Alarm Seviyesi Çok Yüksek: Türkiye’nin 2100 Nüfusu TÜİK’e Göre 54 Milyona BM’ye Göre 38 Milyona Düşebilir

Türkiye'nin gelecek nüfusu için iki farklı senaryo: 2100 yılında 54 milyon mu, 38 milyon mu?

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Türkiye’de rekor seviyelere gerileyen doğum oranları, ülkenin geleceğini tehdit eden bir nüfus krizini tetiklerken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'tan konunun ciddiyetini ortaya koyan net bir uyarı geldi. Bakan Göktaş, mevcut durumu "varoluşsal bir tehdit" olarak nitelendirirken, projeksiyonlar yüzyılın sonunda Türkiye nüfusunun 38 milyona kadar gerileyebileceğini gösteriyor.

Durumun ciddiyetini vurgulayan Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, Türkiye'nin "demografik dönüşümün eşiğinde" olduğunu belirtti. Tarihin en düşük seviyesi olan 1,48'lik doğurganlık hızının altını çizen Göktaş, bu oranın nüfusun yenilenme eşiği olan 2,1'in çok altında kaldığını ifade etti.

Bakan Göktaş, bu düşüşün somut sonuçlarına dikkat çekerek, "Önümüzdeki beş yılda nüfus artış hızımız bu seviyede kalırsa, ilkokul öğrencisi sayısında yaklaşık 900 bin kişilik bir azalma bekliyoruz," dedi. Bu durumun sadece eğitim sistemini değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal güvenlik yapılarını da derinden etkileyeceğini belirtti.

Hükümetin konuyu en üst düzeyde ele aldığını gösteren bu açıklamalar, bilimsel projeksiyonlarla da destekleniyor. Geleceğe yönelik senaryolar, acil önlem alınmazsa Türkiye'yi bekleyen tehlikenin boyutlarını gözler önüne seriyor.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun senaryosuna göre, ülke nüfusu 2100 yılında 54 milyona gerileyecek. Birleşmiş Milletler'in tahmini ise çok daha karamsar bir tablo çiziyor. BM'nin düşük ihtimalli senaryosu nüfusun 38 milyona, çok düşük ihtimalli senaryosu ise 25 milyona kadar düşebileceğini öngörüyor.

Bu düşüşün temelinde sadece doğum oranlarının azalması değil, aynı zamanda evlilik yaşının yükselmesi ve hane halkı yapısının değişmesi de yatıyor. Ortalama evlilik yaşı erkeklerde 28,3'e, kadınlarda ise 25,8'e yükselmiş durumda.

Bakan Göktaş, bu "varoluşsal tehdide" karşı yeni politikalar geliştirdiklerini de açıkladı. Bu politikalar arasında, doğum sonrası kadınların iş hayatına dönüşünü kolaylaştıracak adımlar öne çıkıyor. "Yarı Zamanlı Çalışma Hakkı" ile memurlara çocukları ilköğretime başlayana kadar haftada 20 saat çalışma imkânı tanınması ve UNICEF iş birliğiyle hayata geçirilecek "Komşu Anne Projesi" ile nitelikli çocuk bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması planlanıyor.

Sonuç olarak, hem bilimsel veriler hem de hükümetin en yetkili ağızlarından yapılan açıklamalar, Türkiye'nin nüfus yapısında kritik bir dönemece girildiğini doğruluyor. Alınacak önlemler, ülkenin sosyal ve ekonomik geleceğinin yanı sıra varlığını da şekillendirecek.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA