Mithat IŞIK

Tüm Yazıları

PKK’nın Fesih Kararı

14 Mayıs 2025
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

PKK terör örgütü, 27 Kasım 1978 tarihinde Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis köyünde kuruldu. İlk eylemini 15 Ağustos 1984’te Siirt’in Eruh ve Hakkâri’nin Şemdinli ilçelerinde gerçekleştirdi. Bu saldırılarda 3 sivil ve 9 asker yaralandı. Terör örgütü, 1998 yılına kadar Suriye’yi güvenli bölge olarak kullandı ve yıllarca Beka Vadisi’ndeki kamplarda barındı. Silahlı eğitim dâhil her türlü eğitimi bu kamplarda aldı.

PKK, en kanlı eylemlerini 1990’lı yıllarda gerçekleştirdi. Örgüt sadece silahlı kuvvetlerini ve güvenlik güçlerini değil, sivilleri de hedef aldı. Binlerce kişi terör saldırılarında hayatını kaybetti ya da zarar gördü.

Türkiye’nin kararlı tutumu ve baskıları sonucunda Suriye’den çıkarılan, örgüt lideri Abdullah Öcalan 16 Şubat 1999 tarihinde Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirildi. Bu gelişme, PKK içerisinde büyük bir kırılmanın yaşanmasına neden oldu. Öcalan’ın yakalandıktan sonraki ilk görüntüleri, uçakta çekildi ve kamuoyuyla paylaşıldı. Kendisine "Öcalan, memlekete hoş geldin" denildiğinde, "Ülkeme yardımcı olmaya hazırım." yanıtını verdi.

Türkiye’ye getirilen Öcalan, İmralı Adası’nda yargılandı. Dokuz duruşmanın ardından mahkeme heyeti, oybirliğiyle silahlı örgüt kurmak ve yönetmek suçundan Öcalan’a idam cezası verdi. Ancak 2002 yılında Avrupa Birliği uyum yasaları kapsamında Türkiye’de idam cezası kaldırıldığından, bu ceza müebbet hapse çevrildi. Öcalan, 2013 yılında başlatılan çözüm süreciyle bir kez daha kamuoyunun gündemine geldi ancak süreç başarısızlıkla sonuçlandı.

22 Ekim 2024 tarihinde, PKK’yı fesih sürecine götüren ikinci süreç başlatıldı. Terör örgütü, 5-7 Mayıs 2025 tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12. kongresinde fesih kararı aldı ve 12 Mayıs 2025 günü kendini feshettiğini açıkladı.

Fesih süreci resmen başlamıştır. Bu aşamada silahların teslim edilmesi gerekmektedir. Teslimat, Birleşmiş Milletler gözetiminde değil; Irak ve Türkiye’nin oluşturacağı ortak bir heyet huzurunda, Irak topraklarında gerçekleştirilmelidir. Örgütün barınma alanı Irak topraklarında, Duhok vilayeti sınırlarında yer almaktadır. Metina, Gara Dağı, Zap, Hakurk, Avaşin-Basyan, Haftanin, Sinat gibi alanlarda bulunan örgüt mensupları, silahlarını Amediye kazasında Türk, Irak ve Bölgesel Kürt Yönetimi tarafından oluşturulacak heyete teslim etmelidir.

Yabancı basın çağrılabilir, ancak yabancı heyetlerin ve BM’nin bu konuya karıştırmamak gerekir diye değerlendiriyorum. Kandil, Asos Dağı gibi İran sınırına yakın bölgelerde bulunan ve sözde örgüt yönetiminde yer alan mensuplar ise, Süleymaniye iline bağlı, ulaşımı kolay olan Seyid Sadık ve Halepçe bölgelerinde oluşturulacak heyete silahlarını teslim etmelidir. Gerekli görülmesi hâlinde, Köysancak’ta da bir teslim alma heyeti bulundurulabilir.

Silahların teslim alınmasında işlemler için kısa sürede hazırlıklar yapılmalıdır ve süreç bir an önce başlamalıdır. Terörün bölgede sona ermesini istemeyen emperyal güçler ve onların istihbarat örgütleri bu süreci sabote etmek için ellerindeki tüm imkânları kullanacaktır. Bu şer odaklarına fırsat verilmemelidir.

Terörün sona ermesi hem Türkiye hem de bölge için son derece önemlidir. Bu, bölgede yeni bir dönemin başlamasına vesile olacak; güvenlik, refah, eğitim, huzur, üretim ve zenginlik demektir.

Süreç adım adım ilerleyecektir ama başlamak çok önemlidir. Özellikle yurt içinde bulunan örgüt mensupları için işlemler en kısa sürede başlatılmalıdır. Kurban Bayramı’na kadar, yurt içindeki örgüt mensupları teslim alınmalı ve gerekli işlemleri yapılmalıdır. Evlat nöbetinde bulunan Diyarbakır annelerinin çocukları, bayramdan önce serbest bırakılmalıdır. Fesih kararı, PKK’nın tüm yurt içi ve yurt dışı unsurlarını kapsamalıdır.

Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’nın hedef alınması kabul edilemez, edilmemelidir. İngiltere’de IRA’nın silah bırakma süreci 4 yıl sürmüştür. Ancak Türkiye uzun süredir bu konuda hazırlık yapmaktadır ve bu durum, sürecin hızlanması açısından bir avantajdır.

Sürecin devamında ve sonunda, PKK’nın faaliyet gösterdiği bölgelere bizzat gidilerek keşif yapılmalıdır. Yurt içinde ve Türkiye sınırına yakın Metina, Gara, Hakurk, Zap, Avaşin, Basyan gibi bölgelerde Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından doğrudan keşif ve kontrol sağlanmalıdır. Türkiye sınırına uzak Kandil ve Sincar gibi bölgelerde ise bu faaliyetler, Irak hükümetiyle ortaklaşa yürütülmelidir.

Suriye’de ise SDG (Suiye Demokratik Güçleri) ile Şam yönetimi arasında imzalanan 8 maddelik bir anlaşma mevcuttur. Bu anlaşmanın, 2025 yılı sonuna kadar uygulamaya geçirileceği açıklanmıştır. Bu sürecin de yakından takip edilmesi büyük önem taşımaktadır.

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA