Levent AYDIN
Tüm YazılarıDoğu Akdeniz’e kıyısı olan Libya enerji ile ilgili kendine münhasır birçok özelliklere sahip bir Kuzey Afrika ülkesi. Afrika kıtasında en fazla petrol rezervine sahip olmakla birlikte, doğalgazda da beşinci büyük rezervi bulunduran bu ülke aynı zamanda Petrol İhraç eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) 1962’den beri hatırlı ve itibarlı üyesi. İtibari sadece yerin altındaki rezerv ve mümkünse üretilebilen petrolün miktarıyla ilgili olmayıp kalitesiyle de ilgilidir. Libya’da üretilen ham petrol dünyada benzeri pek bulunamayan yüksek kaliteli hafif ve düşük kükürtlü tatlı bir petroldür. Deyim yerindeyse rafinerilerin kafaya dikip içmek istedikleri türden bir petrol. Peki bu hatırlı üyelik nerden geliyor sizce? Kuşkusuz ihraç ettiği ülkelerin hatırlı Avrupa Birliği üye ülkeleri olmalarından. Tarihinde Albay Kaddafi’nin 1969’da Libya’daki başarılı askeri darbesinden sonra Libya, Avrupa'nın ihtiyaçlarının dörtte birini bu yüksek kaliteli ve düşük kükürtlü ham petrolüyle tedarik ediyordu. Günümüzde ise petrol ihracatının yaklaşık yüzde 85’ini Almanya, İtalya ve Fransa’ya yapmaktadır. Bunların arasına bir de ABD’yi dahil edebiliriz. Geri kalanı da hemen yanı başında bulunan Süveyş kanalı üzerinden Asya Pasifik’e uzanır. Dışarıya ham petrol ihraç etme konusunda önemli limanlara sahip olan bu ülke, kendi ihtiyacı olan benzin, motorin gibi petrol ürünlerini de eğer saldırı ve boykot olmaz ise sahip olduğu beş rafineri ile kolaylıkla üretebiliyor. Üstelik bu faaliyetleri yapabilecek kamu sermayeli ulusal petrol Şirketi (NOC) ve buna bağlı alt şirketleri Sirte Oil Company ve Agoco (Arabian Gulf Oil Company ) bulunmaktadır.
Gerçekten buraya kadar enerjide kendine yetecek rezerv ve donanıma sahip münhasır bir ülke olan Libya, ekonomik ve siyasi açıdan bakıldığında da yine nevi şahsına münhasır. Ülkenin yaklaşık yüzde 80’i çöl olması tarım ve hayvancılık için elverişli olmadığını gösterir. Coğrafi olumsuzluğun bir dayatması olsa gerek ki nüfusun önemli bir kısmı denize yakın bölgelerdeki üç beş ilde yaşamaktadır. Tarımla birlikte sanayisinin de olmadığı Libya ekonomisinde tek geçim kaynağı ihraç edilen petrol ve doğal gazdan elde edilen gelire dayanmaktadır. Bütçe geliri, cari denge, döviz rezervleri gibi makroekonomik göstergeler ve kısaca makroekonomik performans 2011 yılı sonlarına kadar günlük 1,6 milyon varil üretilen petrole bağlı olarak istikrarlı bir şekilde yürütülüyordu. 2011 yılı sonrası Kaddafi’nin devrilmesiyle ülkede oluşan yönetim ve otorite boşluğu ile yaşanan iç savaş ve siyasi istikrarsızlığa rağmen petrol üretiminde zaman zaman önemli aksamalar yaşansa da BP verilerine göre 2011 ila 2018 döneminde ortalama günlük 723 bin varil petrolü üretebilmiştir. Son iki yılın üretimi bu ortalamanın üzerinde devam etmektedir. Şu ana kadar devam eden petrol üretimiyle Kaddafi sonrası ülke ayakta kalabilen ve İtalya gibi etraf ülkelere göç edemeyen Libyalıların yaşadıkları siyasi istikrarsızlığı finanse edebiliyor. Ancak bu durumun ne kadar sürdürülebileceği Hafter’i ve onun arkasındaki güçlerin tutumuna bağlı olacaktır. Çünkü ülke adeta ikiye bölünmüş durumda ama bu bölünme enerji ve askeri güçler bakımından dengeli olmamıştır. Diğer bir ifadeyle Hafter’in askeri gücü Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) enerjisine karşı. Bir taraftan bazı grupların birleşmesiyle oluşmuş düzensiz bir ordu görünümündeki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), diğer taraftan düzenli orduya sahip Hafter’in Libya Ulusal Ordusu. İki taraf arasında Hafter lehine olan askeri güç dağılımı enerji kaynak ve tesislerine sahip olma ve kontrol etmede ise UMH lehinedir. İşte çözümü zor olan Libya denklemi tam da böyle bir şey: şimdilik parçalanmaz ise ortada iki bilinmeyenli (asker ve enerji güç) değişkeni ile tek bir denklem (Libya) var.
Bu durum muvacehesinde Doğu Akdeniz’de yirmi yıldır başlayan petrol ve doğal gaz keşiflerinin hakça paylaşımı için münhasır ekonomik bölge tartışmasında Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakat anlaşması bir yandan Türkiye’nin Doğu Akdeniz soruna bir parça çözüm diğer yandan Libya’ya ise bir parça askeri güç kazandıracaktır.
Güncel Yazıları
Ters C’ye Benzeyen Doğu Akdeniz’in Ters Giden Jeopolitiğine Doğal Gazı Bağlamak..
23 Kasım 2020
Tarihi İpek Yolu’ndan Gelen Kovid-19’un Ekonomik Büyüme Üzerine İki Ters Hamlesi..
15 Kasım 2020
ABD Seçmeni Biden’a, O da İklime Yeşil Işık Yakıyor
05 Kasım 2020
Yenilenebilir Ekonomi Programlarıyla Sürdürülebilir Büyümeye
02 Ekim 2020
“Put-in” Ne Demek?
02 Mart 2020
Ölçüsüzce Yükseltilen Merkez Bankası Politika Faizinden “Daha Ölçülü” Düşürülen Polit..
25 Şubat 2020
Enflasyonda Sepet Farkı: Yüzde 11,84’e karşı Yüzde 12,12
13 Şubat 2020
TUİK’in Enflasyon Mızrağı Tüketici Çuvalına Sığar mı?
10 Şubat 2020
Brexit Sonrası Türkiye’nin Brexport Geleceği
21 Ocak 2020
Kazancın Borsa Olsun
13 Ocak 2020
Merkezin Dengelemesinde IMF’nin Stresinde Yeni Ekonomi
06 Ocak 2020
Nev’i Şahsına Münhasır Bir Enerji Ülkesi Libya
31 Aralık 2019