Sinyal Savaşları, Dijital Egemenlik ve “Dost” Görünümlü Düşmanlar

Ankara Balgat'ta bulunan Amerikan Askeri Üssü JUSMAT'ı eskiler bilir. Sadece Türkiye'yi değil, Ortadoğu'yu dinleyen, sinyal istihbaratının ana karagahıydı. O zamanlar Türkiye'de 30 kadar Amerikan Üssü vardı. Bir gün Amerikalı dinleme operatörü olarak görevli Başçavuş CLIFF'e " Sir siz kimi dinliyorsunuz?" diye sormuştum. O da bana Rusya'yı diye cevap vermişti. O zaman niye Ankara? Aslında bizi dinliyorlardı. Sözde Stratejik Ortağımız! Şimdi değişti mi? Sadece yöntem ve metotlar değişti...

Görünürde müttefik, özde ise menfaatperest.

Adına “stratejik ortak” diyoruz ama ne zaman Türkiye kendi yoluna gitmeye kalksa, ayağına çelme takan bir Amerika gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Bugün yaşananlar, yarın doğrudan bize yaşatılabilir. İran’ın ABD’ye ait GPS sistemini terk etmesi ve Batı merkezli dijital altyapılardan çekilmesi, sadece Tahran’ın değil; Türkiye’nin de dikkate alması gereken bir uyanıştır.

Uydu Savaşlarının Arkasındaki Gerçek: Kimin Sinyaline Mahkûmsun?
Bugün dünya, yönünü sadece pusula ile değil, uyduyla buluyor. Ve bu uydular sadece yol göstermiyor, aynı zamanda yönlendiriyor, hedef alıyor, kilitliyor. ABD’nin GPS’i, Rusya’nın GLONASS’ı, Avrupa’nın Galileo’su ve Çin’in Beidou’su artık savaşın dijital cephesi oldu. Kim sinyali kontrol ediyorsa, kararı o veriyor, hedefi o belirliyor.

İran işte bu bilinçle, ABD’nin GPS’inden çıktı ve Çin’in Beidou sistemine geçti. Çünkü biliyor ki; Washington, bir kriz anında tek bir tuşla GPS’i kapatır, sinyali bozar, savaş kabiliyetini sıfırlar.

Aynı şeyi Türkiye için yapmaz mı?

Daha önce yapmadı mı?

Unutmayalım: Amerika, Dost Değil Çıkarcıdır

- 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası uygulanan silah ambargosu…

- 15 Temmuz hain darbe girişiminin akıl babası Pensilvanya’daki FETÖ elebaşına sağlanan güvenli liman…

- Terör örgütü PKK/PYD’ye gönderilen binlerce tır silah…

- Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlayan enerji haritaları…

- F-35 programından çıkarılışımız, CAATSA yaptırımları, S-400 bahanesiyle tehditler...

Daha neyi bekliyoruz?

Amerika'nın bize sadakat borcu yok; çünkü hiçbir zaman bizimle "eşit" olmadı.

Bu yüzden dijital alandaki teslimiyetimiz, fiziksel savunma sistemlerimizi boşa çıkaracak bir tuzaktır.

WhatsApp, Instagram ve “Algoritmik İşgal”

İran’ın sosyal medya yasakları da bu bağlamda okunmalı. Tahran, WhatsApp ve Instagram gibi ABD merkezli uygulamaların sadece haberleşme değil; casusluk, manipülasyon ve rejim yıkma araçları olduğunu ilan etti. Yerine kendi uygulamalarını geliştirdi.

Türkiye’de bugün hâlâ askerlerimiz, kamu görevlilerimiz hatta güvenlik birimlerimiz WhatsApp üzerinden haberleşiyor. Yarın bir kriz çıktığında, bu veriler düşman istihbaratın eline geçerse ne olur?
Düşmanı cephede aramayın, cebinizdeki uygulamalara bakın.

Türkiye Ne Yapmalı?

Artık hamasi sözler değil, stratejik hamleler zamanı.

- GPS’e bağımlılıktan kurtulmalıyız. Bayraktar TB2, Akıncı, Kızılelma gibi milli SİHA’lar, yönlendirmede Amerikan sinyaline mahkûm olamaz. Aksi hâlde en güçlü silahlarımız, bir tuşla işlevsiz hale gelir.

- Beidou, Galileo, GLONASS gibi alternatif sistemlerle hibrit çözümler üretmeliyiz.

- ASELSAN, HAVELSAN, TÜBİTAK gibi kurumların geliştirdiği yerli iletişim altyapıları kamu görevlileri için zorunlu hale getirilmeli.

- TÜRKSAT, Göktürk gibi milli uyduların kapasitesi artırılmalı, tam bağımsız konumlama altyapısı kurulmalı.

Türkiye Nerede Duracak?

İran, Beidou’ya geçerek Çin-Rusya teknolojik bloğuna entegre oluyor. ABD-NATO ise bu bloğun yayılmasını engellemek için her türlü baskıyı uyguluyor. Türkiye bu iki kamp arasında sıkışmış durumda. Ama unutulmamalıdır ki;

Bağımsız kalmak istiyorsan, başkasının sinyaline muhtaç olmayacaksın.

Egemenliğini korumak istiyorsan, düşmanın yazdığı algoritmayı değil; kendi kodunu kullanacaksın.

Sinyal Kesildiğinde Sıra Sana Gelmiştir

İran’ın bugün yaptığı, Türkiye için yarının provasıdır. Çünkü ABD, dost gibi görünse de çıkarı gerektiriyorsa yarın ilk bizi satmaktan çekinmeyecektir.

Ve o gün geldiğinde…

Tankların varsa ama sinyalin yoksa;

Uçakların varsa ama konumun yoksa;

Halkın varsa ama verin düşmanın elindeyse…

İşte o gün aslında çoktan kaybetmişsindir.

Bağımsızlık artık sınırla değil, sinyalle ölçülür.

Ve sinyalini başkasından alanın iradesi ipotek altındadır...

İbrahim BÜYÜKBAŞ
11 Temmuz 2025