Yaptırımlar kapsamında İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Ben Gvir ve Maliye Bakanı Smotrich’in bu ülkelere seyahat etmeleri yasaklandı ve bu ülkelerde bulunan mal varlıkları donduruldu. Açıklamada, “Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini savunan ve yasa dışı yerleşim çağrısı yapan aşırılıkçı söylemler, hem insan haklarına hem de bölgesel güvenliğe ciddi bir tehdit teşkil etmektedir” denildi.
Beş ülke, İsrail hükümetiyle bu konuyu defalarca görüştüklerini ancak sahadaki şiddet faillerinin teşvik görmeye ve cezasız kalmaya devam ettiğini ifade etti. Ortak açıklamada, İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’daki yerleşim politikaları ve Gazze’deki savaşın gidişatının çatışmayı daha da derinleştirdiği vurgulandı.
Dışişleri bakanları ayrıca, İsrail ve Filistin’in güvenliğini ve bölgesel istikrarı sağlayacak tek çözümün iki devletli model olduğunu yineleyerek, "Bu çözüm, her iki tarafın da onuru, güvenliği ve geleceği için kaçınılmazdır" ifadelerine yer verdi.
Ortak açıklamada, “Bu karar Gazze’deki felaketten bağımsız düşünülemez. Sivillerin maruz kaldığı tarifsiz acılar ve insani yardımın engellenmesi karşısında dehşete düşmeye devam ediyoruz,” ifadelerine yer verildi.
ABD'den Yaptırımlara Sert Tepki: “İsrail’le Omuz Omuza Duruyoruz”
Ancak yaptırımlar, Batılı ülkeler arasında fikir birliğine işaret etmiyor. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, söz konusu yaptırımlara sert tepki gösterdi ve bu adımın ABD’nin ateşkes, esirlerin serbest bırakılması ve savaşın sona erdirilmesi çabalarına zarar vereceğini savundu.
Rubio, X platformunda yaptığı paylaşımda, “Bu yaptırımlar, İsrail kabinesinin iki üyesine yöneliktir ve hiçbir şekilde kabul edilemez. ABD, İsrail ile Hamas arasında net bir ayrım yapmaktadır. Hamas, masum sivilleri rehin tutan ve halkın barış içinde yaşamasını engelleyen bir terör örgütüdür,” dedi.
ABD, beş ülkeye yaptırımları geri çekme çağrısında bulunarak İsrail’e tam destek mesajı verdi: “Gerçek düşmanın kim olduğunu unutmamaları konusunda müttefiklerimizi uyarıyoruz. Amerika, İsrail’in yanındadır.”
Diğer İçerikler