Anadolu'nun Savunması KKTC'den Başlar

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye 8-11 Eylül 2025 tarihleri arasında Şehit Cengiz Topel Akdeniz Fırtınası Tatbikatını yaptı. Tatbikatta taarruz, hava hücumu, hava indirme ve arama kurtarma tatbikatı aynı anda icra edildi. Tatbikata 4 adet F-16 savaş uçağı da katıldı. Tatbikatı, Kıbrıs Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Sabahattin Kılıç ile birlikte değişik rütbelerde 10 general izledi ve yönetti.

Tatbikat, Türkiye'nin Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'deki kararlılığının, KKTC’ye verdiği desteğin bir ifadesi olması bakımından çok önemli bir etki yaratmıştır. Nitekim bu tatbikatın bitiminden hemen sonra Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de 11-18 Eylül 2025 tarihleri arasında İtalya ve Fransa ile birlikte EUNOMİA adı verilen bir tatbikat yaptılar.

20 Temmuz 1974 tarihinde icra edilen Kıbrıs Barış Harekatı'ndan yeterli ders almamış görünen Rum yönetimi, ABD'nin uyguladığı silah ambargosunu kaldırmasından sonra silahlanmaya devam etmektedir. AB, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne güvenlik eylem programı kapsamında 1 milyar 181 milyon savunma desteği vermiştir. Rum yönetimi, ABD ve İsrail'den hava savunma sistemleri almak için girişimler yapmış, bazı hava savunma sistemlerinin Rum kesimine geldiği bir kısım yazılı basında yer almıştır.

Güney Kıbrıs Rum Milli Muhafız Ordusu(RMMO) komutanlığına Yunanistan'ın Adalar komutanlığı yapmış, Korgeneral Emmanuel Theodorou atanmıştır. RMMO mevcudu 10.000 mevcutludur. Yedeklerle birlikte 50.000 mevcuda ulaşmakta olup, 18-26 yaş arasındaki kadınlarda gönüllü olarak silah altına alınmaktadır. RMMO 2 piyade tugayı, 2 zırhlı tugayı, 2 destek tugayı, bir özel kuvvet tugayından oluşuyor ancak bu birliklerin eğitim seviyesi yeterli değildir. Disiplin zafiyetleri vardır. Üst düzey komutanların Yunanlı olması Rum askerleri arasında güvensizlik yaratmaktadır.

Kıbrıs Barış Harekatı'nda Yunanlı subaylar, Türk askerlerinin taarruzları karşısında kendileri çekilirken bir kısım Rum askerlerini mevzilerini terk etmemeleri için silah mevzilerine bağladıkları görülmüştür. Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümü kutlamalarında Türk Silahlı Kuvvetleri ve KKTC Silahlı Kuvvetleri’nin Kara Kuvvetleri ve Özel Kuvvetleri’nin, savaş ve nakliye helikopterleri, F-16 savaş uçaklarıyla Lefkoşa’da yaptığı tören geçişleri, Deniz kuvvetlerinin başta Anadolu helikopter gemisi olmak üzere 80 savaş gemisinin Magosa-Girne limanı arasında denizde yapmış olduğu geçiş töreni ve savaş uçaklarının Akdeniz'deki uçuşları, Rumlar üzerinde büyük bir korku, psikolojik baskı ve telaş yaratmıştır. Bu korku ve telaş Rum kesimini topraklarında Fransa, ABD ve İsrail gibi ülkelerin deniz ve hava üsleri kurmasının önünü açmış, bu durum Rumlar arasında tartışmalara neden olmuştur.

Muhalefetteki AKEL Partisi mevcut Rum yönetimini şiddetle tenkit etmiş ‘adada Rum yönetimi etkisini ve otoritesini kaybetmektedir’ diye de uyarmıştır. Kurumlar şunu anlamalı ve kabul etmelidir; Kıbrıs sorunu 20 Temmuz 1974 yılında Türkiye'nin yaptığı Barış harekatıyla çözülmüştür. 15 Kasım 1983 yılında KKTC'nin kurulmasıyla bitmiş ve ortada bir sorun kalmamıştır. 51 yıldır adada huzur ve güven vardır. Kan ve gözyaşı dinmiştir.

Türk tarafı iki devletli çözüm politikasından asla vazgeçmemelidir. Masaya ancak egemen 2 ayrı devlet statüsünde ve KKTC'nin tanınması için oturulmalıdır. ABD, İsrail, Yunanistan üçlüsü, Türkiye'yi Kıbrıs Rum Yönetimi üzerinden Kıbrıs'ta sıkıştırma çabasındadırlar. Biz Kıbrıs'ta yeri belirlenmiş olan deniz üssünün inşasına bir an önce başlamalıyız. Unutmayalım ki, Anadolu'nun savunması, KKTC'den, Halep'ten, Afrin'den, Kerkük'ten, Bakü'den, Trakya'dan ve Ege'deki adalardan başlar.