Her Geçen Gün Güven Kaybeden ABD Karşısında Almanya ve İtalya ABD'deki Altınlarını Çıkarmanın Çaresini Arıyor

Almanya ve İtalya, ABD Merkez Bankası’nda (FED) tuttukları toplam 245 milyar dolarlık altın rezervlerini ABD dışına çıkarma fikrini tartışıyor. Artan jeopolitik riskler ve Washington’a duyulan güvenin sarsılması, bu iki ülkeyi harekete geçirdi.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Almanya ve İtalya, Başkan Donald Trump’ın ABD Merkez Bankasına (FED) yönelik tekrarlanan saldırıları ve artan jeopolitik trübülansın ardından altınlarını New York’tan çıkarma çağrılarıyla karşı karşıya.

Almanya’daki Sahra Wagenknecht İttifakının (BSW) Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili Fabio De Masi, Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, “trübülanslı zamanlarda” daha fazla altının Avrupa veya Almanya’ya taşınması için “güçlü argümanlar” olduğunu söyledi.

Almanya ve İtalya dünyanın en büyük ikinci ve üçüncü altın rezervlerine sahip ülkeler

Dünya Altın Konseyi verilerine göre, Almanya 3.352 ton, İtalya ise 2.452 ton altın rezervine sahip. Her iki ülke de altınlarının üçte birinden fazlasını New York Federal Rezerv Bankası’nda (New York Fed) tutuyor. Bu altınların toplam piyasa değeri ise 245 milyar doları aşıyor. Almanya ve İtalya, ABD’den sonra dünyanın en büyük ikinci ve üçüncü altın rezervlerine sahip ülkeler.

Ülkelerin altınlarını ABD’de depolamasının temel nedenlerinden biri, Londra ile birlikte New York’un dünyanın en önemli altın ticaret merkezlerinden biri olma özelliğine sahip olmasıdır.

Altınların geri getirilmesi için siyasi talepler

ABD Başkanı, bu ayın başlarında, ABD Merkez Bankası borçlanma maliyetlerini düşürmezse “bir şeyler yapmaya zorlanabileceğini” söyledi. Almanya’da, altının geri getirilmesi fikri, siyasi yelpazenin her iki ucundan da destek görüyor.

Financial Times'ın haberine göre, Almanya’da, altını geri getirme önerisi hem sol hem de sağ siyasi partilerden giderek destek kazanıyor. Hristiyan Sosyal Birliği (CSU) üyesi Peter Gauweiler, Almanya Merkez Bankası’nın (Bundesbank) ülkenin altın rezervlerini korumak için “aceleci” davranmaması gerektiğini vurguladı.

Gauweiler, konu hakkında, “Altının yurtdışında saklanmasının son on yılda daha güvenli ve istikrarlı hale gelip gelmediğini ele almamız gerekiyor,” dedi ve jeopolitik risklerin dünyayı daha güvensiz hale getirdiğini belirterek, “Bunun cevabı ortada (HAYIR)” diye ekledi.

Kampanyayı ilk başlatan ve bugün Almanya’nın sağcı Almanya için Alternatif (AfD) milletvekili olan değerli metal uzmanı Peter Böhringer, “Başladığımızda… komplo teorileri yaymakla suçlandık,” dedi. Böhringer’e göre altını geri getirmenin temel argümanı mevcut ABD yönetimiyle ilgili değil: “Altın, merkez bankaları için son çare varlıktır ve bu nedenle üçüncü şahısların riskine maruz kalmadan saklanması gerekir.” Ayrıca ciddi sıkıntılı dönemlerde “gerçekten önemli olanın yasal mülkiyet değil, altın üzerinde fiziksel kontrol” olduğunu belirtti.

Avrupa Vergi Mükellefleri Derneği (TAE), Almanya ve İtalya’nın maliye bakanlıklarına ve merkez bankalarına mektuplar göndererek politika yapıcıları altınlarının saklanmasında FED’e olan bağımlılıklarını yeniden gözden geçirmeye çağırdı. TAE Başkanı Michael Jäger FT’ye verdiği demeçte, “Trump’ın Federal Rezerv’in bağımsızlığını bozmasından çok endişeliyiz. Önerimiz, Avrupa merkez bankalarının her an sınırsız kontrol sahibi olabilmesi için Almanya ve İtalya’nın altınlarını geri getirmektir,” diye konuştu.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin Nisan ayında Washington’da Trump ile görüşmesinden önce, ünlü ekonomi yorumcusu Giorgia Meloni yerel bir gazetede şöyle yazmıştı: “İtalya’nın altın rezervlerinin yüzde 43’ünü güvenilmez Trump yönetimine bırakmak ülke çıkarları için çok tehlikeli.” 

Bu hafta 70’den fazla küresel merkez bankasının katıldığı bir anket (Dünya Altın Konseyi’nin 2025 Merkez Bankaları Altın Rezervleri Anketi), kriz durumunda altınlarına erişebilme konusunda endişeleri nedeniyle daha fazlasının altınlarını yurt içinde saklamayı düşündüğünü ortaya koydu. Altın rezervlerini aktif yöneten merkez bankalarının oranı, geçen yıla göre yükselerek %37'den %44’e çıktı.

Avrupa merkez bankaları altın saklayıcısı olarak FED’e güvenmiyor

Avrupa merkez bankalarının altın saklayıcısı olarak FED’e olan bağımlılığı uzun süredir tartışma konusu. Batı Avrupa ülkeleri, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yirmi yıllık iktisadi patlama döneminde ABD ile büyük ticaret fazlası vererek devasa altın rezervleri biriktirdi. 1971 yılına kadar dolar, Bretton Woods sistemi kapsamında altına çevrilebiliyordu. Bu da altının ABD’de saklanmasını Sovyet tehdidine karşı stratejik bir koruma haline getiriyordu.

1960’ların ortasında Fransa, Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle'ün Bretton Woods sistemine güvenini kaybetmesiyle altınlarını ülkesine geri getirdi. Almanya’da ise 2010 yılında başlayan “altınımızı geri getirin” hareketi sonucunda, 2013’te Bundesbank rezervlerinin yarısını ülkesine taşıma kararı aldı. Bu kapsamda 674 ton altın külçesi Paris ve New York’tan Frankfurt’a taşındı. Bugün hâlâ Almanya’nın altın rezervlerinin %37’si New York’ta saklanıyor.

Bundesbank, 2013 tarihli kılavuzuna göre altın rezervlerinin saklandığı yerleri düzenli olarak değerlendirdiğini, sadece güvenlik değil, likidite açısından da analiz ettiğini açıkladı. Banka, New York Fed’in “önemli bir depolama yeri” olmayı sürdürdüğünü ve bu kuruma güvenlerinin tam olduğunu belirtti.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA