Mithat IŞIK
Tüm YazılarıUkrayna ve Ukrayna'nın Karadeniz kıyısı olan Kırım ve Kırım’daki üs, Rusya için hayati öneme sahiptir. Bu nedenle Ukrayna asla NATO’ya girmemelidir.
Ukrayna NATO şemsiyesi altında olmamalıdır. Bu nedenle Rus Silahlı Kuvvetleri 2014 yılı başlarında Kırım'ı işgal etti. Aynı anda Putin Ukrayna sınırındaki Rus asker sayısını 150 bine çıkardı. Kısa süre sonra Rus askerleri Kırım’da kontrolü ele geçirdi.
Kırım'da yapılan bir halk oylamasıyla halkın %93'ü Rusya'ya bağlanma yönünde oy kullandı. Bu oylama, uluslararası kamuoyunda geçersiz ve yasa dışı olarak kabul edilmiş, ABD, AB, G-7 ve NATO ülkeleri tarafından da kınanmış ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün korunması gerektiği vurgulanmıştır.
Ancak Putin 17 Mart 2014'te referandum sonuçlarına dayanarak Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasını resmileştirecek anlaşmayı imzalamıştır. Böylece Rusya'nın ABD başta olmak üzere Batı dünyasıyla gerginlik dönemi başlamıştır.
Rusya, Kırım'ı işgal ederek Batı dünyasının kendi sınırlarına yaklaşmasını istemediğini göstermiştir.
Putin döneminde Rusya-NATO ilişkileri inişli çıkışlı bir seyir izlemiştir. NATO sınırlarının genişlemesi hep doğuya doğru olmuş ve Rusya'ya sınırdaş ülkeleri hedef almıştır. Rusya tarafından yapılan Doğu tanımı, Transkafkasya Havzası ve Orta Doğu'yu kapsam alanına almaktadır.
Rusya için Kafkas Havzası’nın egemenliği ve güvenliği çok önemlidir. Rusya'nın ekonomik gelirinin yüzde sekseni enerji ihracatına dayanmaktadır. Bu bölgelere, NATO ve Batı'nın müdahalelerinin önüne geçmek Rusya için çok önemlidir. Orta Doğu'da ise Suriye temelinde Tartus Limanı, Hmeymim ve Lazkiye gibi üsler Doğu Akdeniz trafiğinin Kıbrıs'tan sonra en önemli noktasıdır.
Ukrayna, NATO'ya girdiği takdirde Rusya neredeyse her yönden çevrelenmiş olacaktır. Bu nedenle Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna'nın askerden arındırılması amacıyla özel bir askeri operasyon başlatmayı emretti. Başlayan savaşta her iki taraf da büyük kayıplar vermiştir. Özellikle Ukrayna'da halk evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kalmış, 6 milyon Ukraynalı ülkesini terk etmiş, yaklaşık 6 milyon Ukraynalı da iç göçe maruz kalmıştır.
Zelenski'nin, NATO'ya üye olma hayali, ABD ve AB yönetimlerine güvenmesi büyük bir hayal kırıklığına sebep olmuştur. Bu savaşta Ukrayna büyük toprak kayıpları yaşamıştır. Altyapısı büyük zarar görmüştür. Trump'ın ‘Ukrayna-Rusya Savaşı’nı sonlandıracağım’ söylemleriyle başlayan barış görüşmelerinden de beklenen sonuç henüz alınamamıştır. Görüşmelerin daha uzun bir süre alacağını değerlendiriyorum.
ABD ve Trump için savaşın ne zaman biteceği değil, asıl önemli olan elde edeceği ekonomik imtiyazlardır. ABD, Ukrayna'nın güvenlik ihtiyaçlarını karşılamakta istekli değildir. Avrupalı devletler ise ABD'nin desteği olmadan Ukrayna'nın savaşı sürdürmesine destek vermede tartışmalar yaşıyorlar. Aralarında derin fikir ayrılıkları var. Şu an için Rusya-Ukrayna arasında barışın sağlanması zor görünüyor. Süresiz ateşkes veya ateşkesi uzatmak başarı sayılacak gibi görünüyor. İki ülke arasında barışın sağlanamaması, Trump'a da prestij kaybettirecektir diye değerlendiriyorum.
Barışa en büyük katkıyı Türkiye, Azerbaycan, Suudi Arabistan yapar diye değerlendiriyorum. Emperyal emelleri olan ABD ve Avrupa ülkeleri kendi çıkar ve menfaatlerini düşündükleri sürece barışı sağlamaları pek mümkün görünmüyor.
Güncel Yazıları
PKK’nın Fesih Kararı
14 Mayıs 2025
Keşmir Sorunu
13 Mayıs 2025
Suriye Türkmenleri
06 Mayıs 2025
Yeni Savaş Bölgesi Asya Pasifik mi Olacak?
17 Nisan 2025
Rum Kesiminde Yeni Bir Örgüt Kuruldu
07 Nisan 2025
Putin ve Trump Satranç Masasında
25 Mart 2025
Orta Doğu'da Sorunlar
20 Mart 2025
Nükleer Savaşa Doğru
13 Mart 2025
Avrupa Artık Yalnız
06 Mart 2025
Siperlerde Paralı Askerler
25 Şubat 2025
Suriye Modern Ordusunu Oluşturmalıdır
17 Şubat 2025
Gazze Direnişi
07 Şubat 2025
Trump Kime Meydan Okuyor?
28 Ocak 2025
Hamaney ve İran
21 Ocak 2025
Mavi Vatan 2025 Tatbikatı
14 Ocak 2025