Fransa’da hükümet krizi tırmanıyor. Başkan Emmanuel Macron, geçen hafta kurmaya çalıştığı hükümet tasarısının başarısız olması üzerine istifa eden Sébastien Lecornu’yu yeniden Başbakan olarak atadı. Bu hamle, Macron’un siyasi çıkmazını açıkça ortaya koyarken, Fransa’nın uzun süredir süregelen istikrarsızlık sorununun da derinleştiğini gösteriyor.
Krizin kökeni ve Lecornu’nun ilk istifası
Lecornu daha önce, 9 Eylül 2025’te Macron tarafından Başbakan olarak atanmıştı. Ancak, oluşturduğu kabine kompozisyonu üzerine muhalefet cephesi ve partiler arası tepkiler yoğunlaşınca, hükümet ilanından kısa süre sonra istifa etmek zorunda kaldı. Kabinenin kurulmasından itibaren yalnızca saatler geçerken istifa kararı gelmişti; bu durum, Fransa'nın modern siyasi tarihinde oldukça nadir bir gelişme olarak kayıtlara geçti.
Gelen eleştiriler, Macron’un hükümeti yeterince kapsayıcı biçimde kurmamak, parlamentodaki farklı siyasi grupları yeterince dikkate almamak ve kendi etrafında kapalı bir koalisyon kurma eğilimi üzerine yoğunlaştı.
Yeniden atama: Çaresiz çözüm mü?
10 Ekim 2025’te Macron, Lecornu’yu yeniden göreve aldı. Bu karar, yalnızca dört gün önce yapılan istifanın gölgesinde gerçekleşti. Atamasının ardından Lecornu, “görev” ifadesini vurgulayarak “ülkeye bütçe sunmak ve vatandaşların günlük sorunlarına cevap vermek” yükümlülüğünü öncelik olarak belirlediğini açıkladı.
Macron’un bu kararı, partisinden ve muhalefetten de sert eleştiriler aldı. Sağdan ve soldan pek çok siyasi aktör, Macron’un alternatif saklama gücüne sahip olmadığını ve demokrasi açısından ciddi riskler taşıyan bir yöntem benimsediğini iddia ediyor.
Parlamento ve bütçe baskısı
Lecornu’nun yeniden göreve başlamasıyla birlikte karşısına acil bir takvim çıktı: Parlamento önünde 2026 bütçesini sunmak. Reuters’in aktardığına göre, yalnızca Pazartesi gününe kadar kabineyi kurmalı ve bütçe taslağını hem kabine hem de meclis gündemine getirmeli.
Bu süreçte parlamentodaki sert bloklar—sol, aşırı sol, sağ—hemen misilleme vaatleriyle gündemde. Lecornu, kabine üyelerinden 2027 cumhurbaşkanlığı hedeflerinden uzak durma sözü talep etmiş durumda.
Muhalefet partileri, Lecornu’nun yeni hükümetine karşı güvensizlik oylaması yapacaklarını şimdiden ilan etmiş durumda. Bu durum, yeni hükümetin mecliste tutunma şansını oldukça zorlaştırıyor.
Riskler ve görünüm
Fransa uzun süredir siyasi belirsizlik ve hükümet sirkülasyonuyla mücadele ediyor. Macron, görev süresinin sonlarına yaklaşırken güvenlik, reform ve bütçe gibi kritik konuları yönetmekle yüzleşiyor. Bu yeniden atama kararı, istikrar sağlamak yerine krizi derinleştirme potansiyeli taşıdığı yorumlarına neden oldu.
Ayrıca bu tür sık değişiklikler Fransa’nın finans piyasalarındaki risk algısını yükseltiyor, borçlanma maliyetlerini artırıyor ve yatırımcı güvenini sarsabiliyor.
Diğer İçerikler
Hollandalı Aşırı Sağcı Geert Wilders, Belçikalı Terör Hücresi Raporunun Ardından Seçi..
Boyunun Ölçüsünü Geç Farketti: Sırbistan Başbakanı Vucic: “Türkiye’yi Tehdit Etmek İç..
AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen: İki Güven Oylamasını Atlattı Ama Muhtemel Gelişme..
Avrupa Birliği’nde Güven Bunalımı Krize Dönüşebilir: Komisyon Başkanı Von Der Leyen H..
Ana Muhalefet Lideri Le Pen Macron’un Yaptıklarının “Siyasi Bir Sirk” Olduğunu Açıkla..
“Ukrayna Savaşı’nın Sorumlusu Polonya ve Baltık Ülkeleri” Diyen Merkel’e Polonya Eski..
İtalya Başbakanı Meloni, Kendisi, Bazı Bakanlar ve Yetkililerle İlgili İsrail’in Soyk..