ama işte tam o anda, bazıları rahatsız oldu.

Türkiye'nin kendi telefonunu üretmesi demek, Batı'nın kurduğu telekomünikasyon tekelinin kırılması demekti.

ABD'nin, İsrail'in ve bu ülkelerle bağlantılı küresel teknoloji tekellerinin kontrol ettiği iletişim pazarında Türkiye'nin yerli bir dev olarak sahaya inmesi, oyunun kurallarını kökünden bozacak bir hamleydi.

Ve düğmeye basıldı.

ABD merkezli telekom şirketleri, İsrail bağlantılı teknoloji ağları, Küresel patent tekelleri, dağıtım kanallarını elinde tutan yabancı yapılar hepsi aynı hedefe yöneldi: ASELSAN 1919'u durdurmak.

Baskılar arttı. Distribütörler engellendi.

Ardından daha karanlık bir hamle geldi. Dışarıdan getirilen bir mühendis, geçmişte çalıştığı yabancı şirketin patent dosyalarını projenin içine bilinçli olarak sızdırdı. Uluslararası mahkemeler devreye girdi, süreç yıllarca uzatıldı. Sonunda üretim durduruldu. Yerli telefon rafa kaldırıldı.

Bu sadece bir cihazın sonu değildi. Bu, Türkiye'nin dijital devriminin çalınmasıydı. Küresel şirketlerin, özellikle ABD ve İsrail bağlantılı odakların yüzyıllık hâkimiyetine meydan okuyacak bir Türk markasını daha doğmadan boğma operasyonuydu.

 Mühendis Cinayetleri! -Türkiye'nin En Karanlık Dosyası

2000-2017 arasında ardı ardına yaşanan ASELSAN mühendis ölümleri, Türkiye'nin teknoloji yürüyüşünü hedef alan en sinsi saldırılardan biri olarak tarihe geçti.

Bu kahraman mühendisler:

· Milli tankın beyni olan yazılım

· F-16 modernizasyonu

· Mikrodalga füze başlıkları

· Elektro-optik sistemler

· Komuta-kontrol yazılımları

gibi kritik projelerin tam ortasında çalışıyordu.

Her ölümün ardından:

· Kayıp flash bellekler

· Çelişkili bilirkişi raporları

· Şüpheli otopsiler

· "İntihar" denilerek kapatılmaya çalışılan dosyalar

ortaya döküldü.

Bu olayların hiçbiri tesadüf değildi.

Bu, Türkiye'nin siber, elektronik ve savunma alanındaki yükselişini sabote etmeye yönelik bir istihbarat savaşıydı.

Ve o dosyalar, devlet aklında asla kapanmadı.

Mühendis Devşirmeleri! - Beyinlerin Çalındığı Savaş

Başaramadıkları yerde bu kez devşirmeye yöneldiler.

ABD, İsrail ve Avrupa merkezli şirketler, ASELSAN mühendislerine akıl almaz maaş teklifleri sundu.

Yurt dışına çıkmaları projelerin aksaması, uzaması hatta sonlanması gerekiyordu...

Çünkü artık küresel üstünlüğün ölçüsü para değil, yetenekli insan gücü ve stratejik akıldı.

Çok zor yıllardı...

Artık günümüzde çalışanlarda yöneticilerde, olayların farkında...

Yönetici mühendisine güveniyor, mühendisi de biliyor ki, artık arkasında hakkını hukukunu savunan bir yönetim var.

Ama artık işler geçmişten daha zor... Hedefler büyük…

Beklenti büyük! Artık geçmişte sözde lojistik destekçimiz Amerika, teknolojik rakibimiz...

ABD'nin sivil görünümlü askerî gücü PALANTIR Technologies duydunuz mu?

Bu firma ABD Ordusunun sanki mühendislik birliği!

ABD Ordusu için; yapay zekâ ile savaşın şeklini yeniden yazıyor. Veriyi silaha dönüştürüyor. Savaş alanını, dijital bir satranç tahtasına çeviriyor.

Eğer bu çağın komuta dili veri ise, bizim de buna ihtiyacımız var... Ama eskisi gibi Amerika'dan ithal etmeyeceğiz...

Çünkü bizde daha iyisi var.

Türk Ordusunun kendi dijital beynine şimdi, tam şimdi ihtiyacı var. Ve o beyni inşa edecek kurum bellidir: ASELSAN…

Palantir ABD Ordusu için ne ise, ASELSAN da Türk Ordusu için o olmalıdır!

Bugün Palantir Technologies, ABD ordusunun sadece bir yazılım sağlayıcısı değildir; Amerikan savaş doktrininin dijital beyni, görünmez generali ve geleceğin askerini tasarlayan laboratuvardır.

Bu şirket;

· ABD için "Geleceğin Askerini" planlıyor

· "Siber Ordu"yu eğitiyor

· Tüm kuvvetlere yapay zekâ ile harp koordinasyonu sağlıyor

· Savaş alanındaki veriyi anlık olarak analiz edip komutanlara karar dayatan bir güç hâline geliyor

Kısacası Palantir, ABD ordusuna iki şey veriyor: Dijital İrade ve Komuta Aklı.

Bugün Amerikan askerinin sahada attığı her adımda, hedefe kilitlenirken verdiği her kararda, hatta bir füzenin rota verisinden bir insansız sistemin davranış algoritmasına kadar her yerde Palantir'in gölgesi vardır.

ABD için Palantir ne ise —Türkiye için de aynı dijital beyin, aynı komuta kudreti ASELSAN'da tezahür etmelidir.

Çünkü Palantir ABD'ye savaşta "bilgi üstünlüğü" sağlıyorsa, ASELSAN Türkiye'ye "dijital istiklal üstünlüğünü" sağlayacak olandır.

ASELSAN'ın elektronik harp, radar, sensör, uydu, veri işleme ve saha teknolojilerindeki gücü, TÜBİTAK-BİLGEM'in kripto, yapay zekâ, siber güvenlik ve yazılım mimarisiyle birleştiğinde… Türkiye sadece bir "milli Palantir" üretmez. Onun çok daha ötesinde, kendi savaş doktrinini kendi aklıyla yöneten tam bağımsız bir Dijital Komutanlık kurar.

Bu güç ASELSAN ve TÜBİTAK-BİLGEM'de hazır… Yeter ki; güvenelim, geç kalmayalım...

Bu çağda savaşın silahı metal değil, veridir. Komutanlık artık haritadan değil, algoritmadan yapılır. Ve bu algoritmanın sahibi olan devlet, geleceğin galibidir.

Bu nedenle, ABD için Palantir ne kadar hayatiyse, Türkiye için ASELSAN'ın dijital komutanlık rolü ondan katbekat daha hayati ve stratejiktir.

ASELSAN Bir Yemin, Bir Hesaplaşma ve Bir Gelecektir

ASELSAN:

· Ambargonun doğurduğu iradedir

· 1919 telefonunun çalınan geleceğidir

· Şehit mühendislerin emanetidir

· Bir milletin "biz yaparız" haykırışıdır

Bugün artık çok net: Tank, top, füze savaşı başlatır. Ama savaşı bitiren, bilgiyi yöneten akıldır.

(E)Tuğg. Halil İbrahim BÜYÜKBAŞ

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA