İran ve İsrail arasında patlak veren savaş, yalnızca bölgesel dengeleri değil, yabancı ülke vatandaşlarının güvenliğini de tehdit eder hale geldi. Çin hükümeti, İsrail’deki vatandaşlarına "derhal ülkeyi terk edin" çağrısında bulundu. WeChat uygulaması üzerinden birebir mesajlarla ulaşılan Çin vatandaşlarına, İsrail hava sahasının kapalı olması nedeniyle Ürdün sınır kapılarını kullanarak çıkış yapmaları tavsiye edildi.
Çin Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı uyarıya göre, özellikle Tel Aviv ve Kudüs çevresinde bulunan Çinli sivillerin hızla sınırdan tahliye edilmeleri isteniyor. İsrail’de halihazırda yaşayan Çin vatandaşlarının bir kısmının aynı zamanda İsrail vatandaşlığına da sahip olduğu, bu durumun Çin makamlarınca özellikle vurgulandığı belirtildi. Bu çoklu vatandaşlık taşıyan kişilere de aynı şekilde ülkeyi terk etmeleri yönünde çağrı yapıldı.
Bu tahliye uyarısının ardında yalnızca savaş tehdidi değil, İsrail’deki siviller arasındaki ciddi sosyal çözülme de yer alıyor. Uluslararası medya kuruluşlarının yerinden aktardığına göre, savaşın başlamasından bu yana İsrailli siviller, füze saldırılarından etkilenen komşularına yardım etmekte gönülsüz davranıyor. Özellikle evleri yıkılan veya tahliye edilen yurttaşlara komşularının kapılarını açmadığı, sivil dayanışmanın zayıf kaldığı haberleri kamuoyuna yansıdı.
İsrail’in hava sahasını kapatmasıyla birlikte ülke dışına çıkışlar neredeyse tamamen sınır kapıları üzerinden sağlanabiliyor. Çin hükümeti, bu nedenle vatandaşlarının en hızlı tahliye güzergâhı olan Ürdün sınırına yönelmelerini istedi. Amman’daki Çin Büyükelçiliği’nin de bölgedeki vatandaşlarla temas hâlinde olduğu ve sınır geçişlerinde lojistik destek sağlamaya hazırlandığı bildirildi.
Çin’in bu çağrısı, bir yandan savaşın ciddiyetini ortaya koyarken, diğer yandan İsrail’in iç yapısındaki güvenlik ve toplumsal dayanışma zafiyetlerine işaret ediyor. Savaşın ilk günlerinde savunma sistemleriyle eleştirilen İsrail’in, şimdi de siviller arasındaki sosyal bağların kopukluğuyla gündeme gelmesi, bölgedeki kriz yönetimini sorgulatıyor.
Çin’in yalnızca vatandaşlarını değil, çoklu kimlik taşıyan Çin-İsrail vatandaşlarını da kapsamlı şekilde tahliye etmeye çalışması, Pekin’in bu çatışmayı yalnızca bir bölgesel mesele olarak görmediğini, küresel güvenlik tehdidi olarak değerlendirdiğini ortaya koyuyor.
Diğer İçerikler