The Jerusalem Post’a yazan Kudüs Teknoloji Koleji, ruh sağlığı alanında öğretim görevlisi Aliya Herman süreci şu şekilde değerlendirdi:
İsrail’de ruh sağlığı krizi 21 aylık savaşın ardından yeni başlıyor. Terör saldırılarına, roket saldırılarına, Gazze'de bir kara savaşına, belirsizlik içindeki bir kuzey cephesine ve hatta yakın zamanda İran'a yönelik önleyici saldırılara katlanan milyonlarca İsrailli hayatta kalmak için uğraşıyor.
Fakat fiziksel yaralanmalar ve yapısal hasarlar gözle görülür olsa da bu uzun süreli, çok cepheli savaşın psikolojik bedeli çok daha az belirgindir ve potansiyel olarak daha kalıcı.
Aliya, Savaş başladığından beri, ruh sağlığı uzmanları benzeri görülmemiş bir sıkıntı artışı bildirdi. Kriz yardım hatlarına gelen çağrılar yüzde yüz arttı ve ilk kez, ulaşanların %60'ından fazlası erkek. Birçoğu yedek asker, diğerleri ise akıl almaz travmalar yaşamış siviller olduğunu yazısında belirtiyor.
Önceki savaşlardan ve küresel felaketlerden bilindiği üzere intihar düşünceleri ve travma sonrası stres bozukluğu genellikle aylar hatta yıllar sonra ortaya çıkıyor. Bazı yaralar iyileşmiş gibi görünse de travma hâlâ kuluçka aşamasında.
İsrail Toplumundaki Duygusal Gerginlik
Tel Aviv Üniversitesi'nin yeni araştırmasına göre, yedek askerlerin %12'si travma sonrası stres bozukluğuyla uyumlu semptomlar bildiriyor. Özellikle yeni anneler arasında anksiyete ve depresyon oranları hızla artıyor. Bağımlılık oranları da yükseliyor ve anksiyete giderici ilaçlar ile narkotik ağrı kesicilerin kullanımında keskin bir artış görülüyor.
Bu duygusal gerilim evlerde de kendini gösteriyor. 2024'teki boşanma oranları, özellikle Gazze sınır bölgelerinde ve Kuzey'de, bir önceki yıla kıyasla keskin bir artış gösterdi. Rekor sayıda çift ve aile terapiye başvuruyor. Yakın ilişkilerin baskı altında yıprandığını görmeye başlanıyor; bir zamanlar istikrar sağlayan ilişkiler, şimdi sürekli belirsizliğin ağırlığı altında çöküyor.
Halkın ayrıca ister İç Cephe Komutanlığı ister sağlık fonları veya acil durum ruh sağlığı portalları olsun, güvenilir kaynaklardan güvenilir ve erişilebilir bilgilere ihtiyacı vardır.
Öte yandan İsrail ordusundaki askerlerin intiharları da Aliya’nın bu analizini destekler nitelikte.
İsrailli milletvekilleri, orduda keskin bir şekilde artan intihar vakalarına ilişkin Meclis Dışişleri ve Savunma Komitesi Başkanı Yuli Edelstein'den acil toplantı talep etti.
Bir Haftada 3 Asker İntihar Etti
İsrailli milletvekilleri, Gazze'ye saldırıların başladığı 7 Ekim 2023'ten itibaren, yedekler dahil ordudaki intihar sayılarında keskin ve alarm düzeyinde bir artış yaşandığını, 2023 yıllında 17, 2024 yılında ise 21 İsrail askerinin intihar ettiğini belirtti.
Belirtilen sayıların, askerlerin yaşadığı travma sonrası stres bozukluğunun ne düzeyde olduğunu ortaya koyduğu ve ordunun en az yüzde 20'sinde semptomlarının görüleceği kaydedildi.
Sadece geçen hafta 3 intihar vakası kaydedildiğine dikkati çekilen mektupta, İsrail Ordu Radyosu'nun talebine karşın ordunun 2025'te intihar eden asker sayısını paylaşmayı reddettiğine dikkat çekildi.
Verilerin açıklanmamasının nedeni "endişe verici ve halkın orduya olan güvenini zedeleyici" olarak açıklandı. İsrail ordusuna bir an önce söz konusu bilgileri kamuoyuyla paylaşması çağrısı yapıldı.
Mektupta ayrıca, İsrail ordusundaki artan intihar vakalarına ilişkin sayıların tam olarak tespit edilip acil eylem planlarının değerlendirilmesi için mümkün olan en kısa sürede bir toplantı talebinde bulunuldu.
Kaynak: The Jerusalem Post, Hürriyet
Yayına Hazırlayan: Esin Çoştu
Diğer İçerikler