Mithat IŞIK

Tüm Yazıları

Terörü Besleyenler

22 Eylül 2025
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Terörün tanımı konusunda devletler arasında kabul edilmiş bir tanım yoktur. Çeşitli hukuk sistemleri ve devletler farklı terörizm tanımları kullanmaktadırlar. Devletler üzerinde mutabık kalınmış, yasal olarak bağlayıcı bir tanım yapmakta isteksiz davranmaktadır. Her devlet kendi çıkar ve menfaatlerine uygun bir tanım yapmaktadır.

Bir ülkenin terörist dediğine başka bir ülke özgürlük savaşçısı diyebilmektedir. Dünyada terörün bitmemesinin nedeni de devletler arasında kabul edilmiş bir terör tanımının olmamasıdır. Yirmi birinci yüzyılda gelişen teknoloji, savaşlarda kullanılan silah, malzeme, mühimmat ve teçhizatların yıkıcı ve öldürücü etkilerini artırmıştır. Özellikle kara kuvvetlerinin savaşlarda verdiği kayıplar, sivil ve askeri bürokrasi üzerinde büyük baskılar oluşturmuştur. Gelişen teknoloji, iletişim alanında da etkisini göstermiş, savaşlar ve çatışmalar, televizyonlardan ve cep telefonlarından canlı olarak izlenmeye başlanmıştır.  Amaçları kesin olarak tanımlanmamış olan savaşlar halk tarafından desteklenmemiştir. Bu durum asker ailelerinin ve sivil toplum kuruluşlarının asker ve sivil bürokrasi üzerindeki baskısının artmasına neden olmuştur. Bu nedenle ülkeler kara harekatında kullanacakları vekil güçler aramaya başlamıştır.

Bazı ülkeler, mevcut terör örgütlerini veya kendilerinin bizzat kurdukları terör örgütlerini kendi kara güçleri olarak kullanmaya başlamışlardır. Vekalet savaşlarında kara gücü olarak kullanılan en öncelikli 2 güç vardır. Bunlardan birincisi terör örgütleri, diğeri de paralı askeri güvenlik şirketleridir. Yani paralı askerlerdir.

Emperyalist ülkeler kurdukları veya kurulmasına, güçlenip büyümesine destek verdikleri terör örgütlerini eğitip teşkilatlandırıp hedef olarak seçtikleri ülke veya ülkelere karşı karagücü olarak kullanmaktadırlar. Hedef ülkede kargaşa ve kaos ortamı yaratılır. Etnik gruplar desteklenir, hedef ülke emperyal çıkarları uğruna bölünüp devletimsi yapılara ayrılır. Bugün Suriye'de yaşananlar da bu durumun bir göstergesidir. DEAŞ'ı kuran ABD'dir. Bunu bizzat ABD'li yetkililer ifade etmiştir. Amaç Suriye'de İsrail'e tehdit oluşturmayacak etnik yapılara göre devletimsi yapılara bölmek ve parçalamaktır.

ABD, İngiltere, İsrail Orta Doğu'da terörün bitmesini istemeyen ülkelerdir. Bu ülkelerin Suriye'yi bölüp, parçalamalarına karşı çıkan ülke Türkiye'dir. Bu ülkeler hiçbir zaman üniter bir Suriye istemiyorlar.

ABD İsrail'e açık olarak, İngiltere de örtülü olarak PYD/YPG'nin oluşturduğu SDG'yi(Suriye Demokratik Güçleri) Türkiye’ye karşı bir maşa olarak kullanmak istiyorlar. ABD ve İsrail PYD/YPG'yi terör örgütü olarak görmüyorlar. ABD'nin 2025-2026 bütçesinde PYD/YPG'ye verilecek paralar kalem kalem gösterilmiştir. ABD, İsrail, İngiltere, Suriye'nin kuzeydoğusunda devletimsi bir Kürt oluşumu, güneyde Dürzi, batıda Nusayri devletimsi yapısını oluşturmak istiyorlar. Orta kesimde Şam Yönetimi olmasını istiyorlar. Amaçları istedikleri gibi bu yönetimleri kullanmaktır. Bunlar terörü kendi menfaatleri için besleyen, destekleyen emperyalist ülkelerdir.

Emperyalistlerin bu amaçlarını engellemek için Türkiye mevcut Suriye Yönetimini destekliyor. Toprak bütünlüğünü korumuş üniter bir Suriye Devleti, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz'in güvenliği, refahı ve huzuru için son derece önemlidir. Suriye'nin savunma kapasitesinin geliştirilmesi, yeniden inşası ve kalkınması kapsamında askeri, ekonomik, siyasi, insani, sanayi alanlarında Türkiye'nin başlattığı faaliyetlerin İran, Irak, Mısır, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün tarafından da desteklenmesi çok önemli ve gereklidir. Suriye'de, mevcut yönetime her türlü destek verilmelidir.

 

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA