Sinan TAVUKCU

Tüm Yazıları

15 Temmuz’un 9’uncu Yıldönümünde PKK Silah Bırakırken FETÖ Siyasi Kaos Planlarına Devam Ediyor

15 Temmuz 2025
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

15 Temmuz 2016 FETÖ işgal girişiminin üzerinden 9 yıl geçti. FETÖ’nün kripto yapılanmasıyla, her türlü kurum ve sivil yapılara sızma ve yönlendirme kabiliyetiyle benzeri nadir görülen bir ihanet çetesi olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Örgüt çözüldükçe ve anlaşıldıkça 15 Temmuz kalkışmasının bastırılmasının değeri ve önemi herkes tarafından idrak ediliyor.

FETÖ bir kült hareketi değil bir istihbarat örgütüdür

20 Ekim 2024’te örgüt lideri Fethullah Gülen’in Pensilvanya da ölmesine rağmen örgütün çok fazla dağılmadan ihanet kumpaslarına devam etmesi, örgütün zannedildiği gibi lidere bağlı tipik bir “kült” yapılanması olmadığını, bunun ötesinde bir yapı olduğunu gözler önüne serdi. Kült yapılar (cultic structures) genellikle karizmatik bir lider figürü etrafında şekillenir ve yapının müntesipleri üzerinde mutlak otoriteye sahip olan lider örgütün varlık nedeni hâline gelir. Bu nedenle lider karizması üzerine inşa edilen yapı, onun ölümüyle anlamını yitirir. Bağlılar çözülür, grup dağılır.

Fethullah Gülen’in ölümüyle birlikte elbette heyecanını yitiren ve örgütle bağını koparanlar da olmuştur. Ancak, gerek yurt içinde gerekse Amerika ve Avrupa’da yaşayan örgüt mensupları sağcı, solcu, Kemalist, Türkçü, İslamcı, liberal, marijinal pek çok kripto kimlikle siyasi partiler, medya ve sivil toplum kuruluşlarının içerisinde faaliyet göstermeye devam ediyor, sosyal medyayı ciddi şekilde kontrol altında tutarak Türkiye’yi her istikrarsızlaştırıcı hareketin arka planında yer alıyorlar.

FETÖ’nün Türkiye ve Türk devletine yönelik düşmanlıkları, ülkeyi tökezletme hırsları bitmek bilmiyor. 15 Temmuz’da parmaklarının ucunda gördükleri devletin sahibi olma arzularının umulmadık şekilde söndürülmesini bir türlü hazmedemediler. Bu devletten intikam alma uğruna işbirliği yapmayacakları hiçbir düşman yok.

Elbette ki asıl sahipleri ABD/NATO’ydu ve bunların hep arkasında durdu, hainlikleri resmen tescillenenleri bile Türkiye’ye teslim etmeye yanaşmadılar. 1 Mart 2003 Tezkeresinin reddedilmesi ile kendi bağımsızlık yolunda yürüyen Yeni Türkiye’yi durdurma ve buna yön veren kadroları yok etme görevi bunlar tarafından FETÖ’ye verildi. Örgüt, yıllar boyu sadakatle talimatları yerine getirme çabası gösterdi. Başarısız 15 Temmuz kalkışmasından sonra da kendilerini himaye eden sahiplerine hizmet etmeye sadık kaldılar.

15 Temmuz sonrasının hayırlı sonuçları

15 Temmuz’un en hayırlı sonuçlarından birisi AK Parti ve MHP arasında Cumhur İttifakı’nın kurulmasıydı. Sürekli dağılacaklar propagandasına rağmen İttifak bugüne kadar sarsılmaz şekilde yoluna devam etti. 168’i general olmak üzere 6.541 personeli atılan ordunun felç olması beklenirken TSK, bir ay sonra dünyayı şaşkına çeviren Suriye’ye yönelik Fırat Kalkanı Harekâtını gerçekleştirdi. Hızla yerli ve milli bir savunma sanayi kurma teşebbüsüne geçildi.

FETÖ kenesini sırtından atan Türkiye, aradan geçen 9 yıl içinde ABD ve NATO’nun kontrolü altına tutmak için operasyonlar düzenlediği bir devlet olmaktan çıktı, konjonktüründe hızla değişmesiyle, her ülkenin eşit ilişkiler ve ortaklıklar kurmak istediği küresel bir güce dönüştü.

FETÖ’den arınan Türkiye; Katar’dan Karabağ’a, Libya’dan Sudan-Somali’ye, Mısır’dan Suudi Arabistan’a, Pakistan’dan Endonezya’ya bütün coğrafyalarda ittifaklar kuran, İslam dünyasını bir araya getiren bir devlete dönüştü, Türk birliğine giden yolda Türk Devletler Teşkilatını kurdu.

15 Temmuz işgal teşebbüsünden 11 Temmuz “Hayırlı Cuma”ya gidiş

15 Temmuz 2016 Cuma gecesi yaşanan kanlı ihanet kalkışmasından 9 yıl sonra bu defa 11 Temmuz’da hayırlı bir Cuma yaşandı. MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘Terörsüz Türkiye’ çağrısıyla başlayan süreçte Abdullah Öcalan'ın "silah bırakma ve örgütü lağvetme" çağrısının ardından PKK 12 Mayıs'ta silahlı mücadeleyi sonlandırdığını açıkladı ve 11 Temmuz’da silahlarını yakarak silahlara dönmeme kararlılığını sembolik olarak gösterdi. Toplumun büyük bir kısmı, Türkiye’nin 47 yıldır mücadele verdiği PKK terörünün kesin şekilde sona ereceği umudunu taşıyor.

PKK’nın silah bırakması, bölgede devlet dışı diğer silahlı örgütlerin de silah bırakmasına model teşkil edecek ve bölgemiz yıllardır susadığı huzur ve istikrara kavuşacak inşaallah.

Ne var ki, bu süreci zehirlemeye ve sekteye uğratmaya çalışanların arkasında yine Fethullahçı Terör Örgütü’nün olduğu görülüyor. PKK’nın, ‘‘Aşırı milliyetçi savruluşun zorunlu sonucu olan ayrı ulus devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler” den vaz geçtiğini açıklamasına, dünya kamuoyu önünde silahlarını yakarak kesin olarak savaşı bıraktığını sembolik olarak ilan etmesine rağmen örgüt milliyetçi duyguları kışkırtıp devletin aldatıldığını ülkenin parçalanacağı dezenformasyonunu pompalamaya devam ediyor. FETÖ’nün arzusu, savaşın ve kanın devam etmesi, Türkler ve Kürtler arasında kardeşliğin tesisine meydan verilmemesi. Nitekim, geçmişte Kürtleri devlete düşman haline getiren pek çok operasyonun asker ve polis içerisindeki FETÖ unsurları tarafından gerçekleştirildiği sonradan tespit edildi.

Sonuç olarak; Türkiye küresel güç olma yolunda hızla ilerlerken, iç barışını sağlamak üzere ciddi adımlar atarken karşısında düşman olarak kripto FETÖ örgütünü bulmaya devam etmektedir.

FETÖ, İsrail istihbarat teşkilatlarının faaliyet tarzına oldukça benzer şekilde ve iç içe Türkiye’ye yönelik savaşını sürdürmektedir. Halk arasında korku, çaresizlik, öfke duygularını tetiklemek, vatandaşın devlete olan güvenini sarsmak, sokak gösterileri ve ayaklanmaları teşvik etmek, ülkeye sadakatle bağlı olanlar aleyhine psikolojik harp yürüterek itibarsızlaştırmak, amaçlarına hizmet ettirecekleri figürler için şantaj yapmak, kurumlara siber operasyonlar düzenlemek yöntemleriyle ihanetlerine devam etmektedir.

Profesyonel bir istihbarat örgütü olan FETÖ ile mücadelenin son derece dikkatli, tedbirli ve aksamadan devam ettirilmesi şarttır.

15 Temmuz gecesi ellerinden başka silahı olmayan sivil halkımızın salâlar eşliğinde harekete geçerek sokaklarda, meydanlarda hainlerin tanklarına, helikopterlerine, namlularına canları pahasına karşı koymaları ve bu uğurda gözlerini kırpmadan şehadeti göze almaları bütün dünyayı hayrete düşürmüş, darbecilere halkların karşı koyabileceğine dair model olmuştur.

Şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla yâd ederken devletimizin ebed müddet devamı için hayatını koyan o gecenin isimsiz kahramanlarına da duacıyız.

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA