Terörün Son Bulması

Ülkemizde terörün sonlandırılması için 11 Temmuz 2025 tarihinde Süleymaniye’ye bağlı Dukan kırsalında 30 terör örgütü mensubunun silahlarını bırakmasını her şeye rağmen olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Ülkemizde yaklaşık 47 yıldır devam eden terör olaylarında 40 bin insanımız hayatını kaybetti. 2 bin askerimiz, 1800 polisimiz şehit oldu. Birçok asker, polis, korucu terörle mücadelede çeşitli uzuv kayıpları yaşadı. Terörle mücadele asker ve polislerimizle birlikte korucular, öğretmenler, hâkim, savcı, doktor, hemşire ve çeşitli kamu kuruluşlarımızın mensupları da şehit oldu.

Terör örgütü köylere, mezralara baskınlar yaparak, yollara mayınlar döşeyerek yüzlerce vatandaşımızı öldürdü. Baskınlar düzenlediği köylerde acımasızca yaşlı, genç, erkek, kadın, bebek, herkesi acımasızca katletti. Katlettiği vatandaşlarımızın evlerini, ahırlarını, kümeslerini içlerindeki hayvanlarla birlikte yaktı ve bunlara silahlı propaganda dedi. Yüreklerimizi yakan bu acıları tüm milletimizle birlikte yaşadık. Bu olayların bir kısmına bölgede görev yaptığım Tabur ve Alay komutanlığı döneminde bizzat şahit oldum. Yaşanan tüm terör olaylarında onlarca çocuk yetim, yüzlerce kadın dul kaldı. Yüzlerce insanımız köyünü, mezrasını terk ederek göçebe duruma düştü. Bütün yaşanan acılarla birlikte dış destekli bu terör ülkemize trilyonlarca lira zarar verdi.

Bütün acılar yaşandı. Başta askerimiz, polisimiz, korucularımız olmak üzere milletçe verdiğimiz mücadele ile terör örgütü ülkemizi bölemedi. Halkımızı birbirine düşman yapamadı. Terör örgütünün silahlarını bırakıp teslim etmesiyle yeni bir dönem başlayacaktır. Terörün son bulmasıyla ülkemizle birlikte başta komşularımız olmak üzere bütün bölge kazanacaktır. Bölgemizi kan gölüne çeviren emperyal güçler bölgemizi, Ortadoğu’yu terk edecektir.

Bölgemizde kan ve gözyaşı son bulacaktır.

Bölgemize huzurun gelmesiyle tüm bölgede ekonomi canlanacak ve güçlenecektir. Basra- Bağdat- Musul- Silopi- İstanbul kalkınma yolu projesi hızlanacak. Kalkınma yol güzergahı cazibe merkezi olacak sanayi gelişecek, bölgeye, refah, huzur ve zenginlik gelecektir.

Bölgemizde terör devam ettiği sürece bölgeye 10 bin kilometreden gelen bölgemizde dökülen kan ve gözyaşının sebebi olan emperyalist devletler kazanacaktır.

Terörün son bulması belki de uzun bir süreyi kapsayacaktır. Buna da hazır olmalıyız.

Dünyada devam eden terör olaylarının son bulması da uzun bir süreyi almıştır. Bunlardan;

• İRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu)

1969 yılında kuruldu. 2025 yılında sonlandırıldı.

• ETA (Bask Yurdu ve Özgürlük)

1959 yılında kuruldu. İspanya ve Fransa’dan ayrı Bask bölgesinde bir devlet kurmak için silahlı mücadele başlattı. 2011 yılında mücadeleye son verdi. 2017’de silahları bıraktı.

• FARC (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri)

1964 yılında kuruldu. Amacı Kolombiya’da sosyalist devrim ve kırsalda reformlar gerçekleştirmekti. 2017 yılında belirlenen bölgede BM’ye silahlarını teslim etti.

Görüldüğü gibi bu örgütlerin de kendilerini feshedip silahlarını bırakmaları uzun bir süre almıştır. Ülkemizde de belki bu süre uzayacaktır. Amacımız ve isteğimiz o dur ki sürecin kısa sürede tamamlanmasıdır.

Süreç uzadıkça ülkemizde terörün son bulmasından bazı devletler ve onların istihbarat örgütleri süreci sekteye uğratmak ve geciktirmek için azami çaba göstereceklerdir. Bu nedenle yaşadığımız süreçte herkese büyük sorumluluklar düşüyor. Sorunun çözümü için sorumluluk sahibi herkes çok dikkatli konuşmalıdır. Söz ve kelimelerini çok iyi seçmeli ve ifade etmelidir. Kurduğu cümleler inandırıcı olmalıdır ve kimseyi kırmamalıdır, incitmemelidir. Süreç açık ve şeffaf yürütülmelidir. Belirli periyotlarla siyasi partiler ve kamuoyu bilgilendirilmelidir.

Bilgilendirmelerde kullanılan kelimeler açık, net ve anlaşılır olmalıdır. Sorumluluk sahipleri hiçbir zaman gri alan stratejisi yapmamalıdır. Gri alanda strateji yapmak bilgi kirliliğine neden olacaktır. Yalan ve yanlış haberlerin yayılmasına neden olan bu durum, kaos ortamının doğmasına sebep olacaktır. Kaos ortamlarının yabancı istihbarat örgütlerine manevra alanı açacağını unutmamalıyız. İnsanların kafalarında oluşan soru işaretlerini ancak açık, doğru ve şeffaf bir bilgilendirme ile önleyebiliriz. Şehitlerimizin çocukları, eşleri ve yakınları gazilerimiz devletimize ve milletimize emanettir. Onların kırılmaması ve üzülmemesi için azami hassasiyet ve duyarlılık gösterilmelidir.

Terör örgütünün teslim ettiği silahların mutlaka bir envanteri tutulmalıdır. Bu silahların menşeleri mutlaka kayıt altına alınmalıdır. Bu silahları, mayınları hangi ülkelerin ürettiği ve terör örgütüne verdiği tespit edilmelidir. Zamanı geldiğinde bu silahları, mayınları veren ülkelere bunlar gösterilmelidir. Bizimle aynı güvenlik paktında olan, bize komşu ve dost olan, dost görünen ülkelere bunlar gösterilmelidir. Terör örgütünün silahlarını teslim etmesi şova dönüştürülmemelidir. Silahların teslimi asla bir pazarlık konusu olmamalıdır. Çatı örgütü KCK'nın alt örgütlerinin tamamı PKK, PJK, YPG, PYD, SDG tamamı örgütün aldığı karara uymalıdır ve silahlarını teslim etmelidir. İsrail'in Türkiye, Irak, Suriye üçgeninde oluşmasını arzu ettiği devletimsi yapılanma mutlaka önlenmelidir. Asla müsaade edilmemelidir.