Bülent ERANDAÇ

Tüm Yazıları

Trump’ın ‘Vadedilmiş Topraklar’ Rüyası

03 Şubat 2020
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

ABD Başkanı Donald Trump, 28 Ocak 2020’de “yüzyılın anlaşması” olarak nitelendirdiği ve Orta Doğu Barış Planı olduğunu iddia ettiği belgeyi açıkladı. İçeriği, vizyonu ve uygulanabilirliği bakımından bu plan, bir Evanjelist CIA ve Pentagon Projesi’dir. Plan, İsrail ve ABD’deki Yahudi lobisinin ortak çalışmasının ürünüdür.

Trump’ın   “Yüzyılın Anlaşması” olarak nitelendirilen aslında YÜZYILIN KARA LEKESİ olan sözde planı, bir yandan başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti öngörürken, “Birleşik Kudüs’ün İsrail’in ebedi başkenti” olacağını öne sürmektedir.  İsrail’in 1948 yılından başlayarak İSLAM DÜNYASINA SOKTUĞU HANÇERİN kullanılmaya devam ettiğini gösterir.

Trump, sözde planın arka planının işaretlerini daha önce vermişti. KUDÜS’Ü İSRAİIL’İN BAŞKENTİ İLAN EDİŞİ, yeni rezaletlere hazırlandığını göstermişti.

O günden başlayarak "Evanjelistler ve Siyonistler Tanrıyı kıyamete zorluyor!" diye yazıyorduk, konuşuyorduk.

Bu noktada açıkça konuşalım. Tamam, enerji, İsrail'in güvenliği, BOP gibi birçok projeni birer başlıktır, ancak, TEOLOJİ ASLA UNUTULMAMALI. ABD ve İsrail, Evanjelistler ve siyonistlerin yaptıklarına dikkatle bakınız, arka planda daima, TEOLOJİ VARDIR. İşin garip tarafı adamlar kendilerini hiç gizlemiyorlar. Yani hiç öyle bir lütufları da yok.

Evet, Trump, Evanjelistler, Siyonistler, "Tanrıyı kıyamete zorlayacağız Mesih'in gelmesi için" diyerek yürüyorlar.

ABD’nin derinliğinde Evanjelistler, İsrail’in derinliğinde SİYONİSTLER, iki grupta birleşiyorlar çünkü ikisi de eski Ahitlere inanıyorlar. Trump’ın arkasına takılanlar, şuna inanıyorlar.

Sözde Vadedilmiş topraklar, seçilen yer Fırat'ın doğusu ile Dicle'nin batısı, adım adım gidecekler, Kudüs’ü başkent yapacaklar, Mescidi Aksa’yı yıkıp Süleyman tapınağını çıkaracaklar. Diyorlar ki; "Bizim dönemimizde eğer Mesih gelirse, biz şanslı kullardanız biz onana inandığımız için direkt cennete gideceğiz"

Trump ne yapıyor? Kudüs’ü başkent yapıyor, devamı gelecek. Evanjelist –Siyonistler bunun nereye varacağına biliyor, Buna inanan grubun, bunun gerçekleşeceği saha olarak da seçtikleri yer, çok ilginçtir Fırat'ın doğusu ile Dicle'nin batısı. Neresi orası. Bugün Amerika'nın vazgeçmediği Irak'ta tuttuğu yer ile PYD ile tutmaya çalıştığı Hatay’a kadar uzanan Suriye.

Sözde Nil’den Fırat’a kadar vaat edilmiş topraklar. Hedefleri belli. Tromp ve Evanjelist beyinler, öyle bir proje uyguluyor ki, seçimlerde, evanjelist kitlenin tam oyunu almak, ABD’nin beynindeki Yahudi Baronları çerçeveye almak, Yahudi lobisinin gücünü kullanmak, Irak’ta, Suriye’de BÜYÜK İSRAİL KURMAK, esasta TEOLOJİ VAR. Onun çevresinde seçimi kazanmak.

Bu inanca sahip ABD'de 60 milyon Evanjelist var. Bu insanların tümünün Cumhuriyetçilere oy verdiği gerçeğine bakmamak kor olmak demek.

Plan, uygulansın veya uygulanmasın hedefi bellidir. O da, İsrail’in önce Filistin coğrafyası, ardından da “Vadedilmiş Topraklar” üzerindeki işgalini güçlendirmek. Planın önemli başlıkları incelendiğinde ortaya çıkan manzara budur.

GÖRÜNÜŞTE NE VAR?

181 sayfalık SÖZDE Trump planı üç ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde siyasi çerçeve başlığı altında Kudüs’ün statüsü, sınırlar ve güvenlik konuları yer almaktadır. İkinci bölümde bölgenin ekonomik durumu ve potansiyeline dikkat çekilmekte, son bölümde ise ABD’nin ileri projelerine zemin hazırlığı

Sözde Trump planının Arap-İsrail sorununu çözüme kavuşturma, bölgeye barış getirme gibi iddiaları fanteziden ibaret görünmektedir. Zira plan tek yanlı bir perspektifle hazırlanmıştır. Planın hazırlanmasında Filistin tarafı yoktur.

Metinde kullanılan dil, İsrail’i korumayı ve güçlendirmeyi hedefleyen klasik ABD bakış açısını yansıtmaktadır.

Ama şu husus net: Plan, uygulansın veya uygulanmasın hedefi bellidir. O da, İsrail’in önce Filistin coğrafyası, ardından da “Vadedilmiş Topraklar” üzerindeki işgalini, BÜYÜK İSRAİL KURMA PROJESİ’ni tahakkümünü tedricen güçlendirmektir.

Trump'ın sözde barış planı, öncelikle İsrail’in Kudüs’ü gasp etmesini sağlamaya yöneliktir.  Gerçekten de İsrail, Kudüs kentinde işgalci durumdadır. İsrail’in mevcut sınırları ve Kudüs üzerindeki genişleme hayalleri devletler hukukuna aykırılık teşkil etmektedir.

İsrail, kentin batı bölümünü 1948 yılında ve Doğu Kudüs’ü de 1967’de işgal etmiştir. Ne Batı Kudüs’te, ne de eski şehir olarak bilinen Doğu Kudüs’te İsrail’in hâkimiyeti hukuki meşruiyete sahiptir.

Filistin devleti kurulamadığı için yerlerinden edilen milyonlarca Filistinli başka ülkelere iltica ettirilmiş, aç ve açık bırakılmıştır.

Sözde Trump planının bir başka amacı da, Kudüs kentinin çok uluslu çok dinli statüsünü ortadan kaldırmaktır.  Müslümanların ibadet haklarını gasp edilmektedir. Nihayetinde üç tek tanrılı din bakımından da kutsal olan Kudüs kentinin Yahudileştirilmesidir.

İsrail, Gazze Şeridi, Batı Yakası, Golan Tepeleri ve Sina Yarımadası'nın yanında Kudüs’ün doğu bölümünü işgal etmiştir.1969 yılında Mescid-i Aksa’yı kundaklayan Yahudilerin nereye varmak istedikleri açıkça konuşulmalıdır.

Sözde ‘’Adım adım vadedilmiş topraklar’ı konuşmadan, İsrail Zulmü nu önlemek mümkün değildir.

BASEL’DE HANGİ KARARI ALMIŞLARDI?

1897'de Basel’de toplanan Dünya Yahudi Kongresinde 100 yıl içerisinde Yahudi devleti kurma ve ardından da kendilerine Tanrı tarafından taahhüt edilen Vadedilmiş Topraklara (Arzı Mevud) ulaşma politik bir hedef olarak öngörülmüştü.

Vadedilmiş Toprakların sınırları Nil deltasından Fırat’ın doğduğu topraklara kadar uzanmaktadır. Bu hedeflere ulaşmak için tüm Yahudilerin kazançlarından zorunlu olarak alınan bir fon sistemi kurulmuştur. Yahudi Ulusal Fonu adı altında toplanan paraların siyasi hedeflere ulaşmak için kullanılacağı, Basel kongresinde kayıt altına alınmıştır.

Bu toplantıda alınan karar gereği olarak yürütülen faaliyetlerin neticesinde 50 yıl sonra Yahudi devleti (1948 yılında) BM kararıyla kurulmuştur. Siyonist düşüncenin yeni hedefi ise Vadedilmiş Toprakların denetim altına alınmasıdır. ABD olmak üzere dünyanın birçok yerinde etkili olan Yahudiler, Siyonizmin ideallerini ve ütopyalarını gerçekleştirmek için her türlü ekonomik, siyasi ve askeri aracı kullanmaktadırlar.

Yıllar sonra ABD Başkanı Trump ne yapıyor?

Trump’ın seçildiği tarihten günümüze kadar ortaya koyduğu İsrail yanlısı performansı göze batıyor. ABD büyükelçiliğinin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınması, Suriye’ye ait Golan Tepelerinin ilhakının ABD tarafından tanındığının açıklanması ve son olarak da barış planında da vurgulanan Batı Yakasındaki Yahudi yerleşim bölgelerinin İsrail’in topraklarına dâhil olduğu görüşü. Fanatik Yahudi ütopyasına hizmet amacı taşımaktadır.

SON SÖZ: KUDÜS SATILIK DEĞİLDİR TRUMP. HERKESİ SUSTURSANIZ BİLE AZİZ TÜRK MİLLETİNİ SUSTURAMAZSINIZ.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA