Hakan Fidan’ı Niçin Hedefe Koydular?

Anamuhalefet olduğu için kendisi de dahil ABD ve Avrupa dışında herkese itiraz etmesiyle maruf CHP, AK Parti’de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la beraber iki önemli ismi daha hedefe koymuş durumda. Bunlardan biri Dışişleri Bakanı Hakan Fidan diğeri ise eski Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar.

CHP’nin eleştirilerine şimdi sırayla bakalım.

CHP’li Namık Tan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz’ın eğitim dereceleriyle ilgili “ciddi soru işaretleri” olduğunu öne sürdü. Fidan’ın uzaktan eğitimle aldığı lisans diplomasının denklik durumunun belirsiz olduğunu iddia etti.

Bunun üzerine Dışişleri Bakanlığı, YÖK’ün 1998’de verilen denklik belgesini ve lisans, yüksek lisans, doktora diplomalarını kamuoyuna açıkladı. Ayrıca Dezenformasyonla Mücadele Merkezi ve TBMM, soru önergesiyle kurumların bu iddiaları yalanladığını belirtti.

CHP, hırsızı, yolsuzu, rüşvetçiyi savunuyor, dürüst insanlara saldırıyor

CHP’nin, üniversite diploması, YÖK ve ilgili mahkeme tarafından net bir şekilde sahte olduğu tespit edilmiş olan Ekrem İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı göstermesine ve bu konuda sonuna kadar ısrar edip arkasında durmasına rağmen, diplomalarının gerçekliği, resmi kurumlarca açık ve net bir şekilde ortaya konulan Hakan Fidan’a “sahte diploma” iftirası atarak yıpratmaya çalışması tam bir aymazlıktır.

CHP, genel merkez, teşkilat ve belediyelerden fışkıran rüşvet, yolsuzluk, sahtecilik, casusluk gibi en ağır suçların ortaya saçıldığı ve o partide bu durumların sıradanlaşmış  bir hal olduğu gerçeğine odaklanan maşeri vicdanın dikkatlerini, kendi oluşturduğu sahte hedeflere yönlendirerek biraz olsun rahatlamak istiyor.

Namık Tan, eski Türkiye’yi çok özlüyor

CHP’li Namık Tan, TBMM’de bir konuşmasında, Fidan’ın dış siyaseti ideolojik saiklere göre yönlendirdiğini ve bunun Türkiye’yi yalnızlaştırdığını iddia etti. Dışişleri Bakanlığı’na liyakatsiz ve kariyer-dışı atamalar yapıldığını ileri sürdü.

Bakanlığın bütçesinin yıllar içinde azalmasını da örnek vererek kendince uyarılarda bulundu.

Namık Tan, kendisi kariyer diplomat. Yani kendisi, savunmaya çalıştığı eski kafa bakanlığın mahsulü. Namık Tan’ın yalnızlık dediği, artık İsrail ve işbirlikçisi bir kaç ülkenin Türkiye’den korkmaya başlamasından ibaret. Onun çok sevdiği uzaktaki ülke ABD bile bu bölgede Türkiye’ye rağmen siyaset yürütemeyeceğini anlamış durumda.

Bütçe konusuna gelince. Demekki Dışişleri Bakanlığı eski dönemlerin aksine daha az bütçe ile çok çok daha fazla iş yapmaya başlamış. Çok bütçe harcanması çok iş yapıldığı anlamına gelmiyor. Hakan Fidan Dünyanın takdir ettiği en parlak ve en başarılı dışişleri bakanlarından biri. CHP’nin attığı çamur onun üzerine yapışamaz.

Namık Tan’ın konuşmalarından, onun kimin hesabına çalıştığını tahmin edebilirsiniz.

Namık Tan, TBMM’de Somali Tezkeresi görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, hükümetin dış politikasını eleştirirken “Mavi Vatan masalı” ifadesini kullandı: “Bir ara tutturduğu Mavi Vatan masalından -o da koşulların zorlamasıyla yani ekonominin iflası kapıya dayanınca– neyse ki oldukça çabuk yüz geri etti” dedi.

Bu sözler, hem AK Parti çevrelerinden hem de kendi partisinden tepkiyle karşılandı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Namık Tan’ın bu yaklaşımını “siyasi savrulma ve sorumsuzluk” olarak niteledi.

Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, TBMM kürsüsünden Namık Tan’ın sözlerini sert bir dille eleştirdi; “Mavi Vatan milli meseledir, açık bir gerçektir, masal değildir” dedi. Ayrıca, Tan’a yönelik “pasaportunun rengini açıklaması” yönünde sözler sarf etti.

Mavi Vatan kavramının önde gelen savunucularından Amiral Cem Gürdeniz de “Masal falan değil, büyük bir savaş” diyerek sert tepki gösterdi ve bu doktrinin bir manifestoyu temsil ettiğini vurguladı.

Baykar Teknoloji Genel Müdürü Haluk Bayraktar da “Mavi Vatan bir fikir veya masal değil, Türkiye’nin kırmızı çizgisidir,” şeklinde sosyal medyada güçlü bir açıklama yaptı.

CHP içinden eleştiriler de oldu. Örneğin, Namık Tan’ın meslektaşlarından Tugay Uluçevik “Mavi Vatan gibi hayati bir kavramı masal olarak nitelemek, toplumsal ve siyasi sorumlulukla bağdaşmaz” diyerek CHP’li Namık Tan’a tepki gösterdi.

CHP’li Namık Tan nereye bakıyor?

Amerika’da bir konuşmasında (Büyükelçi) Namık Tan, “Konuşma bir kadının eteği gibidir: Tüm konuları örtecek kadar uzun, ama tüm güzellikleri gösterecek kadar kısa olmalıdır” demişti. Bu tasvir, Hakan Fidan’ı kabiliyetsizlik, beceriksizlik ve hazırlıksızlıkla suçlayan Namık Tan’ın diplomasiye hangi açıdan baktığını gözler önüne seriyor!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e gelince. O da Hakan Fidan’a, “TikTok videolarıyla, kamera şovuyla bakanlık yapılmaz” diyerek dış politika yönetimini eleştirdi. Bogota Bildirisi ve Filistin politikasında CHP’nin tutumunun görmezden gelindiğini söyledi.

Özel ayrıca Fidan’ın “Kurtlar Vadisi temaları” eşliğinde duygu sömürüsü yaptığını söyleyerek eleştirdi.

CHP keşke bu tür örneklere hiç yer vermese!

Eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın ve CHP’nin eski cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin, parti içinden odakların kirli ve dış bağlantılı tezgahlarıyla toplum içinde ve siyasette ne hale getirildiğini bütün memleket hatırlıyor.

Şimdi o çirkin ayak oyunlarını unutup, Hakan Fidan’ı sevenlerin sosyal medya üzerinden samimi paylaşımlarını, Fidan aleyhine kampanya yapmaya çalışmak tam bir çaresizlik ve bitiş durumudur.

CHP’nin, Bogota Bildirisi üzerinden Hakan Fidan’a eleştirisine gelince.

Lahey Grubu’nun 15–16 Temmuz 2025’te Kolombiya’nın Bogotá kentinde düzenlediği toplantı sonucunda yayımlanan Bogotá Ortak Bildirisi, İsrail’e karşı uygulanacak altı maddelik eylem planını içermektedir. Bu belge, İsrail’e karşı eylem planı, sınırlandırmalar, yaptırımlar, yasal düzenlemeleri ihtiva eder. Türkiye, resmî nota ile 25 Temmuz’da buna katılımını bildirdi, ancak BMDHS maddelerine şerh koydu.

CHP, sürecin plansız yürütüldüğünü ve şerhli katılımın çelişkili olduğunu ileri sürerek öngörüsüz dış politika eleştirisinde bulundu.

Türkiye artık CHP’lilerin özlediği eski dönemlerdeki gibi kendi iradesini Batılı devletlere teslim etmiş değil. Kendi ulusal ve bölgesel çıkarlarını gözeterek karar veriyor. CHP ise Avrupa ve ABD ne istiyorsa Türkiye’nin kayıtsız şartsız onların taleplerini yerine getirmesini arzu ediyor.

Anamuhalefet Cumhuriyet Halk Partisi sadece iktidarla değil kendi içinde de sürekli kavgayla meşgul.  Bir gün önce göklere çıkardığı genel başkanına, belediye başkanına milletvekillerine, parti yöneticisine ertesi gün en ağır hakaretleri yapabiliyor.

Partiye bağlı belediye başkanlarını, milletvekillerini, partiyle iltisaklı işadamlarını, hırsızlık, yolsuzluk rüşvet ve her türlü ahlaksızlık suçlamalarına rağmen korumaktan çekinmeyen CHP’nin, iktidarın en dürüst, en çalışkan, en faydalı mensuplarını bile hedefe koyuyor olması bu partinin tarihi kişiliğine çok yakışmaktadır.

Cumhuriyet Halk Partisi Adnan Menderes ve arkadaşlarına da şimdikinden farklı davranmamıştı. 

CHP, cibilliyetinin gereğini yapıyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan sadece CHP’nin değil en başta İsrail olmak üzere Türkiye düşmanı çok sayıda devlet ve odağın da hedefinde. CHP’nin o çevrelerden bağımsız hareket ettiğini düşünmüyoruz.

Türkiye’de ve bazı ülkelerde son zamanlarda yoğun olarak Hakan Fidan’ın “Erdoğan sonrası liderlik” potansiyeli tartışılıyor. Bu ihtimal nedeniyle Fidan’ın erkenden yıpratılmak istendiğini düşünüyoruz.

CHP’nin eleştiri okları ile İsrail’in okları aynı yere odaklı

İsrail Ynetnews’ten Smadar Perry, 14 Ağustos 2025’te “Erdoğan'ın gölgesi: Türkiye'nin bölgesel stratejisini İsrail'e karşı yönlendiren kilit danışman” başlıklı yazısında Hakan Fidan’ı hedef göstermiş.

Analizde şöyle deniliyor: Türkiye'nin güçlü Dşişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara'nın bölgesel stratejisini yönlendiriyor, Hamas'a ev sahipliği yapıyor, İsrail-Suriye ilişkilerine karşı koyuyor ve Türkiye'nin merkezi bir güç komisyoncusu olarak kalmasını sağlarken Arap dünyasındaki etkisini genişletiyor.

İsrailli mevkidaşının aksine, Türkiye Dışişleri Bakanlığı, dünya çapında sürekli olarak yeni nüfuz yolları arayan güçlü, proaktif bir kurumdur. Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndan sonra ülkenin en önemli ikinci kurumudur. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Fidan'ın 2010'dan 2023'e kadar Türkiye'nin istihbarat teşkilatı başkanı olarak görev süresine kadar uzanan uzun yıllardır bu yolda birlikte yürüdüler.

Gözlemciler, İsrail hakkındaki görüşlerinin "her an beklenmedik bir şekilde dönebilen" Erdoğan'ınkinden bile daha sert olduğunu söylüyor. Fidan, aksine, taviz vermez: Birkaç gün önce halka açık bir konuşmada İsrail'in "Yok olması gerektiğini" ilan etti.

Fidan, cumhurbaşkanıyla arasındaki güçler ayrılığının "şeffaf ve net" olduğu konusunda ısrar ediyor. 71 yaşındaki Erdoğan, 53 yaşındaki Fidan'ı Ankara'daki genişleyen 1.000 odalı Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda nihai halefi olabileceğini bilerek yetiştirdi. Şimdilik, Fidan kesinlikle kendisine atanan alanlar içinde çalışır.

Üst düzey Türk yetkililer ve hatta sıradan vatandaşlar Fidan'ı Erdoğan'ın ondan sonra hiyerarşinin tepesinde garantili bir yere sahip aktif sağ kolu olarak tanımlıyor.

Fidan, Ankara ofislerinde sık sık Hamas liderliğine ev sahipliği yapıyor. Khalil al-Hayya, ister Katar'dan uçarak ister Arap başkentleri turlarında olsun, krallar gibi muamele görüyor. Burada el-Hayya güvendedir - İsrail Türk topraklarına saldırmaya teşebbüs etmez.

Türkiye uzmanı Dr. Hay Eytan Cohen Yanarocak, Fidan'ı "özellikle diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması konusunda İsrail için sorunlu bir aktör" olarak tanımlıyor. Yanarocak, Erdoğan iktidarda kaldığı sürece bu ilişkilerin iyileşme şansı olmadığını söylüyor. Fidan iktidara gelse bile, meydan okuma daha az göz korkutucu olmayacak. Türkiye, önce İsrail'in göz kırpmasını bekliyor, ancak herhangi bir İsrailli liderin Ankara'ya bir pencere açmayı başarması pek mümkün görünmüyor.

İsrail/Ynetnews’in Hakan Fidan analizi özetle böyle. FETÖ’nün yıllardır Fidan hakkındaki tezvirat kampanyaları, CHP’nin çıkışlarıyla, İsrail’in korkuları bir arada düşünülürse tablonun şifreleri rahatlıkla anlaşılabilir.

Alper Tan

14 Ağustos 2025