Abdul Satar KAWA

Abdul Satar KAWA

Tüm Yazıları

Orta Asya’yı Sıcak Denizlere Bağlayacak Trans-Afgan Demiryolu Projesi

08 Eylül 2025
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Afganistan üzerine okuduğumuz kitaplarda, makalelerde ve dinlediğimiz konuşmalarda, ülkenin coğrafyası ve konumunu tanımlamak için sıkça ‘Asya’nın Kalbi’ ya da ‘Asya’nın Kavşağı’ ifadeleriyle karşılaşırız. Güney Asya, Orta Asya ve Orta Doğu’nun tam kesişim noktasında yer alan Afganistan; doğuda Çin, kuzeyde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, batıda İran ve güneyde Pakistan ile çevrilidir. Bu stratejik konum, Afganistan’ı yalnızca bir sınır ülkesi değil, aynı zamanda kıtalar arası etkileşimin merkezi haline getirmiştir. Tarihsel süreçte İpek Yolu’nun ana güzergâhlarından biri Afganistan’dan geçmiştir. Çin’den başlayarak Orta Asya üzerinden Akdeniz limanlarına uzanan kervan yolları, Afganistan’ın dağlık vadilerini, yüksek geçitlerini ve verimli ovalarını kullanmıştır. Bu ticaret ağları aracılığıyla sadece mallar değil, dinler (Budizm, Zerdüştlük, İslam), kültürler ve fikirler de bölgeye taşınmıştır.

Bu tarihsel rol, günümüzde de Afganistan’ın önemini ortaya koymaktadır. Nasıl ki geçmişte İpek Yolu Afganistan üzerinden geçen ticaretin ana damarlarından biri olmuşsa, bugün de Afganistan benzer bir şekilde bölgesel ulaşım ve ticaret ağlarının merkezinde yer alabilir. Bunun en somut örneklerinden biri, son dönemde gündeme gelen Afgan-Trans (Özbekistan-Afganistan-Pakistan, UAP) demiryolu Projesidir.

Bu yazımızda Trans-Afgan Projesi’nin hedeflerini, Özbekistan ve diğer Orta Asya ülkeleri için nasıl bir fırsata dönüşebileceğini ve projenin önünde duran engelleri ele alacağız.

Özbekistan-Afganistan-Pakistan (UAP) demiryolu projesi nasıl başladı?

Proje, Afganistan’ın önceki cumhuriyet döneminde 2018’de gündeme alınmış; ilk somut adımlar ise Şubat 2021’de atılmıştır. Bu tarihte üç ülke, Taşkent’te planlama ve inşa için bir yol haritası belirleyen üçlü anlaşmayı imzalamıştır. Taliban’ın Kâbil’de yeniden iktidarı ele geçirmesiyle Eylül 2021’de öngörülen inşaat başlangıcı rafa kalksa da fiilî Taliban yönetimi kısa süre sonra projeye yeniden katılma niyetini açıklamıştır. Temmuz 2022’de Afganistan kesiminde en uygun ve maliyet etkin güzergâhın belirlenmesi amacıyla keşif çalışmaları başlatılmış; Mayıs 2023’te Taşkent’te ortak geliştirme çabalarını koordine etmek ve uygulamayı hızlandırmak üzere resmî bir proje ofisi açılmıştır. Aynı yıl temmuzda taraflar, İslamabad’da müzakerelerin son aşamasına geçmeyi kararlaştırmıştır. Mayıs 2024’te Özbekistan Ulaştırma Bakanı İlhom Mahkamov bir mühendis ekibiyle Afganistan’ı ziyaret ederek inşaata hazırlık sürecini başlatmıştır.

7 Temmuz’da İslamabad’da Pakistan ve Afganistan dışişleri bakanlıkları arasında yapılan ilk “Müsteşar Yardımcısı Düzeyi Mekanizması” toplantısında iki ülke, UAP demiryolu projesine ilişkin Çerçeve Anlaşma’nın nihai hâle getirilmesine odaklanma konusunda mutabık kalmıştır. Taraflar, terörizmin bölgesel güvenliğe tehdit oluşturduğunu kabul ederek bölgesel bağlantının önündeki zorlukları ele almak için ikili angajmana bağlılıklarını teyit etmiştir.

Bu ivmenin hemen öncesinde, 3 Haziran’da Pakistan Demiryolları Federal Bakanı Muhammed Hanif Abbasi ile Pakistan’daki Özbekistan Büyükelçisi Ali Şir Tahtai, İslamabad’daki görüşmede UAP projesini tamamlama kararlılıklarını yinelemiş ve demiryolu inşaatını yakın gelecekte başlatmak için ortak bir strateji oluşturmuştur. Abbasi, projenin tamamlanmasıyla Pakistan’ın Orta Asya’ya en kısa ve en verimli güzergâha sahip olacağını; bunun yalnızca ticaret hacimlerini artırmakla kalmayıp bölge ekonomisini daha sağlam bir zemine oturtacağını vurgulamıştır.

Böylece Afganistan’ın başkenti Kabil’in ev sahipliği ile 17 Temmuz 2025 günü Taliban geçici hükümetinin Bayındırlık Bakanlığı, Pakistan Demiryolları Bakanlığı ve Özbekistan Ulaştırma Bakanlığı arasında, Trans-Afgan Demiryolu projesine ilişkin fizibilite çalışmaları için üçlü bir çerçeve anlaşması imzalanarak projenin hayata geçirileceği beklenmektedir.

Projenin kapsamı ve beklenen sonuçlar nelerdir?

Önerilen UAP hattı, Orta Asya’yı Afganistan üzerinden Pakistan’daki Gvadar ve Karaçi limanlarına bağlayacaktır. 850 kilometrelik bu koridorun, Orta ve Güney Asya arasındaki ilk doğrudan demiryolu bağlantısı olması ve 2027’de tamamlanması öngörülmektedir. Hat, Özbekistan’dan Pakistan’a transit süreyi en az beş gün kısaltacak ve taşıma maliyetlerini yüzde 40 azaltacaktır. Yaklaşık 4,8 milyar dolar maliyete sahip proje, Taşkent’i Kâbil üzerinden Peşaver’e bağlayacaktır. Denize çıkışı olmayan Orta Asya ülkeleri için hayati önemde olan bu hat, Pakistan’daki deniz limanlarına ve Hint Okyanusu’na doğrudan erişim sağlayacak; genel olarak Avrupa Birliği, Rusya, Hindistan, Özbekistan, Afganistan ve Pakistan’ı birbirine bağlayacaktır. Demiryolu hem yolcu hem yük taşımacılığına hizmet ederek ülkeler arasındaki turist akımlarını da artacak; Orta Asya’yı bir transit merkez olarak konumlandıracak ve milyonlarca ton doğal kaynağın kuzey-güney yönünde Rusya’ya, doğu-batı yönünde Avrupa’ya taşınmasını mümkün kılacaktır. Fakat yukarıda saydığımız gibi bu proje her ne kadar fırsatlarla dolu olsa da önünde birtakım engeller de mevcuttur.

Trans-Afgan projesinin önünde ne tür engeller var?

Şu ana kadar resmi ve diplomatik ilerlemenin yanında ciddi yapısal ve güvenlik kaynaklı engeller da bulunuyor. Öncelikle, Özbekistan Demiryolları ile Pakistan Demiryolları farklı hat açıklıkları kullanıyor; Afganistan’ın kullandığı açıklık da bunlardan farklı ve ülke içindeki bazı demiryolları kendi aralarında dahi farklı ölçülere sahip. Üç ülke inşaata başlamadan önceki hemen hemen tüm konularda uzlaşmış olsa da ulusötesi bağlantılar için ortak bir standart açıklık üzerinde henüz mutabakat sağlayamadı.

Öte yandan güvenlik boyutu, en az teknik standartlar kadar belirleyici. Önerilen güzergâh, Afganistan ve Pakistan’da silahlı grupların düzenli olarak güvenlik güçlerini ve altyapı projelerini hedef aldığı istikrarsız bölgelerden geçecek. Hat, Özbekistan’da Termez’den başlayıp Afganistan’da Mezar-ı Şerif ve Logar’dan geçerek Kurram sınır kapısından Pakistan’ın Hayber Pahtunhva eyaletine girecek. Fakat güvenlik anlamda Afganistan, Taliban yetkilileri ve yabancıları hedef alan DAEŞ Horasan Vilayeti’nin saldırılarıyla karşı karşıya. Pakistan ise Afganistan’daki Taliban tarafından desteklendiği değerlendirilen Tehrik-i-Taliban Pakistan (TTP), özellikle Hayber Pahtunhva eyaleti ile Afganistan sınırındaki kabile bölgelerinde istikrarsızlığı derinleştirmeye devam etmektedir. Nitekim 2024 yılı içerisinde en fazla terör eyleminin bu eyalette gerçekleştiği belirtilmektedir. Konuyla ilişkin Mart ayında Pakistan, Taliban yönetimini Pakistan karşıtı militan grupları barındırmak ve sınır ötesi saldırıları organize etmekle suçlamıştır.

Bu yılın başlarında İslamabad ile Kâbil arasındaki yükselen tansiyon da projenin karşısındaki diğer önemli güvenlik engellerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Son aylarda Afganistan ve Pakistan sınırda sık sık ateş değişimleri ve çatışmalar yaşanmıştır. Afganistan ile Pakistan sınırında benzer olayların sık yaşanması, iki ülke arasındaki ilişkilerde her an gerilime yol açabilir. Dolayısıyla bu sorunun temelden çözülememesi, Trans-Afgan/UAP projesinin önündeki önemli engellerden biri olarak öne çıkıyor.

Neticede Trans-Afgan/UAP demiryolu projesi, Orta Asya ülkelerine denizlere açılan bir kapı sunması, bölgesel ticaretin maliyetlerini düşürmesi ve yeni ekonomik fırsatlar yaratması bakımından stratejik öneme sahiptir. Kısacası, bu projenin hayata geçmesi Asya’nın kalbinin yeniden canlanması demektir. Ancak projenin hayata geçirilebilmesi, yalnızca teknik ve mali işbirliğiyle değil, aynı zamanda güvenlik risklerinin ve siyasi belirsizliklerin aşılmasıyla mümkündür. Afganistan ve Pakistan arasındaki sınır hattında yaşanan istikrarsızlıklar, terör örgütlerinin varlığı ve bölgesel güvenlik tehditleri projenin geleceğini belirsiz kılmaktadır. Bu nedenle projenin başarıya ulaşması, üç ülkenin ortak çabalarının yanında uluslararası destek ve bölgesel güvenlik işbirliğine de bağlıdır. Kısacası, Trans-Afgan Projesi Orta ve Güney Asya’yı birbirine bağlayan bir köprü olma potansiyelini taşımaktadır; ancak bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesi, siyasi irade kadar güvenlik alanındaki kalıcı çözümlere de ihtiyaç duymaktadır.

 

Abdul Satar Kawa

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA