Hürmüz Boğazı'nın Stratejik Önemi ve İran'ın Boğazı Kapatma İhtimalinde Karşılaşılacak Olası Sonuçlar

  1. Anasayfa /
  2. Tüm Analizler
  3. /
  4. Analiz
SDE Editör | 23 Haziran 2025
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Hürmüz Boğazı, jeopolitik konumu ve küresel enerji ticareti üzerindeki hayati etkisiyle dünyanın en kritik su yollarından biri olarak kabul edilmektedir. Kuzeyde İran, güneyde Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile çevrili olan bu dar deniz yolu, giriş ve çıkış noktalarında yaklaşık 50 km, en dar yerinde ise sadece 33 km genişliğindedir. Boğaz, Basra Körfezi'ni Umman Denizi'ne ve oradan da Hint Okyanusu'na bağlayarak, Körfez'deki petrol üreticisi ülkelerin uluslararası sulara erişimini sağlayan tek deniz yolu olma özelliğine sahiptir. İran'ın nükleer programı ve uygulanan yaptırımlar gibi gerginlikler arttığında, İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidi sıkça gündeme gelmekte ve küresel çapta derin endişelere yol açmaktadır.

Hürmüz Boğazı'nın Küresel Önemi

Boğazın önemi, taşıdığı enerji hacmiyle doğrudan ilişkilidir. Küresel petrol ve gazın yaklaşık %20'si, hatta bazı kaynaklara göre dünya petrolünün %20-25'i ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatının yaklaşık üçte biri bu boğazdan geçmektedir. 2023'ün ilk yarısında günlük yaklaşık 20 milyon varil petrolün Hürmüz Boğazı'ndan geçtiği belirtilmiştir; bu da yılda yaklaşık 600 milyar dolarlık enerji ticareti anlamına gelmektedir. Bu petrol akışı sadece İran'dan değil; Irak, Kuveyt, Katar, Suudi Arabistan ve BAE gibi diğer Körfez ülkelerinden de gelmektedir. Örneğin, Suudi Arabistan günde yaklaşık 6 milyon varil ham petrolü bu boğazdan ihraç ederken, Katar'ın yıllık yaklaşık 77 milyon metrik tonluk LNG ihracatı (küresel LNG arzının yaklaşık %20'si) da boğazdan geçmektedir.

Asya ülkeleri, bu boğazdan geçen petrolün ana alıcıları konumundadır. EIA'nın 2022 verilerine göre, Hürmüz Boğazı'ndan çıkan ham petrol ve kondensatların yaklaşık %82'si Asya'ya gitmekteydi. Özellikle Çin, İran'ın küresel pazara ihraç ettiği petrolün yaklaşık %90'ını satın almaktadır. Hindistan'ın ham petrol ithalatının yaklaşık yarısı ve doğalgaz ithalatının %60'ı, Güney Kore ham petrolünün %60'ı ve Japonya'nın neredeyse dörtte üçü bu boğazdan sağlanmaktadır. Ayrıca, Avrupa'dan ve özellikle Japonya ile Çin'den ihraç edilen malların %60'tan fazlası da bu boğazdan Orta Doğu'ya geçiş yapmaktadır. Boğaz, dünyanın en büyük ham petrol tankerlerinin geçişine olanak tanıyacak kadar derin olup, Ortadoğu’daki büyük petrol ve gaz üreticileri ve onların müşterileri tarafından yoğun şekilde kullanılır.

İran, kıyı şeridinin boğaza yakınlığı, kontrolündeki adalar (Larak, Geşm ve Hürmüz Adaları) ve deniz üsleri dolayısıyla boğaz üzerinde stratejik bir avantaja sahiptir. Uluslararası hukuka göre boğazın en dar yerinde tüm deniz yolları İran ve Umman'ın karasularında bulunmaktadır. İran, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ni (BMDHS) imzalamış olsa da meclis onayından geçirmemiştir ve "transit geçiş" hakkının sadece sözleşmeyi onaylayanlar için geçerli olduğunu savunmaktadır. İran'a göre gemilerin boğazdan geçişine izin verilmesi, kıyıdaş devletin (İran'ın) güvenlik, düzen ve haklarına saygı gösterilmesi şartına bağlıdır.

İran'ın Tehdit Kartı ve Kapatma İhtimali

İran, nükleer programı nedeniyle uygulanan ağır ekonomik yaptırımlara bir misilleme olarak Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidini sıkça dile getirmiştir. İran basınında yer alan haberlere göre İran meclisi Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasına onay verdi. İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi'nin "Şayet ABD İran petrolünün satışını engellerse, Hürmüz Boğazı'ndan bir damla petrolün geçişine dahi izin verilmez!" ve İran Savunma Bakanı Habibullah Seyyari'nin "Hürmüz Boğazı'nı kapatmak bir bardak su içmek kadar kolay!" sözleri, bu tehdidin resmi ağızlardan da yapıldığını göstermektedir. 

Kapatmanın Olası Uluslararası Sonuçlar

İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatması durumunda küresel çapta çok ciddi sonuçlar doğurabileceği belirtilmektedir:

1. Ekonomik Kriz:

o Petrol ve Gaz Fiyatlarında Büyük Artış: Küresel petrol ve gazın yaklaşık %20'sinin geçişini engelleyen bir kapanma, petrol fiyatlarını ciddi şekilde yükseltir. JP Morgan'ın Haziran 2025 değerlendirmesine göre, boğazın kapanması durumunda petrol fiyatları varil başına 120-130 dolar aralığına fırlayabilir. Enerji uzmanları, petrol fiyatlarının %50 artabileceğini tahmin etmektedir. Kısa süreli bir gerilim dahi dünya petrol piyasalarında yükselişe neden olmuştur.

-Küresel Ticaretin Aksaması ve Enflasyon: Boğazın kapatılması, uluslararası ticareti sekteye uğratarak dünya genelinde mal ve hizmetlerin maliyetini artırabilir ve küresel enflasyonu tetikleyebilir.

-Borsalarda Gerilim: Dünya piyasaları üzerinde doğrudan olumsuz sonuçlar görülür ve borsalar anitepkiler verir.

-Büyük Ekonomilerin Doğrudan Etkilenmesi: Çin, Hindistan, Japonya ve Güney Kore gibi petrol ithalatında başı çeken büyük ekonomiler doğrudan ve ağır şekilde etkilenir. Çin'in imalata ve ihracata dayalı ekonomisi için üretim ve yakıt maliyetleri artabilir.

-Körfez Ülkelerinin Ekonomik Darbesi: Ekonomileri enerji ihracatına dayalı olan Körfez ülkeleri de olumsuz etkilenir. Boğazın kapatılması bölgesel rafinerilerde ham madde kıtlığına yol açabilir. 

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatmasının, ülke ekonomisi açısından son derece yıkıcı sonuçlar doğuracağını belirterek bu hamlenin adeta bir “ekonomik intihar” olacağını ifade etti. Rubio, bu nedenle İran’ın önemli müttefiklerinden biri olan Çin’in devreye girmesi gerektiğini vurguladı. Fox News’e verdiği demeçte, “Pekin’deki Çin hükümetine bu konuda İran’ı aramaları yönünde çağrıda bulunuyorum. Çünkü onlar da Hürmüz Boğazı’na büyük ölçüde bağımlı,” dedi.

Rubio sözlerinin devamında, ABD’nin bu tür bir gelişmeye karşı çeşitli önlemleri bulunduğunu, fakat etkilenmenin küresel çapta olacağını hatırlatarak, “Bizim bu duruma karşı seçeneklerimiz var ama diğer ülkeler de bunu dikkate almalı. Bu, bizim ekonomimizden çok başka ülkelerin ekonomilerini daha ağır etkiler,” ifadelerini kullandı.

 Alternatif Güzergahların Yetersizliği:

Hürmüz Boğazı'nın kapanma tehdidi, Körfez ülkelerini alternatif petrol ihraç yolları geliştirmeye yöneltmiş olsa da, bu yolların kapasitesi yetersizdir. Suudi Arabistan'ın Doğu-Batı boru hattı günde 5 milyon varil taşıyabilirken, BAE'nin Füceyre Limanı'na bağlayan boru hattı günlük 1.5 milyon varil kapasitelidir. İran'ın kendi Goreh-Cask boru hattı ise yaklaşık 350.000 varil taşıyabilmektedir. Bu alternatif yolların toplamda günde yaklaşık 3.5 milyon varil petrol taşıyabileceği tahmin edilmektedir. Ancak bu, boğazdan şu anda taşınan yaklaşık 20 milyon varil petrolün sadece %15'ine denk gelmektedir. Bu nedenle, alternatif yollar bir ablukayı telafi etmekte yetersiz kalacaktır. Suudi Arabistan, İran'dan kaynaklanacak arz açığını kapatma kapasitesini ilan etse de boğazın kapanması durumunda kendi ihracatında da sorun yaşayacak ve tüm ekstra petrolünü piyasaya sürmekte gönüllü olmayacaktır.

Türkiye'nin Durumu

Türkiye, Hürmüz Boğazı'nda yaşanabilecek olası bir krizde doğrudan İran'dan petrol alımı yapmadığı için bu durumdan doğrudan etkilenmeyeceğini belirtmiştir (2019'dan beri). Türkiye'nin petrol ithalatındaki Hürmüz Boğazı payının %20 civarında olduğu ve Gabar'daki yerli üretimin ihtiyacın %8'ini karşıladığı, ayrıca bu kaynakların ikame edilebilir olduğu ifade edilmiştir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yerli üretimin arttığını ve arz güvenliği açısından çeşitlendirme planlarının devrede olduğunu vurgularken; Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ise yalnızca enerji değil, ticaret hatları açısından da Orta Koridor ve Kalkınma Yolu gibi alternatif projelere ağırlık verdiklerini belirtmiştir.

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA