Macaristan, Avrupa Birliği’nin (AB) dondurulmuş Rus merkez bankası varlıklarından elde edilen gelirleri Ukrayna’ya yardım olarak kullanma kararına karşı hukuki bir mücadele başlattı. Viktor Orban liderliğindeki Macar hükümeti, Avrupa Barış Fonu (EPF) aracılığıyla alınan bu kararı AB Adalet Divanı’na taşıyarak, veto hakkının göz ardı edildiğini ve AB hukukunun ihlal edildiğini savundu. Dava, AB ile Macaristan arasındaki gerginlikleri daha da derinleştiriyor.
Macaristan’ın davası, AB Konseyi’nin 2024 yılında aldığı bir karara dayanıyor. Bu karar, dondurulmuş Rus merkez bankası varlıklarından elde edilen faiz gelirlerinin yüzde 99,7’sinin, EPF üzerinden Ukrayna’ya askeri ve mali yardım olarak aktarılmasını öngörüyor. EPF, Ukrayna’ya her yıl yaklaşık 3-5 milyar euro tutarında destek sağlıyor ve şu ana kadar toplamda 11 milyar euroyu aşan askeri yardımda bulundu.
Macaristan, Mayıs 2025’te Avrupa Adalet Divanı’na başvurarak, EPF’nin “katkı sağlayan üye devlet” statüsünde olmadığı için veto hakkının dikkate alınmadığını iddia etti. Mahkeme dosyasında, “Bir üye devletin haksız ve yasal dayanağı olmaksızın oy kullanma hakkından mahrum bırakılması, üye devletler arasındaki eşitlik ilkesi ve AB’nin demokratik işleyişi ilkesini ihlal etmiştir” ifadelerine yer verildi. Dava, ilk olarak Adalet Divanı’na sunuldu ancak daha sonra Genel Mahkeme’ye sevk edildi. Macar medyasına göre, davanın sonuçlanması yıllar alabilir, ancak Budapeşte veto hakkını koruma konusunda bir emsal oluşturmayı hedefliyor.
Macaristan’ın bu hamlesi, ülkenin Rusya ile yakın ilişkileri ve Ukrayna’ya yönelik AB desteklerini sık sık engelleme geçmişiyle doğrudan bağlantılı. Viktor Orban hükümeti, AB’nin Ukrayna’ya yönelik mali ve askeri yardımlarını defalarca veto etmiş veya geciktirmiş, bu da Budapeşte ile diğer AB üyesi ülkeler arasında ciddi diplomatik gerilimlere yol açmıştır. Örneğin, 2023 ve 2024 yıllarında Macaristan, Ukrayna’ya 50 milyar euroluk bir yardım paketinin onaylanmasını aylarca engellemiş, nihayet Şubat 2024’te onay vermek zorunda kalmıştı.
Euronews’in Macaristan muhabiri Zoltan Siposhegyi, Orban’ın bu davayla hem iç politikada milliyetçi tabanını birleştirmeye çalıştığını hem de AB’ye karşı “egemenlik mücadelesi” yürüttüğünü belirtti.
AB ve Uluslararası Tepkiler
AB yetkilileri, Macaristan’ın davasına henüz resmi bir yanıt vermedi, ancak Avrupa Komisyonu sözcülerinden biri, “EPF kararlarının oybirliğiyle alındığını ve tüm üye devletlerin eşit şekilde temsil edildiğini” vurguladı. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı ise Macaristan’ın tutumunu “üzücü ancak şaşırtıcı değil” olarak nitelendirerek, AB’nin Ukrayna’ya desteğinin devam edeceğini umduklarını ifade etti.
Diğer İçerikler