Orhan ALİMOĞLU
Tüm Yazıları" Yemin ettim, son hasta çıkana kadar burada kalacağım."
Bir insanı, hiçbir maddi karşılık beklemeden tamamen gönüllü olarak zor şartlar altında, hayati riskler alarak çalışmaya iten nedir? Bu soruya gerçekçi, makul bir cevap vermek güçtür. Özellikle iyi eğitim almış, bütün dünyada geçerli bir meslek sahibi, konforlu yaşam seçenekleri oldukça fazla bir insanın böyle bir diğerkamlık göstermesi üzerinde düşünülmesi gerekir. Dünyanın hemen her yerinde, gönüllü olarak savaş alanlarına, bombalar altında çalışmaya, yardıma koşan önemli sayıda insan var. Kimi insani yardım organizasyonları içinde, kimi bireysel olarak nerede bir felaket olsa oraya koşuşturuyor, bir o kadarı da içinde bulundukları ağır şartlara rağmen insanları terk etmiyor, insanüstü bir çaba ortaya koyarak yardım etmeye çalıyor, çoğu zaman da bu uğurda ciddi bedeller ödüyor, hatta yaşamını yitiriyor.
Evrensel anlamda insanın üzerinde ve içinde var olabildiği değer dünyası aslında tam olarak bu iyilik motivasyonu, bu motivasyonu doğuran değerlerdir. Her anlamda din, siyaset, ideoloji ve benzeri soyutlama ve anlatılardan bağımsız olarak insan tam olarak bir farkındalık ve şuur durumudur. Bu durumu içkin bir varoluşun temeli, bir anlamda insanın şuur ve farkındalığının kuluçkası, insanın kalbidir, diğer bir deyimle insanın içine odaklanmış bir göz, her anlamıyla insanı iyiye yönlendiren vicdan, süreğen biçimde insanı ayartılara karşı uyaran uyanık kalptir. Nitekim İslam peygamberi ‘Allah yerlere göklere sığmaz da mümin bir insanın kalbi Allah’a ev olur’ buyurmuştur. Bir anlamda vicdan, insandaki tanrısal bir nitelik, insanüstü bir duruma işaret etmektedir. Hiçbir siyasi, ideoloji, kurumlaşmış din ve benzeri soyutlamalara bağlamadan, tamamen insan ile yaratıcı arasında gelişen doğal bir farkındalık durumu olarak, bir vicdan hali olarak tanımlanabilir iyilik motivasyonu. Hiç kimseye borçluluk hissetmeden, minnet duymadan, karşılık beklemeden, tamamen özgür bir insan davranışı olarak iyilik, kendi başına yüksek bir varoluş durumu, yaşama karşı oldukça üst düzey bir sorumluluk hali ve bin türlü korkuyla sindirilmiş modern insanın kavramakta güçlük çekeceği cesur bir ‘öne atılma’ eylemidir. Bu atılgan, insanı hayrete düşüren insanların, gündelik hayatta oldukça sıradan biçimde, gösteriden ve görünür olmaktan oldukça uzak yaşamları bu durumu daha da ilginç kılıyor.
Bu yazıya konu edilen Dr. Mahmoud Abu Amsha, gündelik yaşamdaki sıradanlığına karşın işte bu imrenilesi atılganlığa iyi örneklerden biri. Gazze’de İsrail soykırımının gözesinde, tamamen gönüllü olarak çalıştığı hastanede İsrail ordusu tarafından hedef alınarak katledildi. Dr. Mahmoud Abu Amsha’yı yakından tanıyan genç doktorlardan Dr. Ezzideen Şehab, şehadetinden evvel kendisiyle yaptığı bir görüşmeyi şöyle aktarıyor:
‘Bir gün Mahmoud'a durum bu kadar felaketken neden Kamal Adwan Hastanesi'nde kalmayı seçtiğini, neden herkes gibi kaçmadığını sordum. O zamanlar gerçekten anlayamadığım bir şeydi. Yumuşak bir sesle cevap verdi, "Gerçekten bilmiyorum. Sadece içeride sıkışıp kalanlar için kalmam gerektiğini hissettim. Onlara yardım edecek doktor kalmamıştı." Sonra ekledi, "Hayat kurtarmak için tıp okuduk, kaçmak için değil." O zamanlar, bu cevapla sadece aklım karışmıştı... ama şimdi, sonunda anladım. Mahmud bu dünyaya ait değildi, bu zalim, kayıtsız dünyaya değil. Daha saf bir dünyaya, çok daha dürüst ve özverili bir şeye aitti. İşte bu yüzden aramızdan ayrıldı. Çünkü bu dünya onun gibi ruhlar için yaratılmamıştı. Mahmud'un yasını sadece bir doktor olarak tutmuyoruz. Onu, bu dünyanın umutsuzca ihtiyaç duyduğu ve çok çabuk kaybettiği türden bir insan olarak tutuyoruz.’
Mahmoud, Gazze halkının çoğunluğu gibi, işgalciler tarafından yerlerinden sürülmüş mülteci bir ailenin, ikisi de doktor olan Dr. Rafiq ve Dr. Ghada’nın çocuğu olarak 21 Nisan 1997'de Beyt Hanun kasabasında doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Beyt Hanun’da tamamlayan Mahmoud önemli bir başarıyla Sudan'daki Alzaiem Alazhari Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne kaydolmaya hak kazandı ve yedi yıllık bir eğitimin ardından buradan mezun oldu. Mezuniyetinin ardından, büyük minnet duyduğu ailesine, halkına hizmet etmek üzere Gazze’ye döndü. Gazze’ye döndükten kısa süre sonra da Kamal Adwan Hastanesinde çalışmaya başladı.
Ancak hayat, genç Doktor Mahmoud Abu Amsha’nın hayal ettiği gibi yürümedi. Gazze’ye gelmesinin üzerinden daha on ay bile geçmeden, İsrail’in ‘çimleri biçmek’ olarak adlandırdığı mutat Gazze saldırıları yeniden başladı.[1] Ve Dr. Abu Amsha’nın yaşamı, meslek hayatının daha başında, gerçek bir katastrofinin tam ortasında aralıksız bir koşuşturmaya dönüştü. Kamal Adwan ve Endonezya Hastanesi arasında sürekli mekik dokuyarak, akıl almaz yaralanmalara, ampütasyonlara, parçalanmış ağır acılar içindeki çocuklara, bebeklere, kadınlara yardım etmeye, onları hayatta tutmaya çabaladı. Kalabalık hastane koridorlarında, tıbbi anlamda kesinlikle uygunsuz şartlarda, çoğu zaman umutsuzca ameliyatlar yapıyor, ardı arkası kesilmeyen yaralılarla adeta bir insan mezbahasına dönen hastanede, titremekte olan ‘insan’ ışığı sönmesin diye adeta bedeniyle, ruhuyla kalkan olmaya çabalıyordu. Uyku yoktu, dinlenme, ara yoktu, düzenli beslenme yoktu, ilaç yoktu, ama umut vardı, çaba vardı, inanç vardı. İşte Dr. Mahmoud bu şartlar altında ‘insan’ kalmaya, insanlara yardım etmeye çabalayan, kaçmayan, öne atılan bir kahramana dönüştü.
İşte bu katastrofinin içinde, 7 Nisan 2025'te, Dr. Mahmoud Abu Amsha, acil bir hastaya müdahale için Endonezya Hastanesi'ne giderken, üzerinde doktor üniforması ve stetoskobu olduğu halde, İsrail insansız hava aracından yapılan doğrudan ateşle şehit edildi.
Vefat haberi, şehadetinden 3 gün sonra, 10 Nisan’da Mısır Doktorlar Sendikasının yaptığı bir açıklamayla kamuoyuna duyuruldu. Açıklamada Gazze Şeridi'nde yaralıları tedavi etmek için gönüllü çalışırken İsrail güçleri tarafından öldürülen 27 yaşındaki Doktor Mahmud Ebu Amsha'nın öldürülmesi kınandı ve acısının paylaşıldığı ifade edildi.
10 Nisan 2024’te yayınlanan bildiride, Abu Amsha'nın 7 Ekim 2023'te savaş başladığından beri Gazze'deki hastaneler arasında kuzeyden güneye hareket ettiği, aşırı kalabalık koridorlarda ameliyatlar gerçekleştirdiği ve yaralıları tedavi ettiği ifade edildi. Sendika, Abu Amsha'nın ücret almadan çalıştığını da ekledi. Sendika bildirisinin de değindiği gibi aslında bu cinayet, doktorlar ve sağlık sektörüne yönelik daha geniş bir ihlal örüntüsünün bir parçasıdır ve Gazze'de doktor ve sağlık personelinin öldürülmesi açıkça insanlık suçudur. Uluslararası toplumun sessiz kalmasının bu tür saldırıları yapanları cesaretlendirdiğini ifade eden sendika; "İşgalin suçlarını meşrulaştırmaya yarayan bu utanç verici sessizliği kınıyoruz. Dr. Mahmoud Ebu Amsha'nın ve tüm insanlık şehitlerinin kutlu kanı, bu utanç verici küresel sessizliğin bir kanıtı ve ayıbı olarak kalacaktır." diye belirtti. Sendika bildirisi şöyle devam etti: ‘İsrail'in 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları boyunca, Dr. Mahmud Ebu Amsha, Gazze'nin hastaneleri arasında kuzeyden güneye hareket etti, yaralılarla dolu koridorlarda ameliyatlar yaptı ve yaraları sardı. Kalbi kuşatma, açlık ve sevdiklerini kaybetmenin acısıyla doldu. Yine de asla geri çekilmedi ve asla maaş almadı. Aksine, inançla atan bir kalbi ve geri çekilme bilmeyen insani bir mesaj taşıyan gönüllü bir doktordu.
Dr. Mahmoud Ebu Amsha şehit edildi, çalıştığı hastanelerin duvarları arasında ve meslektaşlarının gözyaşlarıyla anlatılan yürek burkan bir iyiliği miras bıraktı. Geriye dünyanın kaldıramayacağı kadar büyük acılar, zalimlerin arkası kesilmeyen zulümleri, bu hesapsız zulme karşı çaresizliğimiz ve uluslararası kurumların korkunç sessizliği kaldı.
Silah taşımıyordu... stetoskopunu, gülümsemesini ve merhametle uzatılmış bir el taşıyordu. Enkazın ortasında fışkıran gürül gürül bir umudun sesiydi, bombalarla dayatılan karanlıkta inadına atan bir nabızdı. Hedef alındı çünkü o bir doktordu, bir insandı. Bir insanın yapabileceği en asil şeyi yaparken şehit edildi: bir hayat kurtarmaya giderken.
Dünya, Filistin ve halkının büyük bir katliam ve yıkıma maruz kalmasına seyirci kalmaya devam ediyor. Oysa uluslararası kurumların bu suçu durdurmak için kararlı bir duruş sergilemesi gerekiyordu. İşgalin suçlarını meşrulaştıran bu utanç verici sessizliği kınıyoruz. Kuşatmanın kaldırılması, sivillerin korunması ve suçluların adalete teslim edilmesi için derhal harekete geçilmesini talep ediyoruz. Şehit Dr. Mahmoud Ebu Amsha'nın kutlu kanı ve insanlığın tüm şehitleri bu utanç verici sessizliğe tanıklık edecektir.’
Yüce gönüllü bir iyilik elçisinin anne ve babası olan Dr. Ghada ve Dr. Rafiq, oğullarının şehadetiyle ilgili olarak verdikleri bir röportajda şöyle dediler: "Oğlumuzun şehadeti için Allah’a hamdolsun. Endonezya Hastanesi'ne doğru yola çıkmıştı. Bir İsrail dronu tarafından hedef alındı ve doğrudan vuruldu. Olay yerinde şehit oldu."
Annesi, Dr. Ghada ayrıca şunları paylaştı: "Aylarca Kamal Adwan Hastanesi ile Endonezya Hastanesi arasında yaralılara yardım için gidip geldi. Ona defalarca çıkması için yalvardım, ama o hep şöyle dedi: 'Yemin ettim. Son hasta çıkana kadar burada kalacağım.' Ve gerçekten de son ana kadar kaldı. Eğer 100 Mahmoud’um olsaydı, hepsini bu yol uğruna feda ederdim. Allah onu şehit olarak seçti, ben de onunla gurur duyuyorum. O benim ilk şehidim değil, ailemde 18 şehit var: kızlarım, onların çocukları, kardeşimin çocukları... Bu bizim kaderimiz: iman ve şehadet yolu."
Babası Dr. Rafiq: ‘Oğlumun ‘silahını’ omuzumda taşıyarak geldim. Bu silah bir tüfek değildi, bir stetoskop, bir neşter, bir bandajdı. Dr. Mahmoud'un hastane duvarlarının içinde, acı çığlıkları ve yardım çağrıları arasında en çetin savaşları verdiği silahı buydu işte. İşgalciyi dehşete düşüren Gazze'nin "silahı" budur: Kırılmayı reddeden demirden bir irade, onur ve özverili bir verme ruhu.’
Dr. Mahmoud, Kamal Adwan Hastanesi’nde "son cerrahi savunma hattı" olarak anılmaya başlamıştı. Bombardıman altında, elektriksiz ve tıbbi malzemeler olmadan tek başına ameliyatlar, cerrahi müdahaleler yapıyordu.
Kamal Adwan Hastanesi’nden meslektaşı Dr. Muhammad Al-Durubi, onu şu sözlerle anlattı: "O, şöhret ya da ödül peşinde koşmadı. İnsanlığın adeta çöküş çağı olan bu çağda bir iyilik meleği, terk edilmişliğin ortasında bir kahramandı... Neşteri, kralların kılıçlarından daha saf, elleri ise ulusların bildirilerinden daha paktı."
Ve evet, insanlığın sessizliğiyle, zalimlerin, küresel güçlerin, devletlerin ahlaksız suskunluğu ve suç ortaklığıyla her gün biraz daha kararmakta olan göğümüzde hala bir umut varsa yaşama dair, çocukların ‘avlandığı’ bu çirkin dünyada soluk almanın bir anlamı varsa hala, işte bu iyiliğe adanmış kahraman ruhların ışıltısındandır. Evren bu kadar ağır suça, bu kadar zorlamaya rağmen hala çökmüyorsa kendi içine, işte bu güçlü ruhların yarattığı muazzam enerjidendir.
Son söz bir meslektaşının:
"Şehit olarak yüceldi ve onunla bu dünyadaki nadir bulunan bir vicdan da yükseldi... Onun neşteri, gidişinden sonra da adaletsizliğin yüzünde derin yaralar açmaya devam edecek."
İntern Dr. Mohammad Al-Hajjar ve Gazeteci-Yazar Mustafa Ekici’ye katkılarından dolayı teşekkür ederim.
Prof. Dr. Orhan Alimoğlu
İstanbul Medeniyet Üniversitesi
[1] Prof. Dr. Norman Finkelstein: "Kelimenin tam anlamıyla her birkaç yılda bir İsrail "Gazze'de çimleri biçmek" olarak adlandırdığı bir politika izliyor. Bu ifadeyi ilk kez duyuyor olabilirsiniz. Ama ben bu deyimi yıllardır duyuyorum ve kimse bu deyim karşısında kılını bile kıpırdatmıyor." https://www.sabah.com.tr/galeri/dunya/yahudi-profesorden-siyonist-israile-sert-sozler-katlettikleri-cocuklara-cim-bicmek-diyorlar/5
Güncel Yazıları
An Example of Perseverance: Dr. Ahmed Mehanna
16 Temmuz 2025
Dr. Sobhi Skaik- A Journey from Surgery to Establishment of Türkiye-Palestine Friends..
14 Temmuz 2025
Mücadele Örneği: Dr. Ahmed Mehanna
10 Temmuz 2025
Analiz-تقرير حول الصحة في غزة
02 Temmuz 2025
The Symbol of Medical Resistance in Gaza: Nurse Walid Tawfiq Shaqoura
02 Temmuz 2025
Analiz-الطبيب الذي لا يمكن ايقافه - الدكتور رأفت لبد..
30 Haziran 2025
Dr. Sobhi Skaik-Cerrahiden Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesi’nin Kuruluşuna Uzanan B..
28 Haziran 2025
Analiz-الإخوة الذين وقفوا مع المرضى : الدكتور باسل والدكتور رائد مهدي..
17 Haziran 2025
Gazze'de Tıbbi Direnişin Simgesi: Hemşire Walid Tawfiq Shaqoura
28 Mayıs 2025
The Defiant Doctor: Abdulkerim Al-Raqab
16 Mayıs 2025
Gazan Doctor, a Husband, a Father, and a Grandfather Dr. Abdullatif Mohammed Alhaj: "..
06 Mayıs 2025
Karşı Duran Doktor: Abdulkerim Al-Raqab
28 Nisan 2025
Analiz: حامي الشرف - الدكتور همام محمود حسن الله
22 Nisan 2025
Gazzeli Doktor, Baba ve Büyükbaba: Dr. Abdullatif Mohammed Alhaj
22 Nisan 2025
Analiz- الموت الخفي - الدكتور إياد الرنتيسي
07 Nisan 2025