Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malazgirt Milli Park Alanı’nda düzenlenen Malazgirt Zaferi’nin 954. Yıl Dönümü Kutlama Programı’nda konuştu: “Suriye’deki tüm kardeş halklar gibi Kürtlerin de güvenliğinin, huzurunun, esenliğinin teminatı Türkiye’dir. Yönünü Ankara’ya ve Şam’a dönenler kazanacak. Şunu da biliyoruz ki kılıç kınından çıkarsa kaleme ve kelama yer kalmaz. Tekrar ediyorum, biz tüm bölgemizde kalıcı barışın tesisinden yanayız. Biz sorunların diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesinden yanayız.”
Erdoğan, nazlı hilalin güven veren gözdesinde herkese yer olduğunu belirterek, “Türkiye’miz aynı zamanda sınırlarımızın ötesindeki kardeşlerimizin başı dara düştüğünde sığınacağı en güvenli limandır. Bakınız, bunu Irak’ta gördük, bunu 14 yıl boyunca komşumuz Suriye’de gördük. Bunu daha önce Balkanlar’dan Kafkasya’ya, gönül coğrafyamızın birçok köşesinde gördük. Yarın da zulme uğrayanların, ötekileştirilenlerin, baskı görenlerin, ölümle burun buruna gelenlerin eman yurdu yine Türkiye ve Türk milleti olacaktır. Dolayısıyla Suriye’deki tüm kardeş halklar gibi Kürtlerin de güvenliğinin, huzurunun, esenliğinin teminatı Türkiye’dir. Yönünü Ankara’ya ve Şam’a dönenler kazanacak. Kardeşlik ve komşuluk hukukunu gözetenler kazanacak. Kıblesini şaşırıp kendilerine yeni yabancı patronlar arayanlar ise eninde sonunda kaybedecektir” ifadelerini kullandı.
Hiçbir güce boyun eğmeyen bir Türkiye
“Ecdadın mübarek kanlarıyla bizlere vatan eylediği bu toprakları ebedi yurdumuz olarak muhafaza etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Her türlü engele, her türlü engellemeye, her türlü sabotaja rağmen yeniden büyük ve güçlü Türkiye için kelimenin tam anlamıyla çırpınıyoruz. Şunu burada samimiyetle ifade etmek isterim, bugün bekası söz konusu olduğunda hiçbir güce boyun eğmeyen bir Türkiye’de yaşıyoruz.”
Asırlık birlikten sonsuz kardeşliğe
“Milletimizin fertleri arasına örülen fitne duvarlarını tamamen yıkmak için başlattığımız ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde hamdolsun kısa sürede önemli mesafe katettik. Kandan ve çatışmadan beslenen çevrelerin süreci kundaklama çabalarına rağmen tüm kurumlarımız çalışmalarını ‘asırlık birlikten sonsuz kardeşliğe’ hedefiyle adeta bir kuyumcu titizliğiyle sürdürüyor. Milletimiz de yürütülen çalışmaları dikkatli olduğu kadar, son derece umutlu bir yaklaşımla yakından takip ediyor. Kimin sürece samimiyetle destek verdiği, kimin de alakasız gündemlerle süreci zehirleme gayretinde olduğu milletimiz tarafından not ediliyor.”
Ne yaparlarsa yapsınlar, bu sefer başaramayacaklar
Terörsüz Türkiye hedefine gidilen yolda Türkiye’ye yönelik sabotaj, saldırı ve tuzakların da artacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunu kimi zaman yalan ve dezenformasyonla yapacaklar, kimi zaman toplumun hassasiyetlerini kaşıyarak yapacaklar, kimi zaman insanlarımız arasında korku yayarak yapacaklar, kimi zaman yurt içi ve yurt dışındaki ajanlarını kullanarak yapacaklar, kimi zaman da sureti haktan görünerek yapacaklar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, bu sefer başaramayacaklar. Allah’ın izniyle milletimizin desteğiyle oluşan umut havasının önünde bu defa kimse duramayacak. Ayrılıktan, bölünmüşlükten, kardeşler arası nifaktan yıllarca rant ve çıkar devşirenler inşallah bu sefer kazanamayacak.”
Bu coğrafyada kıyamete kadar hep beraber yan yana yaşayacağız
Erdoğan, hep birlikte, 86 milyon olarak, tarihin, kültürün, ortak medeniyetin, inançların bir araya getirdiği büyük bir aile ve aynı milletin efradı olunduğunu, herkesin aynı bayrağın, aynı gök kubbenin altında yaşadığını söyledi.
“Kimse unutmasın, Türkler, Araplar, Kürtler olarak bu coğrafyada kıyamete kadar hep beraber yan yana yaşayacağız. Müslüman kanından beslenenler tarih sahnesinden çekildikten sonra bile biz yine burada olacağız. Unutmayın, Malazgirt’te olacağız. Sultan Alparslan’ın, Selahattin Eyyubi’nin ahfadı olarak Türkiye Yüzyılı’nı, büyük ve güçlü Türkiye’yi, önce ‘Terörsüz Türkiye’yi ardından da terörsüz bölgeyi gönül gönüle vererek el birliğiyle gerçeğe dönüştüreceğiz. Ayrılık türküleri değil, inşallah kardeşlik türküleri söyleyeceğiz. Kayıplarımızın arkasından ağıtlar yakmayacak, ortak başarılarımızın zafer marşlarını hep beraber coşkuyla terennüm edeceğiz.”
Her bir neferinin aziz ruhları şad olsun
“Büyük komutan Sultan Alparslan ve yiğit askerlerinin, gazilerin, akıncı birliklerinin, o kahraman ordunun, her bir neferinin aziz ruhları şad olsun. Zaferin müjdecisi olan o kutlu günde İslam coğrafyasının dört bir ucundaki camilerde, minberlerde şu hutbe irat ediliyordu: Allah’ım, İslam’ın sancağını yükselt ve Alparslan’a yardım et. Onun niyet ve azmini başarıyla neticelendir. O nasıl senin çağrına uyup dininin korunmasına rehavet göstermeden, emrine uymuş ve düşmanlarına bizzat karşı koyarak geceyi gündüze katmışsa, sen de ona zafer kısmet eyle. Dileklerinde ona yardımcı ol. Kaza ve kaderini onun için tecelli ettir.”
Mazlum ve mağdurların da umudu haline dönüşen bir Türkiye
Kendi vatandaşları ile birlikte mazlum ve mağdurların da umudu haline dönüşen bir Türkiye’nin olduğunun altını çizen Erdoğan, “Bugün, Filistin davasına her platformda tüm imkanlarıyla sahip çıkan, İsrail’in alçak zulümleri karşısında Gazzeli kardeşlerini asla yalnız bırakmayan bir ülkemiz ve hükümetimiz var. Mektup diplomasisiyle, telefon görüşmeleriyle, uluslararası toplantılarla, 102 bin tonu aşan yardımlarımızla Gazze’nin hakkını ve hukukunu en güçlü şekilde savunuyoruz. Kim ne derse desin, bize ve milletimize yakışan tavır neyse eğilmeden, bükülmeden ve hiç kimseden çekinmeden yerine getiriyoruz” dedi.
Anadolu’nun gönül harcını muhabbetle yoğuran kurucu irade bugün buradadır
“Malazgirt’te Rahva Ovası’nda düşmanı bozguna uğratan, Anadolu’nun cümle kapısını ardına kadar açan o güçlü irade bugün işte buradadır. Malazgirt’te omuz omuza destan yazan kahramanların uğruna hayatlarını feda ettikleri mukaddes değerler işte buradadır. Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, Sünni'si ve Alevi'si ile Anadolu’nun gönül harcını muhabbetle yoğuran kurucu irade bugün buradadır. Asırlar boyunca yeryüzüne nizam vermiş i’la-yi kelimetullahı, bu davayı müdafaa etmiş o sarsılmaz inanç bugün hamdolsun buradadır. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum, Sultan Alparslan’ın zaferini Selahaddin Eyyubi ve ordusu ile buluşturan, Sultan Fatih’in emanetini Yavuz Sultan Selim’e ulaştıran işte bu imandır.”
Kaynak: Yeni Şafak
Diğer İçerikler