Gizli Tehdit mi? Uçtan Uca Güvenlik mi?
ABD Temsilciler Meclisi WhatsApp’ı Yasakladı: Dijital Egemenlik Savaşı Başladı mı?
Bundan birkaç yıl önce, “Bir mesajlaşma uygulaması devletin iç işleyişini tehdit eder” desek kimse ciddiye almazdı. Bugünse, ABD’nin kalbi sayılan Temsilciler Meclisi, WhatsApp’ı resmi cihazlarda yasakladı. Evet, yanlış duymadınız: WhatsApp artık Washington’un merkezinde kullanılmıyor. Peki neden?
-Kamuoyuna yansıyan resmi gerekçe oldukça net: WhatsApp, cihazda depolanan verileri şifrelemiyor ve kullanıcı verilerinin ne şekilde işlendiği konusunda yeterli şeffaflık sunmuyor. Bu, yalnızca bir teknik kusur değil; devletin güvenlik refleksiyle doğrudan bağlantılı bir sorun. Ama bu kadarla kalmıyor.
Güvenlik Maskesi Altında Dijital Egemenlik
-Temsilciler Meclisi'nin siber güvenlik uzmanları, özellikle Paragon Solutions gibi firmaların WhatsApp üzerinden gözetleme, hedefleme ve hatta dezenformasyon operasyonları yürütme ihtimaline dikkat çekiyor. Bu noktada şu soruyu sormak gerekiyor: Gerçekten bir uygulamadan mı korkuluyor, yoksa verinin kontrolü üzerinden bir egemenlik savaşı mı yürütülüyor?
Uçtan Uca Şifreleme Yetmez mi?
-Meta, WhatsApp’ın sunduğu uçtan uca şifrelemenin dünyadaki en güçlü güvenlik protokollerinden biri olduğunu savunuyor. Ancak ABD, bu savunmayı yeterli bulmuyor. Çünkü mesele yalnızca mesajın gönderildiği anla sınırlı değil; mesajın depolandığı cihazda hangi tehditlerin onu açığa çıkarabileceği asıl mesele.
Türkiye Ne Yapmalı? Yerli ve Milli Alternatif Şart
-ABD’nin aldığı bu karar, aslında sadece Amerika’yı ilgilendirmiyor. Türkiye gibi siber tehditlere açık ülkeler için de ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Türkiye’de bu alanda politika ve yönetişim artık Siber Güvenlik Başkanlığı koordinasyonunda yürütülüyor. Başkanlık, kamu kurumlarında veri güvenliğini artırmak ve dış kaynaklı iletişim uygulamalarından doğabilecek sızıntı risklerini azaltmak amacıyla, BİP, HAVELSAN’ın 'İleti' uygulaması ve benzeri yerli ve milli yazılımların kullanımını teşvik ediyor.
-ABD’nin kaygı duyduğu üç temel alan Türkiye için de geçerlidir:
1. Veri Şifreleme Yetersizliği
2. Veri Egemenliği
3. Üçüncü Taraf Tehditleri
Yerli Uygulamalar Yeterli mi?
Her yerli yazılım güvenlidir demek doğru değil. Ancak şeffaflık Türkiye’nin kontrolündedir. Güncellemeler ve protokoller yerel tehdit modeline göre şekillendirilebilir. Gerektiğinde denetim veya müdahale imkânı vardır.
Sonuç: Egemenlik Artık Sınırda Değil, Cebimizde
Türkiye’nin önünde iki yol var:
1. Ya dışa bağımlı uygulamaları kullanıp verimizi riske atacağız,
2. Ya da yerli çözümleri geliştirip siber vatanımızı koruyacağız.
Unutmayalım, veri artık yeni petroldür. Ve her damla veri, ya milletin geleceği için işlenir… ya da başkalarının istihbaratına akar.
İbrahim BÜYÜKBAŞ
Diğer İçerikler
