Geçtiğimiz yıl haziran ayında ABD ordusu, Meta ve OpenAI gibi teknoloji devlerinin üst düzey yöneticilerinin katıldığı ‘Executive Innovation Corps’ adlı yeni birim için yüksek profilli bir tören düzenledi. Yöneticilere albay rütbesi verilen bu gelişme, Pentagon ile Silikon Vadisi arasındaki iş birliğinin yeni bir aşamaya geçtiğini gösterdi.
Google da uzun süredir sürdürdüğü “gözetleme sistemleri veya silah geliştirmeme” taahhüdünden vazgeçti. Şirket, AI İlkeleri sayfasındaki “Gözetlemeye Yönelik Uygulamalar” bölümünü kaldırarak, askeri alanlara daha esnek katılımın önünü açtı. OpenAI de benzer şekilde kurallarını revize ederek savaş amaçlı kullanımlara kapıyı tamamen kapatmadı ve geçen yıl ABD’li savunma şirketi Anduril ile ortaklık kurdu.
Pentagon’un 2022’de Amazon, Microsoft, Google ve Oracle ile imzaladığı 9 milyar dolarlık “Joint Warfighting Cloud Capability (JWCC)” sözleşmesi, ABD ordusunun verilerini yönetmek ve AI uygulamalarını çalıştırmak için ticari bulut sistemlerine yapısal bağımlılığını pekiştirdi.
Jeopolitik ve Ekonomik Etkenler
Mossad’ın analizine göre bu değişimin ardında dört temel faktör bulunuyor. İlki, Ukrayna’daki savaşın yol açtığı jeopolitik baskılar. AI artık lüks bir yenilik değil, enerji ve iletişimle eşdeğer ulusal güvenlik altyapısı olarak görülüyor.
İkinci faktör, AI ekonomisinin maliyeti. Süper bilgisayar merkezleri ve dev veri setleri için gereken yatırımlar, dalgalı tüketici pazarında geri dönmezken, uzun vadeli savunma sözleşmeleri şirketlere güvenli finansman sağlıyor.
Üçüncü faktör, şirketlerin yönetim felsefesindeki değişim. Genel yasaklardan, bireylere doğrudan zarar vermeyi önlerken siber güvenlik, lojistik ve tıbbi destek gibi savaş dışı askeri alanlara izin veren ayrıntılı kurallara geçildi.
Dördüncü faktör ise Pentagon’un esnek sözleşme yapısı. JWCC gibi projelerle aynı anda birden fazla tedarikçiyle çalışılması, hem bağımlılığı azalttı hem de ticari yeniliklerin hızlı entegrasyonunu sağladı.
Ukrayna Savaşı ve Dijital Gücün Yükselişi
Rusya-Ukrayna savaşı, dijital gücün tank ve füzeler kadar belirleyici hale geldiğini ortaya koydu. Palantir’in NATO’ya sağladığı Maven sistemi, dakikalar içinde büyük miktarda veriyi analiz ederek savaş alanında önemli avantaj sağladı. İsveç ve Letonya da kısa sürede drone ve hava savunma projeleri geliştirerek NATO sistemine entegre oldu.
İngiltere, savunma bütçesinin yüzde 10’unu AI ve insansız sistemlere ayırırken, Çin Huawei ve Baidu gibi şirketleri doğrudan devletin askeri programlarına entegre ederek farklı bir model benimsedi.
Etik Tartışmalar ve Protestolar
Analizde, teknolojinin askerileştirilmesinin ABD’de ve Batı’da ciddi etik tartışmalara yol açtığı vurgulandı. Google, 2018’de çalışanların protestoları üzerine Maven Projesi’nden çekilmişti. Ancak Gazze’deki savaş bu tartışmaları yeniden alevlendirdi.
2023’te Google ve Amazon çalışanları, İsrail ile imzalanan 1,2 milyar dolarlık Nimbus Projesi’ni protesto ederek ofislerde eylem yaptı. Benzer şekilde Microsoft çalışanları da Redmond’daki genel merkezde toplanarak şirketin İsrail ordusuna sağladığı hizmetleri kınadı.
Bu eylemler, teknoloji çalışanlarının, şirketlerinin askeri projelere katılımına karşı tepkilerinin giderek arttığını gösteriyor.
Yeni Güvenlik Denklemi
Mossad’a göre bu tablo, ABD ulusal güvenliğinde yeni bir denklemi ortaya koyuyor. Artık askeri üstünlük sadece tank ve füze üretimiyle değil, algoritmaların, verilerin ve bulut sistemlerinin sahada ne kadar hızlı kullanılabildiğiyle ölçülüyor.
Rusya-Ukrayna savaşı, AI ve İHA sistemlerinin yan unsur olmaktan çıkıp güç dengesini belirleyen araçlara dönüştüğünü gösterdi. NATO’nun özel sektörle sözleşmeleri hızlandırması ve Çin’in sivil-askeri entegrasyon modeli, teknolojinin savaşın merkezine yerleştiğini kanıtlıyor.
Mossad’ın analizinde şu sonuca varıldı: “ABD ve müttefikleri, üstünlüklerini korumak için Silikon Vadisi şirketlerini savunma stratejilerinin merkezine çekmek zorunda. Ancak bu, insani değerleri gözeten etik ve yasal bir çerçeve içinde gerçekleşmediği sürece, askeri-teknolojik iş birlikleri ciddi riskler barındırmaya devam edecek. Savaşın geleceği yalnızca cephelerde değil, teknoloji şirketlerinin yönetim kurullarında da şekillenecek.”