Alper TAN
Tüm YazılarıAlmanya, Hollanda, Belçika, Avusturya ve Fransa başta olmak üzere Avrupa’da İslam ve Müslüman düşmanlığı giderek yükseliyor. 2017’de sadece Almanya’da Müslümanlara ve camilere yönelik 950 saldırı oldu ve bu saldırılarda en az 33 kişi yaralandı. 2018’de de bu tür saldırılar yeni boyutlar kazanarak devam ediyor.
Avusturya hükümeti 7 camiyi kapatma 70’e yakın din görevlisini sınır dışı etme kararı verdi.
Peki, esas mesele ne? Esas mesele Türkiye'nin yönü… Bazı eksikler, yanlışlar, hatalar olmakla birlikte, devlet olarak Türkiye, Tanzimat'tan bu yana devam eden ve Cumhuriyet dönemiyle zirve yapan Batı taklitçisi istikametten vazgeçiyor. Türkiye, kodlarına dönüyor. Medeniyet değerleriyle savaşmayı bırakıyor ve tarihiyle barışıyor. Türkiye esas eksenine oturuyor.
Batı ve batının, içerdeki iliştirilmişleri daha önce bunu endişeyle karşıladılar. Yıllar önce karşılaştığımız Malezyalılaşma, İranlaşma, eksen kayması iddialarının temelinde, Batının, Türkiye'nin bu yöneliminden duyduğu derin kaygı vardı.
Öncelikle çeşitli yol ve ikna yöntemleriyle Türkiye'yi bu yoldan çevirmeye çalıştılar. Bunun için bazen havuç bazen sopa gösterdiler. Ama başarılı olamadılar. Batıda oluşan bu kaygı, önce korkuya sonra saldırıya dönüştü.
Saldırıları önce taşeronlar üzerinden başlattılar. 2013 Haziran'ındaki Gezi provokasyonları ile Ankara'yı çıktığı yoldan çevirmek istediler. Başaramadılar. Püskürtüldüler. Aynı yılın sonunda 17-25 Aralık yargı ve polis darbesini FETÖ üzerinden denediler. Başaramadılar. Püskürtüldüler. 2015'in Temmuz'unda başka bir yol denediler. Türkiye'nin terör meselesiyle ilgili çok önem vererek belli bir noktaya getirdiği "çözüm sürecini" PKK eliyle bozdular. Çukur ve hendek sürecini başlattılar. Yine beceremediler. Taşeron örgüt, binlerce kayıp verdi. Yine püskürtüldü. Bu defa Suriye üzerinden Türkiye'ye taşeron örgütlerce saldırılar yaptırıldı. Yine tutturamadılar.
Yetmedi; 15 Temmuz FETÖ-NATO işgal planı devreye sokuldu. Taşeronlar vasıtasıyla alçakça saldırdılar. O da olmadı. Durmadılar. Ekonomi ve finans üzerinden çökertme planlarını devreye soktular. Çökertemediler…
Taşeronlar ve vekiller becermeyince şimdi artık asıllar devrede. Bu güne kadar gölgelerle kuklalarla, maskelerle savaştık. Artık karşımızda düşmanlarımızın kendileri var. Yani esas düşmanlarla karşı karşıyayız artık.
ABD'nin 45. Başkanı Donald Trump, göreve gelir gelmez 6-7 İslam ülkesini topyekün terörist ilan edercesine o ülkelerde din ayrımı yaparak, Hristiyan veya Yahudi olanların dışında herkese vize yasağı getirdi. Müslümanları sınır dışı etmeyi, camileri yasaklamayı bile düşündü. Geçen yıl, Lahey Adalet Divanı Avrupa'da Müslüman kadınların resmi yerlerde başörtüsü kullanmasını yasaklayan kararı onayladı.
Hem ABD, hem de Avrupa genelinde Müslümanlara ve Müslümanların kutsallarına saldırılar hızlı biçimde yoğunlaşıyor. Müslüman siyasetçiler, doğrudan veya dolaylı şekilde, saçma sapan gerekçelerle engellemelerle karşılaşıyor. Müslümanlar, teröristlerle eşdeğer gösterilmeye devam ediliyor.
İslam ülkelerinde, Batılı ülkelerce kurulup kuşatılan terör örgütleri Müslümanlara saldırıları arttırıyor. Batıda olanlardan cesaret alan Siyonist İsrail, camilerde ezanı yasaklayan kararı parlamentosunda yasalaştırmaya çalıştı, vazgeçti. Geçen yıl İsrail Dışişleri Bakanı, İsrail işgali altındaki topraklarda yaşayan Müslümanları Batı Şeria'ya sürmeyi teklif etmişti. Şimdi ise İsrail eğitim bakanı Naftali Bennett, yakında Batı Şeria’nın tamamının İsrail’e ait olacağını söylüyor.
ABD, İslam’ın ilk kıblesinin yer aldığı Kudüs’ü işgalci İsrail’in başkenti sayan adımlar attı.
Hollanda Ulusal Güvenlik ve Terörle Mücadele Koordinatörü Dick Schoof, faşist lider Geert Wilders'in parlamento binasında düzenlemek istediği Hz. Muhammed Peygamber konulu karikatür yarışmasına izin verdi. Açıkça ve resmen kışkırtıyorlar.
Bütün bunlar yeryüzündeki Müslümanlara yapılanların çok küçük bir bölümü. Bunları yazarken bile insanın ruhu sıkılıyor.
Müslümanların hepsi hedefte. Bazı ülkeler harap edildi. Bazıları sırasını bekliyor… Peki sıradaki Müslümanlar ne zaman ayılacaklar? Evlerine bombalar atıldığı zaman mı? Şehirleri yıkıldığı zaman mı? Hanesine girildiği zaman mı? Ellerine kelepçe vurulup kurşuna dizildiği zaman mı? Ne zaman…!
Afganistan'da olanlar başkasının yurdunda mı? Suriye'de girilen evler kimin evi? Bedenleri parçalanan yavrular kimin evladı?
Ne zaman büyük uyanış olacak?
Haçlı-Siyonist koalisyonu hep beraber hareket ediyor. Topu birden üzerimize geliyor. Elbette bunlar bizi korkutmamalı. Bu toplu saldırılara topluca karşılık vermeliyiz. ABD'si, Avrupa'sı Hristiyanı, Yahudisi, Budist'i hep birlikte saldırıyorlar.
Mevcut küresel sistem iflas etmeye, etkisizleşmeye ve dağılmaya başlamışken akıllıca adımlar atma zamanı… Müslümanların dağınıklığına ve gevşekliğine rağmen devran dönüyor… Belki de son bin yılın en önemli fırsatları Müslümanların önünde. Bu fırsatı bayrama çevirme zamanı.
İyi bayramlar…
Alper TAN
13.06.2018
Güncel Yazıları
انهيار الدول الأوروبية والولايات المتحدة-Analiz
11 Eylül 2025
European States and the USA Are Collapsing
11 Eylül 2025
Avrupa Devletleri ve ABD Çöküyor
10 Eylül 2025
الشرق الأوسط يستعد لشيء ما!-Analiz
28 Ağustos 2025
خاورمیانه در حال آماده باش برای اتفاقاتی است!-Analiz..
28 Ağustos 2025
The Middle East Is Preparing for “Something”!
28 Ağustos 2025
Ortadoğu “Bir Şeylere” Hazırlanıyor!
26 Ağustos 2025
Why Was Hakan Fidan Targeted?
19 Ağustos 2025
Analiz- لماذا استهدفوا هاكان فيدان؟
19 Ağustos 2025
حاکان فیدان؛ چرا در کانون توجه و حملهها قرار دارد؟-Analiz..
18 Ağustos 2025
اتحاد اعلامنشدهای در حال تغییر جهان است-Analiz
18 Ağustos 2025
Hakan Fidan’ı Niçin Hedefe Koydular?
15 Ağustos 2025
تحالف غير مُعلن يغيّر وجه العالم-Analiz
14 Ağustos 2025
An Unannounced “Alliance” Is Changing the World
14 Ağustos 2025
İlan Edilmemiş Bir “İTTİFAK” Dünyayı Değiştiriyor
14 Ağustos 2025