Bülent ERANDAÇ

Tüm Yazıları

Suriye’de PKK-SDG’nin Tasfiyesinde Geri Sayım: 21 Gün

08 Aralık 2025
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Suriye'deki 8 Aralık 2024 devriminın üzerinden tam bir yıl geçti.

Yıkılıp giden sadece Diktatör Esed rejimi değil aynı zamanda yarım asırdan daha fazla kendi halkına her türden işkenceyi reva gören bir zihniyet de yıkıldı.

Suriye Devriminin gerçekleşmesinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan-Türkiye’nin jeopolitik mimarisi büyük rol oynadı.

Suriye’nin 1 yıl içindeki uluslararası temaslarının artmasında da Erdoğan’ın lider diplomasisi ön planda etkili oluyor.

Bu gerçeği 8 Nisan 2025 tarihinde, ABD Başkanı Donald Trump, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı "Suriye'yi aldınız" diyerek ifade etmişti.

Trump, Erdoğan'a, "Tebrikler, başka kimsenin iki bin yıldır yapamadığını yaptınız. Suriye'yi aldınız. Başka isimlerle ama aynı şey" demişti.

Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Hayır, biz değildik" diye kendisine yanıt verdiğini aktarmış, kendisinin "Ben biliyorum, sizdiniz" dediğini ve "Evet, belki de bizdik" karşılığı aldığını da anlatmıştı.

Suriye’deki Kazanımlar

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın jeopolitik hamleleriyle, Suriye’de dengeler değişti. 

Türkiye düşmanlığı üzerine kurulu olan Baas rejimi yıkıldı.

Yabancı istihbarat servislerinin aparatı olan Suriye PKK’sı YPG-SDG’nin tasfiyesinde son hamleler sürüyor.

İran’ın Şii hilali çöktü. Suriye’de Türkiye’ye dost Ahmed Şara yönetimi önemli eşiklerden geçiyor.

Türkiye yeni Ortadoğu mimarisinde etkili aktör konumuna geldi.

Trump’ın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın Suriye’de çok etkili olan hamlelerinin sonucu, ABD’nin Suriye planlarında bazı değişiklikler yapmak zorunda kaldığı anlaşılıyor(ABD Yeni güvenlik belgesinde Türkıye ve Suriye ile ilgili bölümü aşağıda analiz edeceğim).

Bu kazanımlar Türkıye’nin tarihi bir devrime imza attığını gösteriyor.

Son 15 Günde Dinamik Gelişmeler…

26 Kasım 2025

MGK Toplantısı

Millî Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Başkanlığında toplandı.

Toplantıda, PKK/KCK-PYD/YPG başta olmak üzere milli birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim ve kararlılık ve başarıyla yürütülen faaliyetler hakkında değerlendirme yapıldı.

“Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda, terörün tam ve kalıcı biçimde sona erdirilmesi ile millî birlik ve dayanışmamızın tahkimine yönelik sürdürülen çok boyutlu çalışmalar ele alındı. Bölgemizin geleceğinde terörün ve şiddetin hiçbir tezahürüne yer olmadığı vurgulandı.

29 Kasım 2025

Başkan Erdoğan’ın İlim Yayma Cemiyeti’ndeki konuşması

Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemiz ve milletimizle birlikte inşallah tüm bölgenin kaderini değiştirecek, coğrafyamıza huzur, güven, istikrar getirecek, bu stratejik hamlemizin kimleri, hangi aktörleri rahatsız ve tedirgin ettiğinin tabi ki farkındayız. Yarım asırlık bir tezgâhı bozma çabalarımızın kan, gözyaşı ve çatışmadan beslenen hangi güçleri telaşlandırdığını çok ama çok iyi biliyoruz. Onlara sadece şunu söylüyorum, bu sefer muvaffak olamayacaksınız. Allah'ın yardımı, aziz milletimizin duasıyla inşallah bu sefer başaracağız, hep birlikte başaracağız." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Büyük, güçlü, muteber ve muzaffer Türkiye ülkümüzü inşallah kuvveden fiile çıkaracağız. 86 milyonla birlikte kendini bu topraklara ait hisseden on milyonları da yanımıza alarak hep beraber yepyeni bir destan yazmaya başlayacağız. Bu ufka doğru tahriklere kapılmadan, tuzaklara düşmeden sabırlı, samimi, dikkatli ve özgüvenli bir şekilde ilerliyoruz.

Hedefe yaklaştıkça süreci rotasından saptırmaya dönük sabotajların, algı çalışmalarının medya operasyonlarının siyaset ve sosyal mühendislik faaliyetlerinin artacağını da şimdiden görebiliyoruz.

Bu sefer bunların da üstesinden geliyoruz ve geleceğiz. Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için iktidarımızın da ittifakımızın da devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini isterim.

Türkiye bir yola girmiştir ve inşallah bu yol bizi terörün olmadığı, her karışında kardeşliğin ve huzurun egemen olduğu bir menzile götürecektir."

30 Kasım 2025

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Alman Die Welt’e Konuştu

Hakan Fidan, Suriye’deki gelişmelerle ilgili dikkat çeken vurgulamalar yaptı:

‘Suriye, ekonomik krizden ve geçmişin yaralarından yavaş yavaş toparlanıyor. Bölgedeki ülkeler, Türkiye, Almanya, Avrupa ülkeleri ve ABD, Suriye'nin kronik sorunlarını çözmek için aynı yönde çaba göstermektedir.

Bu süreç için en büyük risk İsrail’dir.

İsrail, burada bombardımanlarla yanıt vermeye başlarsa, bu başka bir mesaj verir.’’

6 Aralık 2025

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin uyarısı:

"Terörsüz Türkiye hedefi, siyaset mantığı, milli birlik ve kardeşliğimizin tahkimine odaklıdır.

Bazı provokatif çıkışlara, siyonist-emperyalist tazyik ve telkinlere, abuk sabuk ifadelere, tahrik ortamını canlandırmaya dayalı küstah ve kumandalı söylemlere rağmen aşama aşama, kademe kademe sonuca doğru gidiyoruz.

Sistemli ve şiddetli dedikodu anaforuna kapılmadan, yakamızı kaptırmadan, cesaret ve hamiyet izlerine basa basa yolumuzda ilerliyoruz.

Terörsüz Türkiye hedefini akıl, ahlak ve adalet aydınlığının ikram ve imkanıyla okuyor, küresel ve bölgesel tehditler karşısında tek yürek olmaktan başka seçenek görmüyor, tanımıyoruz.

6 Aralık 2025

ABD 2025 Uluslarası Güvenlik Belgesi…

ABD Başkanı Donald Trump’ın yayınladığı, ABD’nin 2025 Ulusal Güvenlik Stratejisi Belgesi’nde Türkiye vurgusu: “Suriye’nin geleceğinde kilit aktör.’’

ABD’nin 2025 Ulusal Güvenlik Stratejisi, Washington’un ideoloji ve normlardan uzaklaşıp çıkar ve güç odaklı bir çizgiye yöneldiğini; Avrupa’yı sert biçimde eleştirirken Çin’le rekabeti dengelemeyi, askerî gücü güçlendirmeyi ve Türkiye’yi Suriye’nin geleceğinde kilit aktörlerden biri olarak konumlandırdığını ortaya koyuyor.

Türkiye vurgusu: Suriye’nin geleceğinde kilit aktör

Belgede Türkiye’nin adı, Suriye’nin geleceği bağlamında açık biçimde anılıyor. Metinde şu değerlendirme yer alıyor:

“Suriye potansiyel bir sorun olmaya devam etmektedir; ancak Amerikan, Arap, İsrailli ve Türk desteğiyle istikrar kazanabilir ve bölgede bütünleyici bir aktör olarak hak ettiği yere dönebilir.”

Bu ifade, Washington’un Türkiye’yi Suriye denkleminde merkezi ve vazgeçilmez aktörlerden biri olarak gördüğünü ortaya koyuyor.

PKK-YPG-SDG’nin Tasfiyesı Geri Sayım…

Yabancı servislerin aparatı Suriye PKK-YPG-SDG'nin tasfiyesi yolunda kum saati çalışıyor.

Türkiye'nin Suriye'nin terörle mücadelesine destek, savunma ve güvenlik kapasitesini artırma yönündeki kararlı duruşu yeni gelişmeleri sağladı.

21 Gün Kaldı

İsrail ve Fransa'nın Suriye PKK'sı YPG-SDG üzerinden oynadıkları kirli oyunlara karşı Türkiye gereken tedbirleri alıyor.

10 Mart 2025 tarihinde PKK-YPG-SDG Suriye hükümeti arasında bir mutabakat zaptı imzalanmıştı. Bu mutabakata göre, SDG'nin sivil ve askeri yapısının Suriye devlet kurumlarına 31 Aralık 2025 tarihine kadar entegrasyonu yapılacaktı...

Genel Kurmay Başkanı Org. Baytaktaroğlu Suriye’de

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Bayraktaroğlu, resmi davetli olarak gittiği Suriye'nin başkenti Şam'da, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Savunma Bakanı Ebu Kasra ve Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Nasan ile görüştü.

Görüşmelerde, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Levent Ergün de bulundu.

Müteakiben Türkiye-Suriye ortak harekat merkezinde incelemelerde bulunuldu.

Suriye'de sona yaklaşıldı.

Mart 2025'te imzalanan mutabakatın süresi aralık ayı sonunda doluyor.

Bugüne kadar mutabakatta belirlenen hususlara yönelik adım atılmadı, ama muhakkak gereken yapılacak.

Hatırlanacağı gibi geçen süre içinde gerekli uyarıları Türkiye yapıyor.

Terörün son nefesini Suriye'de vereceği ve terörsüz Türkiye, terörsüz Suriye için harekât ve operasyonun hazır olduğu belirtiliyor.

Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından bugüne kadar mükemmel bir şekilde Terörsüz Bölge çalışmaları adım adım yürütüldü. Devlet 10 mart’tan bu yana her türlü adımı attı. Türkiye uyardı, Suriye Cumhurbaşkanı El- Şara uyardı.

Yarın bir gün harekât olursa; kimsenin bize söylenmedi, bizimle görüşülmedi, bizim fikrimiz alınmadı deme lüksü yoktur.

Dolayısıyla herhangi bir operasyon ya da harekât olduğu zaman tüm tarafların mevcut durumu kabullenmekten başka şansı yok.

Aralık sonunda süre dolacak.

Dolduğunda olumlu anlamda herhangi bir gelişme olmadığı takdirde Türkiye’nin Kadife Eldiven İçindeki Demir Yumruğu Hazır.

Türkiye-Suriye ortak yapımı bir harekât gündeme girer.

Hatırlayalım. Türkiye ve Suriye Arasında Ortak Eğitim ve Danışmanlık Mutabakatı imzalanmıştı(13 Ağustos 2025).

Türkiye ile Suriye arasında imzalanan mutabakat Suriye’nin normalleşme sürecindeki en somut adımlardan biri olarak değerlendirildi.

İmzalanan kapsamlı iş birliği anlaşması, güvenlik sektörü reform sürecini desteklemeyi, Suriye Arap Ordusu'nun kabiliyetlerini geliştirmeyi, kurumlarını ve yapısını modernize etmeyi hedefliyor.

Suriye hükümetinin 'tek devlet, tek ordu' çağrıları, bölgede uzun yıllardır beklenen huzur ve istikrar ortamı için elzemdi. Beklentimiz imzalanan mutabakata tam olarak uyulması ve sahada bir an önce tatbikiyle istikrarlı, huzurlu, güvenli ve terörsüz Suriye'nin inşası.

Hakan Fidan’ın Son Uyarısına Dikkat

7 Aralık 2025…

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen 23. Doha Forumu’nda İngiliz The Guardian Gazetesi’nin Terör Örgütü PKK/YPG/SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu ile ilgili soruyu yanıtladı.

Türkiye'nin SDG'den ne istediğini açık bir şekilde ifade ettiğini hatırlatan Fidan, Şam hükümetinin de SDG'den beklentilerini açık bir biçimde dile getirdiğini söyledi.

Fidan, kendileri açısından bu konuda çok önemli birkaç hususun olduğunu, belirterek, "Suriye hükümeti ve SDG kendi aralarında bir anlaşma yapabilirler çünkü Suriye hükümeti egemen bir hükümettir. Kendi anlaşmalarını yapabilir ancak PKK söz konusu olduğunda SDG içerisinde bazı unsurların bulunduğunu biliyoruz ve tek hedeflerinin Türkiye'ye karşı mücadele yürütmek olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla Suriyeli olmayan unsurların SDG'den çıkarılmasını istiyoruz. Irak'tan, İran'dan, Türkiye'den katılan unsurların derhal ayrılmasını istiyoruz. Bu güzel bir başlangıç olur. İkincisi ise Türkiye'nin çıkarlarının ve güvenliğinin aksi yönünde konuşlandırılmış bütün unsurların çıkarılması gerekiyor. Tabii daha büyük çaplı ve daha teknik değerlendirmeler, görüşmeler yapılacaktır Şam'da. Zira kolay bir süreçten bahsetmiyoruz. 50-60 bin kişilik birimlerin yeni oluşturulan bir orduya dahil edilmesi sürecinden bahsediyoruz. Bu sürecin iyi niyetle yürütülmesi gerekir." diye konuştu.

SDG'nin sadece prosedürel, sembolik bir süreç peşinde ve dünyanın geri kalanına entegrasyon sürecine katıldıkları izlenimini uyandırmayı amaçlayıp gerçekçi somut adımlar atmadıklarında bunun inandırıcı olmayacağına dikkati çeken Fidan, bu nedenle kendilerinin her iki taraftan gerçek bir angajman beklediklerini vurguladı.

Fidan, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin bu entegrasyon sürecinde rol oynayıp-oynamayacağı sorusuna ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bir rol oynayabilir. 2009-13 yılları arasında MİT Başkanlığı görevini yürütürken PKK lider kadrosuyla angajmanlarım oldu. Görüşmelerim oldu, belirli bir noktaya varmaya çalıştık. Esasında bir ortak anlayışa ulaşmaya çok yaklaştık. Aslında ulaştık da fakat PKK terk etti bu ortak anlayışı Suriye sebebiyle ve Öcalan da üzerine mutabık kalınan bu anlaşmadan PKK'nın yüz çevirmesi karşısında ne yapacak ona bakmak lazım’’

Gazze’de Türk Ordusu

Fidan, Gazze Barış Planı ile ilgili olarak, şu ifadeleri kullandı:

"Özellikle hem barış planında hem de BM'den (Birleşmiş Milletler) geçen Güvenlik Konseyi kararında belli başlı dört tane aslında temel organ vardı. Bunlardan birincisi, ikinci aşamada yönetimin Filistinlilerden oluşacak bir komiteye teslimiydi. Hamas onu yapmaya hazır. Bir polis gücünün oluşturulması, Gazze'deki polis ihtiyacını karşılamak için. Diğer taraftan Barış Kurulu’nun hayata geçmesi gerekiyor ve Barış Kurulu’na bağlı olarak da İstikrar Gücü'nün hayata geçmesi gerekiyor."

Fidan, Türkiye'nin Filistin'e her türlü katkıyı vermeye hazır olduğunun altını çizerek, "Buna ISF'ye asker göndermek de dahil. Burada ilgili tarafların tutumu, yaklaşımı ve konsensüsü önemli. Bu da dikkate almamız gereken bir husus. Şimdilik görüşmeleri yakından takip ediyoruz." dedi.

Sonuç

Suriye PKK’sı YPG/SDG’nin Aralık sonunda süresi dolacak.

Dolduğunda olumlu anlamda herhangi bir gelişme olmadığı takdirde Türkiye’nin Kadife Eldiven İçindeki Demir Yumruğu Hazır…

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA