Emel SARAÇ

Emel SARAÇ

Tüm Yazıları

Trump 2.0: Trump Ekonomi Politikalarının Amerika Ekonomisine Etkileri

15 Aralık 2025
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

20 Ocak 2025’te Donald Trump, Cumhuriyetçilerin zaferiyle yeniden Beyaz Saray’a adım attığında, ajandasında tanıdık vaatler vardı: "Önce Amerika", devasa vergi indirimleri ve agresif korumacılık. O gün piyasalar, düşük işsizlik ve azalan enflasyonla nispeten durgun bir limandaydı. Ancak bugün, Kasım 2025 itibarıyla geriye dönüp bakıldığında, Amerikan ekonomisinin belirsizliğe sürüklendiği görülmektedir.

Trump yönetimi, söz verdiği gibi "mega faturalar", agresif tarifeler ve radikal deregülasyonlarla göreve hızlı başladı. Ancak piyasaların verdiği ilk "hoş geldin" partisinin ardından, Amerikan ekonomisi şimdi belirsizliğin ve borç yükünün altında nefes aldırmaya çalışıyor.

Trump’ın ikinci dönemi, vaat edilen "altın çağ"dan ziyade, yüksek oynaklık ve belirsizliklerin hüküm sürdüğü bir "ters köşeler dönemi"ne girmiş bulunmaktadır.

"Mega Fatura" ve Mali Kara Delik

Kongre Bütçe Ofisi’nin (CBO) verileri, tablonun vahametini gözler önüne seriyor. Trump’ın imzasıyla yürürlüğe giren ve kamuoyunda "Mega Fatura" (Mega Bill) olarak adlandırılan yasa paketi, sadece bu yıl federal harcamaların gelirleri 1,9 trilyon dolar aşmasına neden oldu. Şirketler vergi indirimlerini (Kurumlar vergisi %15’e çekildi) yatırımdan ziyade hisse geri alımlarında kullandı. Borsalar kısa vadede yükseliş gösterse de bu sürdürülebilir olmamaktadır.

Asıl korkutucu olan ise uzun vadeli projeksiyonlar. CBO, ulusal borcun 2035’e kadar 52 trilyon doları aşacağını öngörüyor. "Borçlanarak büyüme" stratejisi, ABD hazinesinin üzerine 3,4 trilyon dolarlık ek bir bütçe açığı yüklemiş durumda. Bu, gelecek nesillerin borç yükü ile geleceklerinin ipotek altına alınması demektir.

Tablo 1: Maliye Politikası ve Bütçe Performansı: "Mega Fatura" Etki Analizi (2025 Mali Yılı)

Bu tablo, vergi indirimlerinin ve harcama politikalarının federal bütçe üzerindeki sapmalarını ve borç yükünü göstermektedir.

Ticaret Savaşları ve Enflasyonist Baskı

Trump’ın "ekonomik milliyetçilik" doktrininin en keskin kılıcı şüphesiz gümrük tarifeleri oldu. Çin’e uygulanan %60’lık, diğer ülkelere ise %10-25 bandındaki ek vergiler, kâğıt üzerinde yerli üretimi korumayı hedeflemekteydi. Ancak pratik sonuç, Amerikan tüketicisinin cebine yansıyan "tarife enflasyonu" oldu.

Otomotivden teknolojiye kadar pek çok sektörde maliyetler arttı, tedarik zincirleri Asya’dan Vietnam ve Meksika’ya kayarken küresel ticaret hacmi daraldı. Hane halkına yıllık ortalama 1.300 dolarlık ek yük bindi. Trump yönetimi Q2’de %3.3’lük revize edilmiş bir büyüme rakamı açıklasa da uzmanlar bu büyümenin sürdürülebilir olmadığını, aksine stagflasyon (durgunluk içinde enflasyon) riskinin kapıda olduğunu vurguluyor.

Tablo 2: Dış Ticaret Politikaları ve Enflasyonist Geçişkenlik (Pass-Through Effect)

Bu tablo, gümrük tarifelerinin sektörel maliyetlere ve tüketici fiyat endeksine (TÜFE) yansımasını detaylandırmaktadır.

DOGE, Göç ve İstihdam Paradoksu

Yönetimin en tartışmalı hamlelerinden biri, Elon Musk ve Vivek Ramaswamy liderliğindeki Hükümet Verimliliği Departmanı (DOGE) oldu. 160 milyar dolarlık tasarruf iddiasıyla yola çıkan bu girişim, hatalı muhasebe ve bürokratik kaosla şimdiden 135 milyar dolarlık ek maliyet yaratmaktadır.

Öte yandan, 15-20 milyon kişiyi hedefleyen kitlesel sınır dışı politikaları, tarım ve inşaat gibi sektörlerde ciddi iş gücü açığına neden oldu. Penn Wharton ve Oxford Economics gibi kurumlar, bu politikaların ABD iş gücünü daralttığını ve uzun vadede GSYİH’yi %8’e kadar düşürebileceğini öngörüyor. İşsizlik oranının %4,7’ye yükselmesi, bu endişelerin yersiz olmadığını kanıtlıyor.

Tablo 3: Kamu Yönetimi ve İşgücü Piyasası Yapısal Analizi (DOGE ve Göç Politikaları)

Bu tablo, verimlilik odaklı olduğu iddia edilen yapısal reformların (DOGE) ve göç politikalarının operasyonel sonuçlarını göstermektedir.

Küresel Yansımalar: Dostlar ve Rakipler

Trump’ın politikaları sadece ABD’yi değil, tüm destekçileri içinde zorlu süreçleri beraberinde getirdi. İhracat odaklı Almanya ekonomisi resesyon riskiyle boğuşurken, Avrupa Birliği misilleme tarifelerine hazırlanıyor. ABD-Çin ticaret hacmindeki düşüş ve "decoupling" (ayrışma) sürecinin hızlanması, küresel ekonomiyi daha parçalı ve kırılgan bir hale getirmektedir.

Belirsizliğin Bedeli

Kasım 2025 itibarıyla manzara net: Kısa vadeli deregülasyon kazanımları ve borsa rallileri, yerini yavaş yavaş yapısal sorunlara ve güven kaybına bırakmaktadır. Tüketici güveni pandemi sonrası en düşük seviyede. 23 Nobel ödüllü ekonomistin uyardığı gibi; artan eşitsizlik, bozulan tedarik zincirleri ve kurumsal hafızanın silinmesi (DOGE kesintileri ile), ABD ekonomisini 2026’da derin bir resesyona sürükleyebilir.

 

 

Kaynaklar

Congressional Budget Office (CBO). (2025). Long-Term Budget Outlook and Federal Debt Projections: 2025-2035.

https://www.oxfordeconomics.com/key-themes-2025/

https://www.piie.com/commentary/testimonies/2025/household-impact-trumps-tariffs

https://budgetmodel.wharton.upenn.edu/

 

 

 

 

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA