Sömürgeciliğe Karşı Son Durak: İbrahim Traoré'nin Düzeni

Burkina Faso’nun genç lideri İbrahim Traoré, sömürgecilik sonrası dönemin ruhunu yakalayarak yalnızca ülkesinde değil, tüm Afrika’da yeni bir politik uyanışa öncülük ediyor. Kıtayı Batı etkisinden arındırma vaadiyle büyük umutlar yaratıyor.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Batı Afrikanın yoksul ancak kaynak zengini ülkesi Burkina Fasoda iktidara gelen 37 yaşındaki Kaptan İbrahim Traoré, yalnızca ülkesinde değil, kıtanın dört bir yanında dikkatleri üzerine çekti. 2022de gerçekleşen askeri darbenin ardından göreve gelen Traoré, kendisini sömürgeciliğe ve Batı etkisine karşı savaş açmış bir halk önderi olarak konumlandırıyor. Bu duruşu, birçok Afrika ülkesinde ve diaspora topluluklarında güçlü bir yankı buluyor.

Traoré, özellikle sosyal medya üzerinden yürütülen etkili propaganda çalışmalarıyla, Thomas Sankara gibi efsanevi liderlerle kıyaslanıyor. Sömürgecilik karşıtı söylemleri, genç nüfusun yoğun olduğu kıtada karşılık bulurken, Batılı devletlerle olan geleneksel ilişkileri sorgulayan yeni bir siyasi akımın da sembol ismine dönüşmüş durumda.

Göreve gelir gelmez eski sömürgeci güç Fransa ile ilişkileri kesen Traoré yönetimi, yönünü Rusyaya çevirdi. Moskova ile kurulan yakın iş birliği çerçevesinde ülkede Rus paramiliter güçlerin varlığı da gözlemleniyor. Aynı zamanda sol eğilimli ekonomik adımlarla da dikkat çeken yönetim, madencilik sektöründe yabancı şirketlere devlet ortaklığı zorunluluğu getirdi. Bu kapsamda altın rezervlerinin millileştirilmesi ve devletin ilk altın rafinerisinin kurulması gibi hamleler de devreye sokuldu.

Traoré’nin popülerliği yalnızca politikalarıyla değil, imajıyla da büyüyor. Sahneye askeri üniformasıyla çıkması, genç yaşına rağmen güçlü hitabeti ve yeni Afrika” vizyonuyla kitleleri etkiliyor. Afrika dışındaki destekçileri arasında ABDli ve Britanyalı siyah topluluklar da bulunuyor. Bazı ünlü sanatçılar tarafından desteklendiği öne sürülen görseller ve yapay zekâ ile üretilmiş videolar sosyal medyada geniş yankı buluyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar, ekonomik göstergelerde temkinli de olsa olumlu sinyaller verdi. Özellikle tarım ve hizmet sektörlerinde büyüme sağlanırken, aşırı yoksulluk oranında düşüş kaydedildi.

Traoré, 8 Mayısta Moskovaya yaptığı ziyarette, Vladimir Putin ile de bir araya geldi. Görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkilerin büyük bir hızla” gelişmesini ve yeni işbirliği alanlarına yayılmasını arzuladığını belirtti. Traoré, Rusyadan çeşitli konularda karşılıklı destek talep ederken, Putin ise iki ülke arasındaki ticaret hacminin arttığını, ancak daha fazla çeşitlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Putin ayrıca, uluslararası yaptırımlara rağmen Burkina Fasoya insani yardımlarını sürdürdüklerini, geçen yıl 25.000 ton buğday gönderdiklerini ve bu ay yeni bir gıda yardımı sevkiyatının yapılacağını ifade etti. Traoré, Rusyanın dünya sahnesindeki rolüne de değinerek, yaptırımlara rağmen ülkenin uluslararası arenada önemli bir yer edindiğini söyledi. Ziyaretin bir parçası olarak Traoré, 9 Mayısta Moskovada düzenlenen Büyük Vatanseverlik Savaşı Zaferinin 80. yıl dönümü kutlamalarına da katılım gösterdi.

Ancak Batılı ülkelerle ilişkiler gerginliğini koruyor. ABD Afrika Komutanlığı’nın başındaki General Michael Langleynin, Burkina Fasonun altın rezervlerinin yalnızca rejimi korumaya hizmet ettiği yönündeki iddiası, ülkede büyük tepki topladı. Bu açıklamanın ardından ülke içinde darbe girişimi söylentileri dolaşırken, kitlesel destek gösterileri düzenlendi.

Kimi uzmanlara göre Traoré’nin hızla benimsenmesi, yalnızca halkın arayış içinde olduğu bir dönemde sahneye çıkmış olmasından değil, aynı zamanda kıtadaki siyasi değişim ihtiyacını etkili bir biçimde temsil etmesinden kaynaklanıyor. Ancak kalıcı bir miras bırakması için demokratik kurumları güçlendirmesi ve kişisel iktidar anlayışından uzaklaşması gerektiği konusunda uyarılar da var.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA