Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Pandemi Sürecinin Bosna Hersek Üzerinde Bıraktığı Etkiler

Dajana BARUSİC
07 Ekim 2021 10:45
A-
A+

Pandemi süreci, bütün dünyayı sadece sağlık açısından değil ekonomik olarak da epey zorladı. Ekonomisi zayıf olan ülkelerin durumu zaten biliniyor ancak güçlü ülkelerin de süreci pek başarılı bir şekilde geçirdiği düşünülemez.

Sürecin yarattığı korku ve panik ortamında medya da pek başarılı bir sınav veremedi. Halbuki süreç daha başarılı bir şekilde atlatılabilirdi. BM Genel Sekreter Antonio Guterres’in 20 Mart 2020 söylediği, “virüsle savaş halindeyiz ve bu savaşta kazanan taraf değiliz’ ifadesinin doğruluğu sonradan daha iyi anlaşıldı. İnsan/bireyin, böyle durumlarda topluma olan aidiyet hissi ve toplumun devlete olan güveni ve ona dayanma ihtiyacı daha çok artmaktadır. Coğrafya, kültür ve ekonomik durumu fark etmeksizin bu özelliklerin herkes için geçerli olduğunu söyleyebiliriz.

Aslında süreci diğer devletlere göre biraz daha iyi atlatanlar, yaklaşık 20 sene önce SARS virüsünü yaşamış olan Uzak Doğu ülkeleridir. Kısaca diyebiliriz ki Covid 19 “Gerçekler Virüsüdür” ve siyasi sistemlerin kendi zayıf taraflarıyla yüzleşmesini sağlama yanında, çağımızın getirebileceği tehlikelerine karşı hazırlıksız ve zayıf olduğumuzu anlamamızı bir kez daha sağladı. Aynı süreci Bosna Herşek’in de diğer ülkelerden farklı geçirdiği söylenemez. Bosna Hersek’te bu süreç nasıl geçti, sonbahar ve kış dönemi için hazırlanmış bir politika var mıydı ve insanlar üzerindeki etkisi nasıl oldu?

17 Mart 2020 tarihinde Bosna Hersek’te doğal afet durumu ilan edildiğinde aslında bu toplumun bu anlamdaki ilk travmasıydı. Medya tarafından sürekli pompalanan virüs haberleri zaten zayıf olan sağlık sistemi nedeniyle halkı oldukça endişelendirdi. Medya süreç boyunca birbiriyle tutarsız haberleri peşpeşe vererek çözümü kolaylaştırmaktan ziyade zorlaştırdı. Üretim ve hizmet sektörleri durdu. Eğitimin uzaktan eğitim sistemi ile uygulanmaya çalışılması ise zaten çok iyi olmayan eğitim sistemini daha da içinden çıkılmaz bir duruma koydu. Yine medya tarafından bu süreçteki birçok siyasi meseleler ile yolsuzluk haberleri öne çıkarıldı. Ekim 2021 tarihindeki durum incelendiğinde ise ölüm istatistiklerinde 3 milyon nüfusa sahip olan ülke Avrupa’da birinci, dünyada ise ikinci duruma yükselmişti. Diğer taraftan 2021 yılı Ekim ayında bile iki doz aşısını tamamlamış nüfusun oranı ancak %10’lar civarına ulaşabilmişti ve bu aşılama oranında Balkan ülkeleri arasında en kötü oranlardan biriydi. Aşıların bilinçli olarak satın alınmasından ziyade bağışlanan çeşitli aşılardan oluşması ise halkta güvensizliğe ve tepkilere neden oldu. Bosna Hersek bu nedenle birçok AB ülkesi için kırmızı listede yer aldı. Ülkedeki sağlık sistemi siyasi gelişmelerden doğrudan etkilenir ve bu nedenle daha iyi bir planlama, güçlü bir koordinasyon ve bu alanda yatırımlara ihtiyaç vardı. Bu ise kritik zamanları karşılayacak şekilde iyi bir kurumsal hazırlığı gerektiriyordu.

Pandemi dönemi öncesi Bosna Hersek ekonomisinin en önemli özelliği hipertrofik (bir doku ya da organın aşırı gelişmesi) kamu sektörünün, hipotrofik (Yetersiz gelişme, kusurlu gelişme) özel sektöre karşı olması; üretime değil, gelirin dağıtımına odaklı olması, üretim ve ihracat yerine tüketim ve ithalatın aşırı boyutlara ulaşmış olmasıydı ve sadece bu nedenle zaten yılda 6 milyon BAM (Bosna Hersek Markı) değerinde bir ekonomik kayıp söz konusuydu. Pandemi döneminde ise üretimin %6.2 daha azaldığı görüldü. Covid 19 sürecinin başlamasıyla beraber birçok ülkede olduğu gibi siyaset-sağlık-ekonomi sistemi üçgeninde bazı sorunların yaşanması öngörülebiliyordu fakat 2021 yılı sonu perspektifinden bakıldığında ülkede 10 seneden beri en yüksek yolsuzluk durumunun yaşandığını söylemek yanlış değildi.

Bu husus kendini sağlık sektöründe de göstermiştir. Eldeki verilere göre vatandaşların ruh ve psikolojik sağlığının süreçten olumsuz olarak etkilendiği ve bu nedenle sağlık kurumlarına başvuruların arttığı gözlenmiştir. Ancak bunlara ilişkin de sağlık şartları nedeniyle gerekli tedavinin yapılması pek fazla mümkün olmamıştır.  Başka söz edilmesi gereken bir toplumsal zorluk da uzaktan eğitim uygulaması olmuştur. Aileler uzaktan eğitim nedeniyle boşluğu kendileri doldurmak zorunda kalmışlardır. Aileler hem eğitimci hem de sağlıkçı gibi birçok rolü bu süreçte kendileri üslenmiştir. Diğer taraftan solunum cihazlarının yetkili olmayan tedarikçi şirketler tarafından temin edilmesi yanında, temin edilen cihazların etkinliğinin ve kalitesinin sağlık uzmanları tarafından eleştirilmesine ve nihayetinde halkın en kritik dönemlerde yeterli bir sağlık korunması altında olduğunu düşünmemesine neden olmuş ve konu devlete olan bir güvensizliğe dönüşmüştür. İktidara karşı artan güvensizlik ve öfkenin ise ilerideki seçimlere mutlak şekilde yansıyacağı düşünülmektedir.

Sonuç olarak; ekonomik durumun iyileştirilmesi ve kalkınma sürecinin hangi yöntemler üzerine gerçekleştirileceğine dair herhangi bir plan henüz mevcut değildir. Ayrıca aşılanma konusunda Avrupa ülkeleri süratle hareket ederken Bosna Hersek’in parti ve siyasi yapısı henüz bu konularda uzlaşmaya varmaktan çok uzak görülmektedir. Böyle bir durumda sorunların çözülmesi de makul zamanda mümkün olamayacaktır. Ülkede yolsuzluğun ortadan kaldırılması, atamalarda liyakatin esas alınması ve bir devlet olma bilinci içerisinde önceden görerek planlı bir şekilde hareket edilmesi ile her şeyden önce ülkede uzlaşı kültürünün oluşturulması zorunlu görülmektedir.