Halil İbrahim Büyükbaş

Halil İbrahim Büyükbaş

Tüm Yazıları

Güçlü Türkiye Güçlü Ordu

05 Temmuz 2025
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Bugün artık savunma, sadece silahla değil; akılla, yazılımla, sensörle, uyduyla, verilerle ve en önemlisi yerli iradeyle kazanılıyor. Türkiye, 2000’li yılların başından itibaren savunma alanında attığı milli adımlarla sadece dışa bağımlılığı azaltmadı, aynı zamanda dünyanın gözünü çevirdiği bir teknoloji üreticisine dönüştü.

Eskiden başka ülkelerin ürettiği silahların tetiğine bastığımızda, tetik çalışır mı diye dua ederdik. Şimdi ise kendi mühendisimizin yazdığı kodla havalanan insansız hava araçlarımız, sınırlarımızın ötesinde destan yazıyor.

Bu defa kararlıyız: Ne Nuri Demirağ’ın uçak fabrikası gibi, ne Vecihi Hürkuş’un göğe çıkan cesareti gibi, ne Nuri Killigil’in savunma sanayi girişimi gibi, ne de Şakir Zümre’nin bombaları susturulmuş olsun... Ne Devrim Otomobilleri gibi yarım kalmaya, ne de bu milletin iradesi tekrar ipotek altına alınmaya müsaade etmeyeceğiz.

Gökyüzünde Türk İmzası: İHA’lar, Jetler ve Uydular

Bugün gökyüzüne baktığınızda yalnızca kuşları değil, Bayraktar TB2, AKINCI, KIZILELMA gibi milli sistemleri görebilirsiniz. Sadece gözetlemiyorlar; gerektiğinde hedefi buluyor, müdahale ediyor, geri dönüyorlar. Hepsi Türk mühendisinin eseri.

Bir de KAAN var ki... Türkiye’nin 5. nesil savaş uçağı. Henüz gökyüzüyle tanışmadı ama kokpitindeki o milli zeka, Batı'nın sadece kulisi olduğu teknolojik sahnede artık Türkiye'ye de başrol yazıyor.

Ve yukarıda, uzay boşluğunda dönen uydularımız… Göktürkler, TÜRKSAT 6A, Lagari, hepsi Türkiye’nin hem gözünü hem kulağını temsil ediyor.

Karada Zırh, Denizde Akıl, Havada Güç

Türkiye artık sadece tank yapmıyor; zırhlı kara araçlarıyla, insansız kara sistemleriyle, amfibi hücum araçlarıyla her türlü savaş ortamına hazır.

Fırtına Obüsü, KİRPİ, ARMA, HIZIR, COBRA II gibi araçlar sadece Türk askerine değil; dost ve müttefik ülkelere de güven veriyor.

Denizde ise artık sadece gemiler değil, onların beynini temsil eden GENESİS ADVENT gibi savaş yönetim sistemleri, radar ve sonar teknolojileri de Türkiye menşeli.

Savaşın Yeni Cephesi: Veri, Sinyal ve Simülasyon

Bugünün ve yarının savaşları, toprakta değil; frekansta, ekranda ve ağ üzerinde kazanılacak.

İşte bu noktada devreye Türkiye'nin bir başka silahı giriyor: Muhabere ve Elektronik Sistemler.

Taktik sahadan uçan bir SİHA'ya, denizdeki gemiden karadaki topçuya kadar tüm unsurlar, dijital komuta kontrol ağlarıyla birbirine bağlanıyor.

TASMUS, HERİKKS, VOLKAN, Füze Veri Bağı Sistemleri gibi sistemler, hem emir-komuta zincirini dijitalleştiriyor hem de düşmana karşı her an hazırlıklı olmayı sağlıyor.

Ve simülasyonlar… Denizaltı eğitimleri, yangın tatbikatları, helikopter kurtarma operasyonları artık sahada değil; birebir gerçeğe yakın sanal ortamlarda hazırlanıyor. Bu da hem zaman hem maliyet hem de insan hayatı demek.

Sözde Tetik, Özde Esaret Dönemi Bitti

Bir zamanlar “yazılımı başkasına ait olan silah bizim değildir” diyorduk. Bugün bu sözü fiiliyata geçirdik. Çünkü artık biz yazıyoruz, biz tasarlıyoruz, biz yönetiyoruz. Artık sadece tetik bizim değil; tetiğe giden kablo, kablonun kodu, kodun devresi ve hatta sinyalin frekansı da bizim! Artık "Son Kullanıcı Belgesi" kaygısı da yok. Artık ürettiğimiz silahı istediğimiz gibi kullanabileceğiz. Ha... Son Kullanıcı Belgesi? Batı menşeli bütün firmalar, siz onlardan silah, cihaz ve sistem aldığınızda bu belgeyi ister. Onların istemediği yerlerde silah, cihaz ve sistemleri kullanamazsınız.

Sonuç olarak; "Bu Güç, Bir Milletin İradesidir."

Savunma sanayiindeki bu büyük yürüyüş, sadece birkaç fabrikanın başarısı değil; bir milletin yeniden ayağa kalkma iradesidir.

Bugün bir çocuk HÜRJET gördüğünde "Ben pilot olacağım" diyorsa, bu savunma sanayii değil, bir millet projesidir.

Yarın KAAN gökyüzüne çıktığında, sadece uçağımız havalanmayacak… Türkiye’nin özgüveni, bağımsızlığı ve hedefleri de yükselişe geçecek.

Unutmayalım:

Silah üretmek bir sanayi meselesidir.

Ama “milli teknoloji üretmek” bir bağımsızlık meselesidir.

Ve Türkiye bu bağımsızlığı adım adım inşa etmektedir.

Kalemle savaş kazanılmaz belki, ama gerçekleri yazan kalem, milletin iradesinin sesidir.

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA