Halil İbrahim BÜYÜKBAŞ
Tüm Yazıları5G’nin mucidinin bir Türk olduğunu biliyor muydunuz?
Bir laboratuvarda, yıllar önce Bilkent’te sessizce çalışan bir bilim insanı vardı: Prof. Dr. Erdal Arıkan.
Küçük bir odada, büyük bir hayalin peşindeydi: bilgiyi sıfır hatayla iletmek.
Yıllar süren sabır, azim ve matematikle sonunda başardı.
Buluşunun adı Polar Kodlar’dı — bugün dünyanın iletişim altyapısının kalbinde atan algoritma.
Bu kodlar, 5G teknolojisinin en kritik bileşenlerinden biri haline geldi.
Yani, şu anda telefonunuzdan gönderdiğiniz her veri, bir Türk’ün geliştirdiği fikirle yola çıkıyor.
Ancak bu büyük buluşa ilk inanan Türkiye değil, Huawei oldu.
Huawei, Arıkan’ın vizyonunu gördü, sahiplendi, dünyaya tanıttı.
Bugün milyarlarca insanın kullandığı 5G’nin temelinde Türk aklı, Türk dehası var.
Hz. Peygamberimiz buyurmuştu:
“İlim Çin’de de olsa gidip alınız. Muhakkak ki ilim talebi her Müslüman’a farzdır.”
Bu kez ise ilim, Çin’e Türkiye’den gitti.
Ve dünyanın iletişim çağını başlatan imza bir Türk’e ait: Prof. Dr. Erdal Arıkan.
Evet artık 5G anavatanına dönüyor!
“Bazı kararlar sadece bugünü değil, geleceği kurtarır.”
Türkiye, bu kez geçmişte yapılan hataları yapmadı. Tarih tekerrür etmesin diye, akıl devreye girdi.
1974 yılında dönemin hükümeti, siyah-beyaz televizyon ihalesi yapmıştı. Uğurgil markasıyla televizyon fabrikası kurulmuş, üretim başlamıştı. Ama o sırada Avrupa, renkli televizyona geçmiş, siyah-beyazı çoktan terk etmişti. Biz, Avrupa’nın çöplerini temizlerken; renkli televizyonu üretip onlara satabileceğimiz bir fırsatı kaçırmıştık.
Bu tarihî yanılgı, aslında bir teknolojik bağımlılık hikâyesidir. O günden sonra anlaşıldı ki, dünyayı takip eden değil, önünü gören milletler tarih yazar.
2015 yılıydı… Türkiye’de 4G ihalesi yapılacaktı. Ama o sırada Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz artık 5G’ye hazırlanalım, 4G’ye para gömmeyelim” diyerek vizyoner bir hamleyle ihaleyi erteledi.
Sonrasında yapılan ikinci ihalede 4,5G altyapısı kabul edildi. Yani 5G’ye uyumlu, ileriye dönük, modüler bir sistem kurulmaya başlandı. O gün belki birçok kişi bu kararı anlamadı. Ama bugün, 2026’ya hazırlanırken, o vizyonun ne kadar yerinde olduğu ortada: Türkiye, 5G’ye geçişi dünyadaki birçok ülkeye göre daha kolay ve ekonomik yapıyor.
Bu, bir mühendislik başarısı değil sadece — bir devlet aklı başarısıdır. Tarihten ders alınmış, yön geleceğe çevrilmiştir.
Kurşunu Kurşunla Vurma Zamanı!
AA’nın son verilerine göre Türkiye, 1 Nisan 2026 itibarıyla 5G’ye geçecek. Bu geçiş, bir teknolojik güncelleme değil; çağ değişimidir.
4.5G’ye kıyasla 10 kat daha hızlı olan 5G, bir kilometrekarede 1 milyon cihazı aynı anda çalıştırabilecek kapasiteye sahiptir. Bu, artık insanların değil; makinelerin, sensörlerin ve şehirlerin konuştuğu yeni bir çağdır.
Gecikme süresi 1 milisaniyeden az. Bu hız; veriyi, refleksi, tepkiyi ve kararı yeniden tanımlar. Artık bilgi beklemez anında yaşanır.
Yeni çağın orduları artık dijital cephede konuşlanıyor. İnsansız hava ve kara sistemleri, radar ağları, sensörler ve komuta merkezleri 5G’nin sunduğu gecikmesiz iletişimle tek vücut hâline geliyor.
Artık sahadaki karar anlık. Bir karargâh, bin kilometre ötedeki durumu canlı olarak izleyebiliyor, yapay zekâ destekli sistemler hedefi tespit edip reaksiyonu otomatik başlatabiliyor.
Bu, klasik savaş kavramını kökten değiştiriyor. Artık “kurşunu kurşunla vurmak” bir metafor değil, bir teknolojik gerçeklik.
5G’nin kalbinde “Nesnelerin İnterneti” (IoT) var. Bu teknolojiyle her şey birbirine bağlanıyor: araçlar, sensörler, kameralar, enerji sistemleri, radarlar, üretim hatları…
Bir fabrikada üretilen veriden, bir sınır hattında izlenen harekete kadar her bilgi anında işleniyor. Artık sahada insan değil, veri konuşuyor. Ve veriyi yöneten, geleceği yönetiyor.
5G, yapay zekânın hız sınırlarını kaldırıyor. Artık makineler sadece bilgi değil, karar da üretebiliyor.
Bir dron sürüsü, merkeze danışmadan hareket edebiliyor. Bir radar sistemi, tehdidi tespit ettiği anda savunmayı devreye sokabiliyor. Bu, insan refleksini dijitalleştiren bir dönüşümdür.
Yapay Zeka-5G Destekli Devlet Aklı!
Yapay zekâ 5G ile birleştiğinde, devlet aklı artık sadece “yönetmiyor”, öngörüyor.
5G, fırsatları kadar riskleri de beraberinde getiriyor. Bir yandan milyarlarca cihaz birbirine bağlanırken, diğer yandan her cihaz yeni bir açık kapı anlamına geliyor.
Bir sensör, bir telefon, bir kamera… Hepsi potansiyel bir saldırı noktası olabilir.
Bu yüzden 5G çağında güvenlik, artık sonradan eklenen bir kalkan değil; sistemin doğasında olmalıdır.
Veri şifreleme, kimlik doğrulama, erişim kontrolü ve siber savunma ağları bu çağın görünmeyen askerleridir. Hızdan önce güvenliği sağlamak, artık varlık meselesidir.
Türkiye, 5G’yi sadece iletişim teknolojisi olarak görmüyor. Bu, bir dijital ekosistem inşasıdır.
Üretimden savunmaya, eğitimden ekonomiye kadar her alan 5G omurgası üzerine yeniden inşa ediliyor.
Bu sistem; mühendisliği, yazılımı, enerji verimliliğini, veri güvenliğini ve milli refleksi bir araya getiren dijital bir istiklal modeli olmuştur.
5G sanayide devrim yaratacak. Makineler, robotlar ve sensörler aynı anda, aynı hızda, aynı ağda çalışacak.
Üretim hatları, enerji sistemleri, lojistik ağları artık dijital reflekslerle yönetilecek.
Finans cephesi de dönüşüyor. 5G, büyük veriyi ve yapay zekâyı gerçek zamanlı işlemeye imkân veriyor. Bankacılık ve borsa sistemleri, milisaniyelik hızlarda alım-satım yapabilecek. Dolandırıcılık tespiti, gelişmiş şifreleme, otomatik işlem doğrulaması… hepsi bu altyapıyla mümkün olacak.
Paranın bile “hız” kazandığı bu çağda, güvenliği sağlayan teknoloji, egemenliğin yeni tanımıdır.
5G ile şehirler canlı organizmalara dönüşüyor. Trafik ışıkları, enerji hatları, su sistemleri, sağlık altyapısı, artık gerçek zamanlı yönetilecek.
Uzaktan ameliyatlar, sanal eğitimler, otomatik afet uyarı sistemleri, akıllı ulaşım ağları… Hepsi bu dönüşümün eseri.
Bu Sistemi Kim İnşa Edecek, Kim Yönetecek?
Ama bu çağın en kritik sorusu şudur: Bu sistemi kim inşa edecek, kim yönetecek? Eğer biz değilsek, bir başkası mutlaka yapacaktır. Ve yapan, yöneten olacaktır.
Gerçek bağımsızlık artık sınırda değil, veri merkezinde, sunucuda, kodun satırında kazanılır.
Bir ülke kendi ağını, yazılımını ve güvenlik sistemini üretmiyorsa, geleceğini başkalarının kodlarına emanet ediyordur.
Bu yüzden Türkiye’nin 5G hamlesi, sadece teknolojik bir sıçrama değil; egemenlik ilanıdır.
Bağımlı teknoloji, bağımlı kader demektir. Bu milletin kaderi ise, başkalarının yazdığı kodlarda değil; kendi kaleminde olmalıdır.
Silahların, füzelerin, dronların, uyduların, sensörlerin bile içinde yazılım var. Eğer o kodu biz yazmıyorsak, geleceğimizi başkaları yazıyor demektir.
5G, Türkiye’nin eline kalem vermiştir. Şimdi o kalemle sadece teknoloji değil, geleceğimiz yazılmaktadır.
“Bağımsızlık artık sınırda değil, yazılımın satırında yazılır. Türkiye, 5G çağında sadece kullanıcı değil; geleceğini kodlayan bir millet olmalıdır.”
Bunun için, altyapı hazır... Genç insan gücü lazım. Sadece yönetmene ihtiyaç var...
Siber Güvenlik Başkanlığı orkestrayı kurup yönetime başlamalı...
(E)Tuğg. Halil İbrahim BÜYÜKBAŞ
Güncel Yazıları
5G ile Yeni Ufuklara-Türkiye’nin Dijital İstiklal Çağı
20 Ekim 2025
MİLLİ İŞLETİM SİSTEMİ PARDUS’UN HİKAYESİ-Siber Vatanın Kodları Türkiye’de Yazılmalı..
15 Ekim 2025
Hamas Filistin'in Umudu! Sahi Şu FKÖ(Filistin Kurtuluş Örgütü) Nerede?
10 Ekim 2025
Hem Paramızı Aldılar Hem Devlet Sırlarımızı Çaldılar-Kriptoyla Soyulan Türkiye!..
07 Ekim 2025
Amerika’nın Yalanları ve Venezuela Senaryosu
03 Ekim 2025
Yeni Nesil Otomobiller Dijital Gözcü Mü?
01 Ekim 2025
Microsoft Siyonist Çocuk Katilleri ile İşbirliğini İtiraf Etti
26 Eylül 2025
İngiliz İstihbaratı MI6 Başkanı Richard Moore İstanbul’da: Niye Geldi Acaba?
22 Eylül 2025
Cep Telefonu: Cebimize Sokulan Dijital Truva Atı
17 Eylül 2025
Türkiye’ye Saldırının Bedeli: 72 Saatte Kudüs’te Ayyıldızlı Al Bayrak
10 Eylül 2025
Yeşilçam Gerçekten Yeşil Miydi?
04 Eylül 2025
Fransa Whatsapp'ı Yasakladı, Ya Biz!
02 Eylül 2025
Sıfır Tıklama ile Sıfır Güvenlik
01 Eylül 2025
Amerika’da Epstein Var da Türkiye’de Yok mu?
30 Ağustos 2025
Evanjelizm ve Masonluk: Siyonizm’in İki Kanadı
25 Ağustos 2025