Emmanuel Macron, 2016’de bakanlığını yaptığı Sosyalist Parti’den Cumhurbaşkanı adayı olmak için istifa etmiş, 38 yaşında yeni bir merkezci parti kurmuş ve bir sene sonra 2017’de merkezci ve merkez sağcı siyasilerin desteğini de alarak Fransa Cumhurbaşkanı olmuştu.
Ne var ki, 2018’deki Sarı Yelekliler protestoları Macron’un “kibirli, teknokrat, halktan kopuk” bir lider imajını güçlendirdi ve kendisini yıprattı. Macron 2022 yılında ikinci kez Cumhurbaşkanı adayı olmuş ve seçimi kazanmış fakat bu sefer ilk dönemde Ulusal Mecliste aldığı koltukların %53’ünü değil sadece %23’ünü elinde tutabilmişti.
Ulusal Mecliste mutlak çoğunluğu kaybeden Macron, seçim sonrası bir azınlık hükümeti kurmak durumunda kalmış, seçim sonrası bölünmüş parlamentodan yasa geçirmek de bir o kadar zor ve riskli hale gelmişti.
Macron’un cumhurbaşkanlığındaki ikinci dönemi oldukça sancılı geçiyor. Görevinin iki yılı dolmadan 5. kez hükümetin düşmesine şahit olan Macron siyasi istikrarsızlık ile karşı karşıya.
Ukrayna-Rusya savaşı sebebiyle enerji fiyatlarının artması ve enflasyon, halkın yaşam standardını düşürdü.
2023’te emeklilik yaşını 62’den 64’e çıkaran reform büyük sokak eylemlerine yol açtı. Hükümet reformu parlamentoda oylamadan anayasanın 49.3. maddesi ile geçirdi; bu da Macron’a yönelik “otoriterlik” eleştirilerini artırdı.
Macron’un liberal ekonomi politikaları, “zenginlere yarıyor, orta sınıf ve işçiyi eziliyor” eleştirilerini güçlendirdi.
Fransa bir yandan Afrika ve Orta Doğu kaynaklı göçmen akınlarıyla karşı karşıya kalırken diğer taraftan hızla Afrika’da ve özellikle Sahel bölgesinde (Mali, Nijer, Burkina Faso) dışlanarak gücünü ve etkisini kaybediyor. Göçmenlerin entegrasyon sorunları hem işsizlik hem de kamu harcamaları üzerinde baskı yaratıyor.
Fransa’nın eski sömürgelerindeki etkisinin azalması ve Merkel sonrası AB’nin lideri olmak istemesine rağmen bunu başaramayan Macron’un “küresel liderlik vizyonu” ağır darbe aldı.
Maastricht kriterine göre Kamu borcunun GSYH’nin %60’ını geçmemesi gerekirken bu oran %110’una yaklaşmış durumda. İşsizlik oranı %7 civarında, bu oran genç işsizlik %17’lere ulaşıyor.
Ukrayna savaşı sonrası enerji fiyatları ve gıda maliyetleri arttırdı, 2022–2023 döneminde enflasyon %6’ya kadar yükseldi. Enerji sübvansiyonlarıyla kısmen düşürdü. Alım gücünün zayıflaması Macron yönetimine yönelik protestoları artırıyor.
Öte yandan Macron’un risk almayı seven bir siyasetçi olması nedeniyle beklenmedik kararlar alması Fransa’da belirsizliğe ve güvensizliğe sebep oluyor.
Başbakan François Bayrou’nun, bütçe açığını azaltmaya yönelik planları nedeniyle Fransız parlamentosunda 8 Eylül Pazartesi akşamı gerçekleştirilen güven oylamasında 194’e karşı 364 oyla güven oylamasını kaybetmesiyle hükümet düştü ve Macron yeni bir başbakan arayışına girdi. Bayrou görevinde henüz bir seneyi bile tamamlamıştı. 9 aydır görevde bulunan Bayrou’nun selefi Michel Barnier de yalnızca dokuz ay önce benzer bir nedenle aynı kaderi yaşamıştı.
Fransa, 1958’den bu yana bu derecede bir siyasi istikrarsızlık ile karşı karşıya kalmamıştı.
Fransa’da 66 yıl önce “istikrar” hedefi ile kurulan “yarı başkanlık" sistemi ve "5. Cumhuriyet” düzeni özellikle son iki yılda hükümetin sürekli düşmesi nedeni ile siyasiler tarafından ihtiyaçları karşılamadığı gerekçesiyle eleştiriliyor.
1954’te eski Fransız sömürgesi Cezayir’in bağımsızlık için attığı adım 4. Cumhuriyet’in sonunu getirmiş De Gaulle “ülkeyi yönetmeye” hazır olduğunu beyan ederek hükümetin başına geçmiş ve 4 Ekim 1958’de yeni bir Anayasa kabul edilerek rejim değişikliğine gidilmişti.
1958 Anayasası 4. Cumhuriyet’ten 5. Cumhuriyet dönemine geçiş yapılmasını sağlamıştı.
2000 yılında Fransa’da önemli bir adım daha atılmış ve 1873’ten beri 7 yıl olan Cumhurbaşkanlığı görev süresi 5 yıla düşürülmüştü.
Fransa’da 1958’den bu yana bir başbakanın görev süresi ortalama olarak 2,5 sene. Fakat gelinen noktada görülüyor ki Emmanuel Macron 12,5 senelik hükümeti iki yıla sığdırmış durumda.
Macron’un iki Cumhurbaşkanlığı döneminde görev alan Başbakanlar ise şu şekilde;
- Édouard Philippe- 3 yıl, 49 gün
- Jean Castex- 1 yıl, 317 gün
- Élisabeth Borne- 1 yıl, 238 gün
- Gabriel Attal- 240 gün
- Michel Barnier- 90 gün
- François Bayrou- 270 gün
Şimdi Macron'un önünde iki seçenek var: Fransa’nın bölünmüş parlamentosunda güvenoyu alabilecek bir başbakan atamak ya da Ulusal Meclis’i feshedip erken seçimlere gitmek.
Macron’un hedefi ikinci seçeneğe direnip kemer sıkma bütçesini onaylamak ve Marine Le Pen'in aşırı sağını daha da güçlendirebilecek yeni bir erken seçimden kaçınmak olarak değerlendiriliyor.
Macron’un ofisinden yapılan açıklama, birkaç gün içinde Macron’un yeni bir başbakan atayacağı yönünde. Fakat kulislerde kriz ortamını yönetebilecek iyi bir başbakan adayının bulunmasının zor olduğu konuşuluyor.
Macron’un görev süresi 2027’de sona erecek fakat son iki yılda sürekli hükümet değişimi, çoğunluksuz bir parlamento ve yaşanan çalkantılar nedeniyle Macron’un siyasi kariyeri oldukça zarar gördü. Macron’un uyguladığı stratejiler nedeniyle bu noktaya geldiği tartışılırken uzlaşı yerine kararnameleri tercih eden bir siyasi profil çizmesi de Fransa Cumhurbaşkanı’nı zor duruma düşürüyor.
Fransa’nın önümüzdeki günlerde atacağı adımlar ve alacağı kararlar merak konusu.
Esin Çoştu
Diğer İçerikler