Evanjelizm ve Masonluk: Siyonizm’in İki Kanadı

“Amerika İsrail’in fişini çekerse Tanrı da bizim fişimizi çeker.” Bu söz bir hahamın değil, Amerika Birleşik Devletleri Senatörü’nün ağzından döküldü. Yani maaşını Amerikan halkının vergilerinden alan bir siyasetçinin! Peki hiç düşündünüz mü, bu teslimiyet niye? Hangi motivasyonla bu cümleleri kurmuş olabilir?

Aslında cevap basit: Yahudi olunmaz, Yahudi doğulur. Amerikan kamuoyunu teslim alan iki güç vardır: Biri Siyonist sermaye, diğeri ise Evanjelist–Mason işbirliğidir.

Tarihin en büyük yalanı nedir biliyor musunuz?

Tanrı adına konuşup şeytana hizmet edenlerdir.

Bugün bu yalana iki farklı kılıf geçirilmiştir: Evanjelizm ve Masonluk.

- Evanjelizm İncil’le konuşur.

- Masonluk ise pergelle ve gönye ile…

Ama ikisinin de kalbinde aynı virüs vardır: İsrailiyat.

Ve ikisinin de boynunda aynı zincir vardır: Siyonizm.

Şimdi soralım: “İsa’yı öldüren Yahudiler” nasıl oldu da Hristiyanların kader ortağı oldu?

Evanjelikler, Tanrı’nın yazdığı kaderi hızlandırma sevdasında. Siyonist akıl ise bu teolojiyi kullanarak kendi emellerini kutsuyor.

Hristiyanlara yüklenen görev açık: İsrail’i kutsayın, Yahudileri seçilmiş ilan edin! Ve Cennete gidin! Hem Masonlar, hem de Evanjelikler yoksa cennete gidemez... Yani sapkın Siyonistler her insani değeri sattıkları gibi Cenneti bile satmış. Karşılığı Yahudiye hizmet...

Bu iman değil; küresel bir tuzaktır.

Evanjelizm: Halkın İmanını İsrail’e Bağlayan Sapma

ABD’de milyonlarca insan kiliselere gidiyor. Ama İsa için değil, İsrail için dua ediyor. Çünkü onlara şu telkin edilmiş: “İsrail’e hizmet edersen Tanrı seni kurtarır. İsrail’e ihanet edersen Tanrı seni yok eder.”

İşte bu yüzden Amerikalı senatörler, İsrail bombalar yağdırırken çocuk katliamını alkışlıyor. İşte bu yüzden Lindsay Graham çıkıp “Amerika İsrail’in fişini çekerse Tanrı da bizim fişimizi çeker” diye bağırıyor.

Bu siyaset değil; Tanrı’yı şantaj aracı yapan sapık bir inançtır.

Masonluk: Elitleri İsrail’e Biat Ettiren Gizli Kardeşlik

Masonluk, Kabala ve Tapınak Şövalyeleri geleneğinden gelen bir örgüttür. Localarda yükselmek için bir Yahudi’yi “birader” edinmek şarttır. Yani Masonluk, görünüşte felsefi bir kardeşlik, özünde ise Yahudi’ye biat düzenidir.

Bugün Pentagon’dan Wall Street’e, Avrupa’dan Latin Amerika’ya kadar birçok karar mekanizması bu zincirle kilitlenmiştir.

Peki Türkiye?

Bu oyun sadece Batı’da kalmadı, Anadolu da hedef tahtasına konuldu.

- Darbeler: 1960, 1980, 28 Şubat ve 15 Temmuz… Hepsinin gölgesinde masonik–Siyonist planların izi vardı.

- Tarikatlar ve Cemaatler: “Din” perdesi altında örgütlenen yapılar aslında Evanjelist–Mason aklın uzantısı gibi çalıştı. FETÖ bunun en açık örneği değil mi?

- Siyaset ve Medya: Türkiye’de mason localarının iş dünyasında, medyada ve hatta siyasette nasıl kök saldığını bilmeyen yok. Kimileri hâlâ “özgürlük, demokrasi” masalıyla bu bağı gizlemeye çalışıyor.

Bu sapkın akıl Türkiye’yi ya darbelerle ya tarikatlarla ya da medya–ekonomi manipülasyonlarıyla diz çöktürmeye uğraştı.

Bugün Gazze, Yarın Anadolu

Gazze’de bebekler katledilirken “İsrail demokrasi kalesidir” diyenlerin sesi, yarın Anadolu’da da aynı yalanı fısıldayacaktır. Çünkü bu sapkınlığın nihai hedefi Türkiye’dir. Çünkü bu coğrafya, Siyonizmin “Arz-ı Mev’ud” planında merkezdir.

Evanjelizm, halkı kandırıyor.

Masonluk, elitleri teslim alıyor.

Ama ikisi de aynı gövdenin iki kanadı: Siyonizm’in küresel düzeni.

Bugün görüyoruz ki bu sapkınlık sadece Amerika’nın değil, Türkiye’nin de baş belasıdır. Darbeler, ekonomik saldırılar, siyasi manipülasyonlar hepsi aynı merkezden beslenmektedir.

Ama bu toprakların bir farkı var:

Anadolu halkı, Haçlı’yı da Siyonist’i de defalarca toprağa gömmüş bir millettir.

Ve bugün de yarın da bu topraklarda İsrail’e kulluğu, Siyonizm’e sadakati iman sanan sapıklara yer olmayacaktır.

(E)Tuğg. Halil İbrahim BÜYÜKBAŞ