Whitney Webb, Epstein’ın özellikle İsrail askeri istihbaratı ile bağlantılı çalıştığını ileri sürüyor. Epstein’ın Mossad ile doğrudan bir ilişkiden çok, İsrail askeri istihbarat kanadıyla örtülü iş birlikleri içinde olduğu vurgulanıyor. Suçlamalardan kaçtığı dönemde İsrail’e sığınması ve askeri üsleri ziyaret etmesi, onun yalnızca kişisel çıkarlar için değil, daha geniş stratejik amaçlar doğrultusunda hareket ettiğini düşündürüyor.
Webb, ayrıca Epstein’ın Maxwell ailesiyle olan ilişkisine dikkat çekiyor. Robert Maxwell’in ve çocuklarının İsrail istihbaratına olan yakın bağları, Epstein’ın bu ağın bir parçası olduğunu destekleyen bir diğer önemli veri olarak öne çıkıyor. Özellikle Ghislaine Maxwell’in hem Amerikan elit çevrelerinde hem de İsrail üst düzey yetkilileriyle güçlü bağlantıları olduğu biliniyor.
Bununla birlikte, Whitney Webb'in çalışmaları Epstein'ın faaliyetlerini daha geniş bir küresel ağ bağlamında konumlandırıyor. Sadece istihbarat teşkilatları değil, Wall Street bankerleri, organize suç liderleri ve özel sermaye çevreleri de bu ağın içinde yer alıyor. Webb’e göre CIA, Mossad ve benzeri kuruluşlar çoğu zaman kendi bağımsız ajandalarından ziyade bu elit çıkar gruplarının talimatları doğrultusunda hareket ediyor.
Özellikle Epstein’ın, küresel elitleri fuhuş, şantaj ve çıkar ilişkileri üzerinden kontrol eden bir "kompromat" mekanizmasının parçası olarak kullanıldığı iddiası, uluslararası sistemdeki güç ilişkilerine dair rahatsız edici sorular doğuruyor. Bu mekanizma sayesinde, dünya çapındaki önemli politikacıların, iş insanlarının ve bürokratların zaaflarının kayıt altına alındığı ve gerektiğinde kullanıldığı ileri sürülüyor.
Sonuç olarak, Whitney Webb'in ortaya koyduğu veriler, Jeffrey Epstein olayının sadece bir bireysel suç hikayesi değil, çok daha derin ve organize bir uluslararası güç yapılanmasının küçük bir yüzeyi olduğunu düşündürüyor.
Diğer İçerikler