Halil İbrahim BÜYÜKBAŞ
Tüm Yazıları

Bir soruyla başlayalım:
Bir askeri birliğin, kritik bir devlet kurumunun ya da stratejik bir savunma sanayi kuruluşunun nizamiyesinden, sırtınızda kamera ve naklen yayın teçhizatıyla birlikte girebilir misiniz?
Ya da aynı kurumların üzerinden, sürekli çekim yapan bir drone uçurabilir misiniz?
Elbette ki hayır. Güvenlik kapıları buna izin vermez. Çünkü orası sınırlandırılmış alandır; görünür cihazlarla giriş yasaktır.
Ama… Ya aynı işi yapan bir şey, dört tekerlekli bir gövdeye gizlenmişse? Ya trafik içinde size sadece bir “araç” gibi görünse de aslında şehirlerin, stratejik alanların, hatta güvenlik bölgelerinin içine sessizce giriyorsa?
İşte asıl sorun burada başlıyor.
Arabamızda Casus Var mı?
Yeni nesil otomobiller, yalnızca sizi bir noktadan diğerine taşımıyor. Bu araçlar; 8 dış kamera, 1 iç kamera, mikrofonlar, GPS, Bluetooth, Wi-Fi ve daha fazlasıyla donatılmış durumda. Park halindeyken bile etrafındaki en ufak hareketi algılayan **Sentry Mode** özelliğiyle, araç yalnızca sürüş anlarını değil, çevresini ve içindekileri de kaydedebiliyor.
Sürücünün yüz ifadesi, göz hareketleri, yorgunluk halleri, yol tercihleri, trafik refleksleri… Yanından geçilen reklam panoları, sokak sesleri, kaldırımda yürüyen insanlar… Hepsi birer veri setine dönüşüyor.
Ve daha da ötesi: Uzaktan erişim senaryoları. Yazılım açıkları veya kötü niyetli erişimler sonucu, aracın kontrolü dışarıdan ele geçirilebilir. Direksiyon başındaki kişinin haberi olmadan yönlendirilebilir, hatta kaza yaptırılabilir.
Bir otomobilin aynı zamanda bir "siber silah" olma ihtimali artık teorik değil, gerçek bir risktir.
Grok: Aracın İçindeki Dijital Beyin
Örneğin; 2025 yaz güncellemeleriyle birlikte Tesla araçlarına entegre edilen yapay zekâ sistemi "Grok", konuyu daha da kritik hale getiriyor.
Grok, sesli komutlarla sürücüyle etkileşim kurabiliyor, sürüş alışkanlıklarını analiz edebiliyor ve bulut üzerinden sürekli veri aktarımı yapabiliyor.
Bunun anlamı şu:
– İç kameradan yüz tanıma ve göz takibi yapılabilir.
– Sürüş tarzınız, stres anlarınız, trafik tercihlerinize kadar davranış analizi çıkarılabilir.
– Yanından geçtiğiniz reklam panoları, çevredeki sesler bile kaydedilip analiz edilebilir.
– Türkiye’deki sürüş verileri, küresel yapay zekâ eğitim havuzlarına aktarılabilir.
Sonuç olarak bir otomobil, istemeden de olsa, biyometrik fişleme ve davranış analizi cihazına dönüşüyor.
İstihbarat Açığı Haritası
- Askerî birliklerin giriş–çıkış yoğunluğu
-Polis merkezlerinin koordinatları
-Genelkurmay çevresindeki hareketlilik
-Cumhurbaşkanlığı’na giden yolların görüntüleri
-Savunma sanayi tesislerinin giriş kapıları
-Enerji santralleri ve barajların çevresi
-Kritik köprü ve tünellerdeki trafik akışı
-Havalimanlarının pist çevresi ve güvenlik noktaları
-Şehirlerdeki toplumsal hareketlilik
-Protestoların ve olağan dışı toplanmaların kaydı
Bütün bunlar yalnızca bir teknoloji değil; stratejik düzeyde bir **istihbarat haritasıdır**.
Haritalarımızı kendi elimizle çizdiriyor, sırlarımızı kendi rızamızla teslim ediyor olabiliriz. Ve bu veriler bir gün düşman ülkelerin ya da terör örgütlerinin eline geçerse, sonuçları tahmin etmek bile ürkütücüdür.
Ne Yapmalı?
-Akıllı otomobillerin hangi verileri topladığı derhal denetlenmeli.
-Toplanan verilerin hangi sunucularda tutulduğu şeffaf şekilde açıklanmalı.
- İç kamera ve mikrofon kayıtlarının KVKK’ya uygunluğu sorgulanmalı.
- Kritik tesislerin çevresinde bu araçların gözetim modları sınırlandırılmalı.
- Uzaktan erişim riskleri teknik olarak incelenmeli, müdahale ihtimalleri bertaraf edilmeli.
- Milli otomobil, yalnızca bir marka değil; dijital çağda Türkiye’nin veri kalkanı olmalı.
- Ve en önemlisi, Siber Güvenlik Başkanlığı vakit kaybetmeden göreve başlamalıdır.
Öyleyse;
Dijital dünyadan kaçış yok. Ama gözümüzü kapatıp da teslim olamayız.
“Bana bir şey olmaz” mantığı ile Siber Vatan korunmaz.
Tedbir almak, kendi sistemimizi kurmak ve verilerimize sahip çıkmak zorundayız.
Çünkü teknolojiye hâkim olan, geleceğe de hâkim olur.
Egemenlik, haritalarımızın ve verilerimizin kimde olduğuna bağlıdır!
(E)Tuğg. Halil İbrahim BÜYÜKBAŞ
Güncel Yazıları
“İsrail ve Batı Menşeli Teknolojilerin Siber İşgal Tehlikesi!"
07 Kasım 2025
Telefon Çiftlikleri!-Dijital Kölelikten Algı Savaşına
31 Ekim 2025
Ceride’den Yapay Zekâya- Devlet Hafızasının Sesi
27 Ekim 2025
5G ile Yeni Ufuklara-Türkiye’nin Dijital İstiklal Çağı
20 Ekim 2025
MİLLİ İŞLETİM SİSTEMİ PARDUS’UN HİKAYESİ-Siber Vatanın Kodları Türkiye’de Yazılmalı..
15 Ekim 2025
Hamas Filistin'in Umudu! Sahi Şu FKÖ(Filistin Kurtuluş Örgütü) Nerede?
10 Ekim 2025
Hem Paramızı Aldılar Hem Devlet Sırlarımızı Çaldılar-Kriptoyla Soyulan Türkiye!..
07 Ekim 2025
Amerika’nın Yalanları ve Venezuela Senaryosu
03 Ekim 2025
Yeni Nesil Otomobiller Dijital Gözcü Mü?
01 Ekim 2025
Microsoft Siyonist Çocuk Katilleri ile İşbirliğini İtiraf Etti
26 Eylül 2025
İngiliz İstihbaratı MI6 Başkanı Richard Moore İstanbul’da: Niye Geldi Acaba?
22 Eylül 2025
Cep Telefonu: Cebimize Sokulan Dijital Truva Atı
17 Eylül 2025
Türkiye’ye Saldırının Bedeli: 72 Saatte Kudüs’te Ayyıldızlı Al Bayrak
10 Eylül 2025
Yeşilçam Gerçekten Yeşil Miydi?
04 Eylül 2025
Fransa Whatsapp'ı Yasakladı, Ya Biz!
02 Eylül 2025