Bülent ERANDAÇ
Tüm YazılarıTİKA ve Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) işbirliğiyle düzenlenen 2. Balkan Ülkeleri buluşmasında Balkan ülkelerinden gelen bakan, milletvekili, din adamı, öğretim üyeleri Ankara'da doya doya hasret giderdiler. Balkan ülkelerinin can yoldaşı Başbakan Yardımcımız Hakan Çavuşoğlu'na helal olsun. Evlad-ı Fatihan topraklarımızın evladı Çavuşoğlu, kurduğu köprülerle, Balkanlar'ın atar damarlarında dolaşan kan oluyor. Tarihi kodlarımızı canlandırırken, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın Balkanlar'da kardeşlerimizin gönüllerinde taht kurmasına vesile oluyor. Şunu muhakkak görmeliyiz. Çavuşoğlu sadece Bursa’da, Ankara’da, Türkiye'de yaşamıyor. Her an Balkanlar'daki gönül coğrafyasının her noktasında kalp atışlarına yol açıyor.
FETÖ'NÜN BALKANLAR'DA İNLERİNE GİRİLDİ
TİKA ve SDE (Stratejik Düşünce Enstitüsü) işbirliğiyle gerçekleştirilen Balkanlar'ın Geleceği Çalıştay'ın da Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, dikkati çeken açıklamalar yaptı.
1) Dinimizin lekelenmesi, dini inancın tahrik edilmesi noktasında FETÖ'nün dinimize verdiği zarar DEAŞ'ın verdiği zarardan daha az değildir.
Birtakım saçma sapan inançlardan hareketle bir kişinin gaipten aldığı haberlere binaen, gördüğü rüyalar gerekçe gösterilerek ortaya nasıl sapık, batıl bir inanç sisteminin konduğunu hep birlikte gördük.
2) FETÖ sadece Türkiye için değil, bulunduğu her yerde herkes için bir tehlikedir, tehdittir. Bunu sadece Balkanlar'da değil Afrika'da, Asya'da da yapmaya çalışacaklardır. FETÖ terör örgütü sırtını kime dayamış, kimlerle iş tutarak Türkiye'yi, İslam dünyasını, Filistin davasını ve diğer konuları kötülemeye çalışıyor, kimlerle iş tutarak hangi ihanet şebekeleri, ilişkileri içerisinde olduğunu görüyorsunuz.
Açılışta, SDE Başkanı Muhammet Savaş Kafkasyalı derinlikli bir konuşma yaptı. Balkanların, yüzyıllar boyunca bir arada yaşama, çok kültürlülük, karşılıklı saygı ve barış coğrafyası olduğunu dile getirdi. Kafkasyalı, "Modern uluslararası sistem, kendi işleyişine uygun olarak çatışma ve parçalanmayı Balkanizasyon olarak adlandırmıştır" dedi.
Bilindiği gibi, Stratejik düşünme, zamanımızın ruhu. Böyle bir süreçte SDE Başkanlığında Muhammet Savaş Kafkasyalı’nın bulunması, hem Türkiyemizde stratejik düşünmenin hızlanması hem de stratejik bakış sahiplerinin bir merkezde buluşması açısından büyük önem arzediyor.
Doç. Dr. Kafkasya’lının bir yazısında vurguladığı sözlerine dikkat çekmek istiyorum:
‘’Stratejik düşünce için iki temel unsur gereklidir: Birincisi kendiyi (kendimizi) bilmek, ikincisi ise ötekiyi bilmek. Ötekiyi bilmeksizin kendiyi bilmek, ötekiden gelecek muhtemel tehlikelerden ve zararlardan bihaber olmak demektir. Kendiyi bilmeksizin ötekiyi bilmek ise yanlışı bilip doğruyu bilmemek demektir. Lâkin bütün yanlışları bilmek dahi doğruyu bilmek veya bulmak imkânını sağlamayabilir. Neticede doğru ve elzem olan hem kendiyi hem de ötekiyi iyi bilmektir. İşte stratejik düşünce, kendi ile öteki arasındaki münasebeti sağlayabilme gayreti ve yoludur’’
SİYASETTE NELER OLUYOR?
CHP-İP-SP ittifakında çatlaklar su yüzüne çıkıyor. Çok anlamlı bir atasözümüz var: "Taşıma suyla değirmen dönmez." Bu atasözümüzün siyasette tam yerine oturan bir karşılığı yaşanıyor CHP (Kılıçdaroğlu)-İP (Akşener)- Saadet (Karamollaoğlu) arasında kurulan ittifak, Batı-derin odakların yardımı ile kurulmuştu. Candan ve özden değil, geçiciydi.
Kısa süre içinde de çatlaklar büyüme eğilimi gösteriyor. Sıvaları dökülüyor. Sadece, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ı devirmekte, TBMM'de çoğunluğu ele geçirerek kuşatmakta birleşmiş, CHP-İP-SP'nin uzun süre beraber yürüyemeyecekleri gözleniyor.
İlk çatlak Muharrem İnce adına konuşan CHP TBMM Grup Başkan Vek. Özgür Özel’in, "HDP'den Başkan Yardımcısı alınacak’ sözünden çıktı. Tam fırtınalar estirecekti, algı operatörleri rezilliği gözden kaçırmayı başardılar.
İkinci çatlak, Muharrem İnce'nin Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun Sivas olayının arka planı tartışmasında yaşandı.
Uzun yıllar Sivas olaylarından dolayı, "Temel Karamollaoğlu'nu katliamcı" diyerek suçlayan CHP bir baktık tuhaf bir şekilde bir araya geldi. Önceki gün Habertürk TV'de, "Sivas katliam değildir, otelde perdeler yanmış, içerideki insanlar pencereleri açmadıklarından dolayı ölmüşlerdir" diyen SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile ittifak yapılması hakkında ne düşündüğünü sorulan soruya Muharrem İnce cevap vermekten kaçtı.
Şu beraberliğe bakar mısınız? Türkiye'yi beraberce idare edeceklerini düşünen İnce, Karamollaoğlu'na sahip çıkacağına örtü altına saklanıyor. Özde beraber değiller. Çıkarcı bir beraberlik içindeler.
KARAMOLLAOĞLU SIKIŞTI
Saadet Partisi seçmeni, CHP'ye, PKK'nın siyasi kolu HDP'ye kol kanat geren CHP'ye çok tepkili. Kemal Kılıçdaroğlu'nun ÖZERKLİK teklifi, Saadet Partili ve İP'li olduklarını söyleyen vatandaşlarımızın sabrını taşırıyor. CHP’nin Karamollaoğlu'nun arkasında durmamasına kızanların, Cumhur İttifak’ına yöneldiği izleniyor.
İP KOPUYOR MU?
Meral Akşener'in morali bozuk. Umduğunu bulamıyor. Bir kenara itilmesinden dolayı afakanlar basmış durumda. Muharrem İnce'nin de "Parlamenter Sisteme Dönüş" konusundaki zikzaklarından çok rahatsız.
Aniden, Muharrem İnce'yi kenara attı, Kılıçdaroğlu ve Karamollaoğlu'na "Parlamenter sisteme geçişle ilgili yol haritası hazırlamak üzere toplantı yapalım" çağrısında bulundu.
VESAYETÇİLERİN KARARGÂHI
Aziz milletimiz, 16 Nisan referandumunda vesayetçi odaklara, askeri ve sivil oligarşiye darbe vurdu ancak tam bitmediler. 24 Haziran seçimlerine giderken kafalarını kaldırma, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ı devirerek tekrar canlanma mücadelesindeler. Eski Türkiye'ye dönme stratejilerinde CHP'yi üs seçmişler. Yakın tarihe bakalım.
Darbelerinde ardında statükocular ve CHP zihniyeti var.24 Haziran seçimlerine giderken de statükocularla Kemal Kılıçdaroğlu'nun yakınlığı gözden kaçmıyor..
FETÖ nün CHP içine kollarını soktuğunu duymayan kalmadı. FETÖ deyince akıllara DERİN ABD-CIA-NATO GLADYOSU gelmekte. Bu bakımdan, VESAYETÇİLERİN CHP’Yİ üs olarak kullanma çabaları TESADÜF DEĞİLDİR. eski Statükocuların eski günlere dönmek, bürokratik oligarşiye güdümlü siyaseti sürdürmek, nihayetinde; Türkiye’yi Batı karşısındaki DİK DURUŞTAN VAZGEÇİRMEK, Avrupa'nın avukatlığına soyundurmak tehlikesini hiç aklımızdan çıkarmamalıyız. Hiç şüphemiz yok ki aziz milletimiz 24 Haziran'da vesayetçi odakları ve zihniyeti sandığa ebediyen gömmeye kararlıdır. DARBELERİN PANZEHİRİ 24 HAZİRAN'DA...
02.06.2018
Güncel Yazıları
Türkiye’nin Enerji ve Orta Koridor Hamlelerinin Kodları
22 Mayıs 2025
Erdoğan ile Trump Görüşmesinin Jeopolitik Şifreleri
25 Mart 2025
Müjde: KIZILELMA 2025'te Gök Vatan'da Göreve Başlıyor
11 Şubat 2025
Türkiye, 2025 Yılının Parlayan Yıldızı
02 Ocak 2025
Erdoğan'ın, Scholz ve Putin Görüşmelerinin Şifreleri
15 Ekim 2024
Erdoğan-Sisi İttifakı'nın Derin Mesajları
10 Eylül 2024
NATO'nun 75. Yıl Şifreleri
12 Temmuz 2024
3. Dünya Savaşı'nın 'Lityum Cephe' Çarpışmaları
29 Haziran 2024
Yeni Dünya Şekilleniyor, Türkiye Konumlanıyor
27 Haziran 2024
Başkan Erdoğan'ın 'Türk Birleşik Devletleri' İnşası
10 Haziran 2024
İngiltere, Türk Donanması'nı Takip Ediyor? Neden?
13 Mayıs 2024
31 Mart Seçim Analizi: Türkiye İçin Yeni Bir Dönem Başlıyor
03 Nisan 2024
Türkiye Jeopolitiğinde ‘F-16-Irak-Mısır’ Şifreleri
13 Şubat 2024
Türkiye Yüzyılı'nın İlk MGK Şifreleri
29 Ocak 2024
Dolmabahçe(Güvenlik) Memorandumu'nun Şifreleri
15 Ocak 2024