Orhan ALİMOĞLU

Orhan ALİMOĞLU

Tüm Yazıları

Cerrahlık Mesleğinin Sembolü Bir Doktor: Dr. Ahmad Qandeel

05 Kasım 2025
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Bu yazıda Filistin tıp camiasının parlak isimlerinden olan Dr. Ahmed Ataullah Qandeel beyin anısına saygı için birkaç satır karalayacağım. Gazze semalarının zulüm ve yıkımla karardığı günlerde, diğer birçok fedakâr doktor ve diğer meslek erbabı gibi Dr. Qandeel de Gazze semalarını aydınlatan parlak yıldızlardan biri oldu. Soykırım süresince mesleki birikim ve imkanlarını Gazze’ye hizmet için son nefesine kadar kullanan Filistin tıp camiası, bir anlamda tıbbı insani bir direnişe, tıbbın doğasına çok da uygun biçimde bir onur ve vicdan hareketine dönüştürmüştür. İşte Dr. Qandil, cerrahlık mesleğini bu insani, vicdani ve onurlu direniş biçimine dönüştüren öncü isimlerden biriydi.

Dr. Qandeel, genel cerrahi alanındaki uzmanlığının yanı sıra göğüs cerrahisinde kıdemli bir doktor ve doktor adaylarına rehberlik eden etkili bir hocaydı. Ancak sadece iyi bir uzman ve hoca değil Dr. Qandeel adeta yürüyen bir tıp ansiklopedisiydi. Dünya tıp yazınını sıkı takip eden bir bilim insanı olarak, tıbbın hemen her alanında ciddi bir birikime sahip olmuştu. Mesleğini merhamet ve bilimi temel alarak icra eden Dr. Qandeel’in elinde cerrahi neşteri adeta sevgi ve merhametle donanmış büyülü bir şifa aracına dönüşürdü.

1953 yılında, baştan başa bir mülteci kampına çevrilen ve her gelen günle yeni sürgünlerin yollandığı Gazze’de dünyaya geldi. Gazze’nin eski mahallerinden El-Sabra’da, içli bir iman, vatan sevgisi ve eğitim aşkıyla donanmış sade bir evde ve çevrede büyüdü. Babası Hacı Ataullah Qandeel, mahalle camilerinde ilk modern öğretim halkaları kuran, vatanperver ve bilge kişiliğiyle Gazze’de saygı ile anılan öncülerdendi. Ahmed, ilk öğrenimine babasının kurduğu bu halkalarda başladı ve daha sonra UNRWA’ya bağlı okullarda tamamladı. Çalışkan ve meraklı bir öğrenciydi. Özellikle biyoloji ve kimyaya özel bir ilgisi vardı. 1970’te lise bitirme sınavı Tahwij’de birinci oldu ve Mısır-Filistin Tıp Programından burs almaya hak kazandı. Aynı yıl Kahire’deki Ayn Şems Üniversitesi Tıp fakültesinden kabul aldı. Böylece oldukça parlak geçecek üniversite eğitimine başladı. Hem fakültenin hem de üniversitenin en parlak öğrencilerinden biri olan Ahmed Tıp fakültesini büyük bir başarıyla bitirdi ve halkına hizmet için Gazze’ye döndü. Böylece mesleki ve insani alanda on yıllar sürecek olan azimli çalışmaları başlamış oldu.

1980’li yılların başında, genel cerrahi bölümünün gelişimine öncülük etti ve Gazze’de bir ilk olarak, Kadınlar Vakfı bünyesinde modern tıbbi kayıt sisteminin öncülük etti. Cerrahi bölüm başkanlığı görevini üstlenerek hem ameliyatların programlanması hem de genç doktor adaylarının yetişmesine dönük sistemli çalışmalar başlattı. Ancak bu süreçte karşılaştığı eksiklikler sonucu, akademik gelişimini sürdürmek için yeniden üniversiteye dönmeye karar verdi. Mezun olduğu üniversiteden bu sefer cerrahi alanında yüksek lisans eğitimi, ardından doktora eğitimi için burslu olarak Polonya’ya gitti. 1997’de Varşova Tıp Akademisi’nde doktora eğitimini tamamlayarak yeniden Gazze’ye döndü.

Gazze’ye döndüğünde yalnızca bir hekim ve akademisyen olarak değil, birikimi, etkin yöneticiliği ve hocalığıyla bir öncü ve lider olarak öne çıktı. Gazze hastane sistemindeki cerrahi protokollerini yeniledi, Avrupa cerrahisinin modern kavramlarını Gazze sağlık sistemine uyarlayarak cerrahinin temel altyapısının geliştirilmesinde önemli katkılar sağladı ve Avrupa’daki deneyimlerini meslektaşlarına aktarmak için çabaladı. Bu süreçte Kadınlar Vakfı’nın yanı sıra tıbbi alanda faaliyet gösteren Avrupa vakfı, Nasır Vakfı ve benzeri birçok kurumun kuruluşuna öncülük etti. 2009 yılında Kadınlar Vakfı Cerrahi Bölümü Başkanlığı görevine atandı ve bu görevi, şehit düştüğü Arap Ulusal Vakfı olarak da bilinen Mamdani Vakfı dönemine kadar sürdürdü. Burada danışman cerrah olarak çalışmayı, acil cerrahi ekiplerini eğitmeyi ve ileri düzey cerrahi müdahalelere öncülük etmeyi sürdürdü. Özellikle kurumun stratejik gelişiminde etkin bir rol oynadı.

Dr. Ahmad Qandeel yalnızca parlak bir cerrah değil, aynı zamanda gerçek anlamda bir öğretmen, yönetici ve vizyonerdi. Onun amacı, çalıştığı kurumları içeriden geliştirerek hem hastalar hem de hekimler için daha insani ve onurlu bir yapıya kavuşturmaktı.

Dr. Qandeel beş çocuk babasıydı; bunlardan ikisi, babalarının izinden giderek hekimliği meslek olarak seçmişlerdi. Rimal Mahallesi’ndeki evinde, ailesi ile hastalar arasında bir bağ oluşturuyor; tıbbi süreçler ile hastanın zorlu sağlık yolculuğu arasında köprü işlevi görüyordu. Ona göre tıp, yalnızca bir meslek değil aynı zamanda bir ibadetti. Çocuklarını daima vatan ve çalışma sevgisiyle yetiştirdi ve sık sık şunu tekrar ederdi: “Vatan, yaralı bir hastadır ve karşılaştığımız zorluklar ne kadar sarsıcı olursa olsun, sahip olduğumuz bilgi ve merhametle başarılı oluruz.”

Dr. Ahmad Qandeel yalnızca Gazze’de tanınan bir doktor değildi; bölgesel ve uluslararası cerrahi çevrelerinde de tanınan uzman bir akademisyendi. Kuşatma ve izolasyona rağmen Gazze’nin tıbbi statüsünün geliştirilmesine önemli katkılarda bulundu. Uluslararası sağlık ve tıp kuruluşları, özellikle Kızılhaç ve Uluslararası Komite ile iş birliği içinde; Gazze, Amman, İstanbul ve Varşova’da düzenlenen tıp konferanslarında genel ve acil cerrahi alanında ileri düzey eğitim programları düzenledi. Bu platformlarda ‘çatışma bölgelerinde cerrahi uygulamalar’ ve ‘kuşatma altında kriz yönetimi’ üzerine araştırma bildirileri sundu. 2015 yılındaki ve 2023 yılındaki Cerrahi kongrelerinde Dr. Qandeel ile birlikte çalıştık.

2008 yılında, Gazze Şeridi’nden bu üyeliği kazanan ilk doktor olarak Avrupa Acil Cerrahi Derneği’ne üye oldu. 2015 yılında ise Arap Cerrahlar Birliği’nin cerrahi politika inceleme komitesine seçildi. Dr. Qandeel, Gazze’deki doktorlar için üç eğitim kitabının yazımında aktif rol aldı; bu eserler arasında Kızılhaç ile ortak hazırladığı Acil Durumlarda Cerrahi Rehberi, Asistan Doktorlar için Genel Cerrahinin Temelleri ve Gazze Hastaneleri için Cerrahi Protokoller Rehberi bulunuyordu. Ayrıca, çeşitli hakemli dergilerde birçok araştırma makalesi yayımladı.  Doktora eğitimini tamamladıktan sonra Körfez ülkelerinden cazip iş teklifleri almasına rağmen Gazze’de kalmayı tercih etti. 2015 yılında yaptığı bir konuşmada şunları ifade etti: “Dünya’nın cerrahlara ihtiyacı var ancak Gazze’nin ihtiyacı burayı terk etmeyenlerdir.”

İşgal yönetiminin Gazze’ye yönelik saldırıları, hemen bütün Gazzeliler gibi Dr. Ahmad Qandeel’in de yaşamında başlayıp biten bir savaş değil süreğen bir saldırılar silsilesiydi. Dr. Qandeel diğer Gazze sakinleri gibi zorlu koşullar altında çalışmaya, yaşamaya alışık ve sebatkardı. 1980’lerin sonlarındaki Birinci İntifada sırasında ön saflarda yer alarak yaralı ve hastalara, sahip olduğu kısıtlı imkanlarıyla müdahale etmiş; insani görevine duyduğu kararlılık, zorluklar karşısında ona güç katmıştı.

2008-2009, 2012 ve 2014 yıllarında İsrail işgal güçlerinin ‘çim biçme’ olarak adlandırdığı Gazze’deki büyük soykırımlar sırasında Şifa Hastanesi’nde kritik roller üstlendi; hastaneleri doğrudan tehdit eden bombardıman tehlikesi altında ameliyathaneler ile acil servisler arasında koordinasyon sağladı. Dinlenmeden, sınırlı kaynaklarla operasyonlar gerçekleştirdi, tıbbi ekiplerle iş birliği içinde mümkün olan en fazla sayıda yaralıyı kurtarmaya odaklandı. Aynı zamanda uluslararası medyaya verdiği demeçlerle Gazze sağlık çalışanlarının sesini dünyaya duyurmak için çabaladı.

Ekim 2023’te başlayan Gazze Soykırımıyla birlikte yeni bir mücadele dönemi başladı. Şifa Hastanesi’nin hedef alınmasının ardından Mamdani Hastanesi’ne geçti ve aralıksız süren bombardımana rağmen Hastanede kalmayı tercih etti. Acil cerrahi operasyonlarda görev aldı, cep telefonu ışığı ve neredeyse işlevsiz, taşınabilir acil ekipmanlarla ameliyatlar gerçekleştirdi.

Meslektaşları, onun mesleğine ve insanlığa adanmışlığını gösteren birçok sahneye tanıklık ettiler. Bu sahnelerden biri, çok sayıda şarapnel parçasıyla ağır yaralanmış bir çocuğa yaptığı kompleks ameliyattı. Elektrik kesintisi ve anestezi eksikliğine rağmen, büyük bir sükûnet, soğukkanlılık ve ustalıkla operasyonu tamamladı. Çocuğun hayatta kalması, Dr. Qandeel’in hem mesleki yetkinliğinin hem de insani cesaretinin en anlamlı göstergesi oldu.

Yaşamını halkına ve insanlığa hizmetin yanı sıra bilime adamış bu parlak doktor, 13 Temmuz 2025’te Gazze’deki Samar geçidinde, hastaneye giderken İsrail güçlerince doğrudan hedef alındı ve bu saldırıda şehit oldu. Hedef alınması rastlantı değildi; bu, Filistin tıp camiasının direncini simgeleyen bir isme yönelik kasıtlı bir saldırıydı. Haberin duyulmasının ardından Filistinli ve uluslararası meslektaşları, tıp mesleğinin en özverili uzmanlarından birini kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşadı.

Dr. Ahmad Qandeel’in hayatı yalnızca bir mesleki başarı hikâyesi değil, insanlık onuruna adanmış bir yolculuktu. Şehadeti hem Gazze’de hem de uluslararası tıp camiasında derin bir yankı uyandırdı. Onun ardından söylenen sözler, geride bıraktığı etkinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyordu.

Filistin Sağlık Bakanlığı yayımladığı taziye mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Bugün, halkına hizmette tıbbın en yüce anlamlarını tanımlayan, fedakârlığın ve adanmışlığın örneği bir doktoru ve ulusal bir sembolü kaybettik.”

Memdani Hastanesi’nde meslektaşları ve hastalar, birkaç dakikalık saygı duruşuyla onu andı. Beyaz önlüklere bürünmüş sessiz kalabalık gözyaşları içinde başlarını eğdi; onun mesleki mirasını sürdürme sözü verdiler.

Şifa Tıp Kompleksi Müdürü Dr. Muhammed Ebu Salmiya, Arap televizyonuna verdiği demeçte şunları söyledi:

“Ulus olarak yas tutuyoruz. Genel cerrahi uzmanı Dr. Ahmad Qandeel, tehditlere rağmen Gazze’yi terk etmeyi reddetti; yaralıları tedavi ederken şehit düştü.”

Gazze basını ve uluslararası medya, onun ölümünü büyük bir kayıp olarak duyurdu. Gazeteci Anas el-Şerif, X platformunda şu satırları paylaştı:

“Memdani Hastanesi, Gazze’nin önde gelen hekimlerinden, tıbbın ve bilimin simge isimlerinden Dr. Ahmad Qandeel’in kaybıyla derin bir hüzne büründü.”

Gazeteci Saade Ghazi ise şu ifadeleri kullandı:

“Gazze Şeridi tıbbının öncü isimlerinden biri olan Dr. Ahmad Qandeel’in şehadeti, telafisi mümkün olmayan bir kayıptır. Onun adı Gazze’nin hafızasında ebediyen yaşayacaktır.”

Meslektaşları ve çalışma arkadaşları onun ardından duydukları derin üzüntüyü şu sözlerle dile getirdiler:

“O sadece bir meslektaş değil, bir öğretmen, bir rehber ve en zor anlarda sığındığımız bir güven kaynağıydı.”

— Dr. Salim Ebu Nadi, Çocuk Cerrahı

“Filistin için yaşayan ve yine onun uğrunda şehit düşen, yüce gönüllü bir hekimdi.”

— Filistin Sağlık Bakanlığı

“Fırtınanın ortasında sükûnetin ta kendisiydi. Onun güven veren tebessümünü kimse unutamaz.”

— Dr. Nidal Al-Masri, öğrencisi

“Her savaşta ameliyathaneye ilk giren ve son çıkan oydu. Gerçek bir lider ve ilham kaynağıydı.”

— Dr. Youssef Qalileh, ameliyathane çalışma arkadaşı

“Bizi asla yalnız bırakmadı. Gazze’deki herkes onu bir baba gibi görürdü. Onun şefkat dolu ilgisi ve rehberliği herkesin kalbine dokunmuştu.”

— Dr. Muhammed Qandeel, oğlu

“Onunla aramızda, insanlığımızın diri kaldığını hissederdik; şimdi de görevine ve mirasına sadık kalıyoruz.”

— Shadi Hassouna, meslektaşı

 

İntern Dr. Hassan AlSagga ve Gazeteci-Yazar Mustafa Ekici’ye katkılarından dolayı teşekkür ederim.

 

Prof. Dr. Orhan Alimoğlu,

İstanbul Medeniyet Üniversitesi

 

 

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA