Mithat IŞIK

Tüm Yazıları

Fırat’ın Doğusundaki Mücadelede Kim Kiminle?

05 Ocak 2021
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Bugün Fırat'ın doğusu, Suriye'de bulunan bütün güçlerin mücadele alanı haline gelmiştir. Irak sınırında Dicle'den başlayıp Suriye'de Fırat'a kadar uzanan bu bölgenin Türkiye'ye olan sınırı 480 kilometredir. Türkiye için beka meselesi olan bu bölgede ABD ve onun desteklediği PKK/PYD(SDG), Rusya ve onun desteklediği rejim güçleri ve rejime destek veren milisler ile örtülü olarak işbirliği yaptığı PKK/YPG, İran ve onun desteklediği Şii milisler, Türkiye ve desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO), Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile işbirliği olan KDP ve Suriye Kürt ulusal Konseyi (SKUK), daha güneyde Irak sınırına yakın bölgede mevcudu azalsa da DEAŞ ve onun Rakka ve Deyrezzor’daki uyuyan hücreleri, ABD' nin bulunduğu Deyrezzor’da az sayıda da olsa Fransız askerleri bulunmakta. Mevcut bölgede bulunan bu güçlerin her birinin kontrol ettiği yerler var.

ABD, Türkiye sınırına yakın Cezire, Kamışlı, Aynel Arap, Menbiç, Ayn İsa, Teltamir’de bulunan üstlerini boşalttı; ancak bu bölgeyi Türkiye'ye değil, Rusya’ya teslim etti. Amacı bu bölgedeki PKK/YPG'li teröristlerin burada kalmasını sağlamak. Rusya bu bölgelerde bulunan teröristleri Türkiye sınırından 30 kilometre güneye çekmesi gerekirken henüz bunu gerçekleştirmedi. Bu da bölgede ABD ile Rusya arasında örtülü bir işbirliğinin olduğunu gösteriyor. Rusya'nın kontrolünde olan bu bölgelerin bir kısmında Rus askerleri, rejim güçleri, PKK/YPG birlikte bulunuyor. Hatta bazı bölgelerde aynı binaları kullanıyorlar. Ancak Bu binalarda Rus bayrağı bulunuyor.

ABD bölgeyi boşalttı ancak bölge ile ilişkisini kesmedi. Zaman zaman ABD askerleri Kamışlı, Cezire, Teltamir, Ayn İsa bölgelerinde devriye faaliyeti şeklinde gözlemler yapıyor. ABD'nin Haseke, Deyrezzor, Rakka’da 600 civarında askeri mevcut. Burada az sayıda Fransız askeri de ABD askerleri ile birlikte bulunuyor. Petrol ve doğalgaz zengini olan bölgeyi ABD kontrol ediyor. PKK/YPG'li teröristler de çoğunlukla bu bölgedeler. Bölgeden çıkarılan doğalgaz ve petrol ABD'nin kontrolünde PKK/YPG'li teröristler tarafından Esad rejimine satılıyor. Terör örgütü buradan büyük bir gelir elde ediyor. PKK/YPG bölgede çoğunluğu oluşturan Arap aşiretlerine baskı yapıyor. Çocuklarını zorla örgüte katmak istiyor. Bu nedenle Arap aşiretleri ile PKK YPG arasında çatışmalar yaşanıyor. ABD'li yetkililer Arap aşiretleri ile terör örgütünü barıştırmak için büyük çaba harcasalar da istedikleri barışı sağlayamadılar. Pentagon PKK/YPG'li teröristlerden oluşturduğu 10000 kişilik silahlı güç için 2021 yılında 200 milyon dolar askeri yardım fonu talebinde bulundu. Amacı bölgede bulunan PKK/YPG’yi teröristlere 3 farklı güç halinde teşkil etmek:

  • Bölgesel İç Güvenlik Gücü: Bu güç sabit birliklerden oluşacak ve yerleşim yerlerinin kritik bölgelerinde görev yapacaklar.
  • İç Güvenlik Gücü: En az 4000 kişiden oluşacak. Şehirlerde devriye görevi yapacak. Yerleşim yerleri arasındaki yollar üzerinde kontrol noktaları oluşturacak.
  • PKK/YPG kontrolündeki bölgelerde mevcudu 600 olan anti-terör birliği kurulacak.
  • Komando Birliği: Bu birliğin mevcudu 2000 kişi olacak.

Görüldüğü gibi ABD bu bölgede PKK/YPG’li teröristlerden nizami bir ordu oluşturmaya çalışıyor. Haseke’ye orta menzilli füzeler yerleştirdi. Bu füzelerin menzili 130 kilometre ile 600 kilometre arasında değişiyor. ABD'nin teröristleri desteklemek için oluşturduğu bütçe 5 kalemden oluşuyor.

  • Eğitim ve ekipman yardımı için 95 milyon dolar
  • Lojistik destek için 54 milyon dolar
  • Maaşlar 48 milyon dolar
  • Zaruri ihtiyaçlar 3 milyon dolar
  • Tamir ve onarımlar 1 milyon dolar

ABD’nin amacı bu bölgede devletimsi bir terörist yapı oluşturmak. Uzun vadede bu yapıyı Irak'ın kuzeyindeki IKBY ile birleştirmektir. Erbil yönetimi PKK/YPG'den oluşacak bu terörist yapıyı kabul etmiyor. ABD bu yapıyı oluşturmak için Erbil yönetimine yakın Suriye Kürt Ulusal Konseyi (SKUK)ile PKK arasında görüşmeler yapıyor. Amacı IKBY ile birleşecek bir yapı oluşturmak. Rusya'da aynı amaçla yarı açık ve örtülü olarak aynı hamleleri yapıyor. ABD Sincar’daki PKK/YPG' yi 2 amaçla Sincar Dağı'nda tutuyor. Birincisi IKBY üzerinde baskı oluşturmak, ikincisi ise PKK'nın Kandilde imha edilmesi durumunda Sincar bölgesini ikinci bir Kandil haline getirmek. Türkiye ise ABD'nin bu planını bozmak için Merkezi Irak Hükümeti ile anlaşarak PKK/YPG’yi Sincar’da imha etmek, Silopi'de Ovaköy’den Habur Gümrük Kapısına alternatif yeni bir kapı açmak; Telafer, Musul, Kerkük, Bağdat Karayolu bağlantısını sağlamak, bölge ile ticareti artırmak, ayrıca Habur Gümrük Kapısı’nın faaliyetine devam etmesi, her iki kapının birlikte kullanılması, Suriye-Irak sınırının kontrolünün merkezi Irak askerleri tarafından yapılmasını sağlamak istiyor. Bu konuda gerekirse Türkiye Irak Hükümeti ile askeri eğitim işbirliği anlaşması imzalayarak Irak Ordusunu eğitmek ve Irak-Suriye sınırına modern elektronik sistemler kurmak istiyor. Böylece Irak'ta bulunan PKK/YPG ile Suriye'deki PKK/PYD'nin irtibatını kesilecektir. Bu durum IKBY’nin güvenliği için de önemlidir. ABD 1995 yılından beri Ovaköy sınır kapısının açılmasını engelliyor. Türkiye güvenliği için mutlaka Ovaköy gümrük kapısını açmalıdır. ABD'nin planını bozmalıdır. Türkiye Barış Pınarı Harekatı ile Fırat'ın doğusunda Resulayn ve Telabyad bölgesini ele geçirmiş, Fırat'ın doğusundaki kuşağı ortadan bölmüştür. Ancak Telabyad’ın batısında, Aynel Arap güneyinde Ayn İsa, Resulaynın doğusunda Kamışlı ve Cezire, Resulayn güneyinde Teltamir Rusların kontrolündedir. Rusya söz vermesine rağmen kontrol altında tuttuğu bu bölgelerden PKK/YPG’yi çıkarmamıştır. ABD de bu bölgeler ile ilişkisini devam ettirmektedir. Türk ve Rus askerleri Telabyat Aynel Arap arasında devriye görevi icra ediyorlar. Telabyad ve Resulayn’ın emniyeti için Ayn İsa ve Teltamir mutlaka Türkiye'nin dolayısı ile SMO’nun kontrolünde olması gereklidir. Bu bölgelerden PKK/YPG mutlaka çıkarılmalıdır. Ayn İsa ve Teltamir bölgesinde PKK/YPG ile SMO güçleri arasında devamlı çatışma yaşanıyor. Suriye'de dolayısıyla Fırat'ın doğusunda durumlar hızla değişiklik gösteriyor. PKK/PYD Suriye'de elde ettiği kazanımları anayasa ile garanti altına alarak uluslararası meşruiyet şemsiyesi altına girmek istiyor. Bunun içinde IKBY’yi oluşturan partilerin desteğini almak istiyor. Bu nedenle Öcalan, kardeşi Osman Öcalan aracılığı ile KDP,KYB ile PYD’ye çağrıda bulundu. Bu çağrıyı ABD de yapıyor. Bu uzlaşı gerçekleşmediği takdirde PYD'nin Suriye'deki varlığı sıkıntıya girecektir. Bu durum bölgede yeni askeri ve siyasi denge arayışlarının başlamasına sebep olacaktır. Bu da PKK/PYD’yi destekleyen ABD'yi çok rahatsız ediyor. PKK/PYD her ne kadar ABD'nin desteğinde Deyrezzor ve Rakka bölgesindeki doğal gaz ve petrolü kontrol altında tutarak, rejime satarak para kazanıyor olsa da bu bölgede bulunan Arap aşiretleri ile PKK/PYD arasında derin bir görüş ayrılığı var. Arap aşiretleri PKK/PYD nin bölgedeki uygulamalarından ve çocuklarına zorla silah vermesinden rahatsız. ABD, PKK/PYD’nin Arapların çoğunlukta olduğu bölgeyi kontrol altında tutamayacağının farkında. Bu nedenle Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerdeki varlığını sağlamlaştırmak adına diğer partilerle uzlaşı istiyor. Böylece uluslararası müzakere heyetlerine dahil etmenin önünü açmaya çalışıyor. ABD, yeni seçilen Biden hükümetinin genelde Ortadoğu özelde Suriye politikasının nasıl şekilleneceğini zaman içerisinde göreceğiz. ABD Suriye'den asker çekti ancak buradaki güçlerini Kuveyt'ten takviye etme imkan kabiliyetine sahip. Rusya ise kararlı bir şekilde Suriye'deki askeri varlığını artırıyor. Siyasi arenada başat pozisyonda bulunmak istiyor. Türkiye kararlı bir şekilde Suriye'nin toprak bütünlüğünü korunmasını savunmalıdır. Süleyman Şah Türbesini bir an önce yerine taşımalıdır. Suriye Milli Ordusu’nu (SMO) bir an önce nizami bir ordu şekline getirmelidir ve bölgede bulunan bütün etnik grupların PKK/YPG hariç SMO bünyesinde birleşmesini sağlamalıdır. PKK/YPG’ye karşı olan aşiretlerin güçlenmesi için tedbirler almalıdır. Suriye'de resmi bir hükümetin kurulması ve serbest seçimlerin yapılması için Rusya ile konuyu tartışmalı ve girişimlerini artırmalıdır. ABD'nin amacı ve hedefinin Türkiye için dostane olmadığı açık ve nettir. ABD Haseke’ye orta menzilli füzeler yerleştirmeye başladı. Menzili 130-600 kilometre olan bu füzeler kimin için neden yerleştirilmiştir? ABD şunu bilmelidir ki; Afganistan ve Irak'ta 7 trilyon dolar para harcadı ve kaybetti. Suriye'de de kaybedecektir. İsrail'in güvenliği için buna gerek yoktur. İsrail'in güvenliği Filistin halkının haklarını kabul etmekten ve Türkiye ile dostane ilişkiler kurmaktan geçiyor. Umarım ABD'de yeni seçilen yönetim bunu anlar.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA