Putin ve Trump Satranç Masasında

Satranç oyununda amaç rakip şahı mat etmektir. Bunun anlamı, rakip şahın bulunduğu karenin tehdit altında bulunması, tehdit altında olmayan başka bir kareye kaçış ya da yapacak başka bir hamlesinin olmamasıdır. Bu rakibinizin taşlarını alarak onu güçsüz bırakma stratejisine dayanır.

Satranç oynarken stratejik düşünme, planlama, durumu değerlendirme, odaklanma, öngörü, gelişen durumları süratle değerlendirip çabuk ve doğru karar vermek çok önemlidir.

Satranç masasına oturan Putin ve Trump'ın benzer özelliklerinden en önemlisi, 2 liderin de ülkelerinin kaybettiği gücü yeniden kazandırmak istiyor olmasıdır. 

Putin, Sovyetler Birliği'nin dağılmasını, ülkesi için büyük bir stratejik felaket olarak gördüğünü ifade etmişti. Halen de bu düşüncede bir lider. Trump ise ikinci defa başkan seçilmek için ABD'yi yeniden büyük yapacağı sloganını kullandı ve ABD Başkanı seçildi.

Trump ve Putin'in en önemli benzer özelliği, her ikisinin de amaçlarına ulaşmak için güç kullanmaktan kaçınmıyor olmasıdır. Putin güç kullanarak kırımı işgal etti, Ukrayna'ya saldırdı, Suriye'de deniz ve hava üsleri kurarak Doğu Akdeniz etkisini artırdı, Libya'yı ilgi alanına aldı.

Trump ise ekonomik ve askeri gücüne güvenerek Kanada'yı istiyor, Panama Kanalı’nı istiyor. İran'ı tehdit ediyor, Yemen'e saldırıyor. Her 2 lider de geçmişi unutmuyor, kin tutuyorlar. Narsist davranışlar sergiliyorlar ve bu konuda birbirlerine benziyorlar. Benzer özelliklere sahip 2 lider kurmak istedikleri yeni düzen için satranç oynuyorlar. Şu anki duruma baktığımızda oyunda eşitlik var gibi gözüküyor. Zaman ilerledikçe her 2 lider de manipüle edilecektir. Trump manipüle edilebilen bir lider görünümü verirken Putin ise manipüle etme özelliğine sahip bir lider görüntüsü sergiliyor.

Trump'ın güç ve şöhreti seven bir özelliği var. Putin ise güvenliğe önem bir önem veren bir özellik sergiliyor. Trump her yerde açıklamalar yapıyor. Şov yapmayı seviyor. Putin ise daha sessiz kalıyor ve derinden gitmek istiyor. Trump bilgiye ve ekip çalışmasına önem vermiyor, kendi zekasına güveniyor. Putin ise gizli servis geçmişi olduğu için bilgiye dayalı bir strateji geliştiriyor. Trump, zengin bir aileden geldiği için mesajlarını daha kaba yöntemlerle vermeyi seviyor. Karşısındakileri tedirgin ediyor. Putin karşısındakini tedirgin etmek için daha örtülü yöntemler kullanıyor. Putin, sahadan gelmiş, ömrü sahada mücadele ile geçmiş o nedenle zaman zaman gölgede kalmanın kariyeri için önemli bir yöntem olduğuna inanıyor.

Trump bireysel gücüne inanıyor, güveniyor, şov yapmayı seviyor, ekibini onare ettiği gibi beklenmedik anlarda aşağılayıp rencide ediyor. Putin ise ekip çalışmasına inanıyor. Kendisine sadık olanlara saygı gösteriyor, zaman zaman onları ödüllendiriyor. Trump okumayı seven bir lider değil, okuduğu kitap sayısı yok denecek kadar az. Bu nedenle Rum ve özellikle de Yahudi lobilerin etkisi altında kalıyor.

Putin ise okuyan bir lider, bu nedenle strateji geliştirmede değişen durumlara karşı hareket tarzları üretmede Trump'tan daha üstün, ancak satranç oyununu kimin kazanacağını söylemek kolay değil.

Trump sıkıştığı anda satranç tahtasını dağıtır, oyunu bozar, şovunu yapar. Bugün dışladığı, Avrupa’yı Rusya'ya karşı mücadelede en güvenilir olduğunu söyleyerek en güvenilir müttefik olduğunu ilan edilebilir.

Trump'ın Orta Doğu'da, Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Doğu Akdeniz'de alacağı kararlarda Yahudi lobisi ve Siyonist stratejisi yine öne çıkacaktır.

Trump veya Putin'in oyunu kazanması bizim için önemli değil. Her ikisi de emperyalist emeller peşinde. Biz kendi ulusal çıkarlarımızı korumak için milli güç unsurlarımızı güçlendirmeliyiz ve buna güvenmeliyiz.