Donald Trump, 10 Haziran 2025'te Fort Bragg’da yaptığı konuşmada (ABD Ordusu’nun kuruluşunun 250. yıldönümünde), Biden yönetimi altında 2023’te isimleri değiştirilmiş yedi Amerikan askeri üssünün eski Konfederasyon temelli isimlerine geri döndürüleceğini duyurdu.
Trump 9 Haziran 2020 tarihli mesajında, “Bu üsler Amerikan tarihinin bir parçasıdır. Onlar için savaşmış kahramanlarımız var. İsimler değiştirilmeyecek.” açıklamasında bulunmuştu. Ancak, ABD Kongresi, askeri üsler üzerinde Konfederasyon sembollerinin kaldırılmasını 2021’de yasalaştırdı.
2020 Pew ve Gallup anketlerine göre; Amerikan halkının %56’sı isim değişikliğini destekledi, %38’i karşı çıktı. Afro-Amerikan toplumunda isim değişikliğine destek oranı %80’in üzerindeydi.
Trump yeni başkanlık döneminde bu yasayı eski isimleri, ancak farklı askerleri onurlandırarak dolaylı şekilde aşmayı hedefliyor. Trump, “Bu kalelerden birçok zafer kazandık. Şimdi değişme vakti değil. Ben de batıl inançlıyım, bunu korumak istiyorum” sözleriyle kararını savundu. Us adları, eski Konfederasyon generallerinin isimlerinden, ancak aynı soyadına sahip başka kahraman askerlerin isimlerine dönüştürülerek “Konfederasyon onurunu yeniden diriltmekten kaçınılacağı” açıklandı.
Trump konuşmasında, ad değişikliklerinin Biden yönetiminin “partizan ve radikal” hamlesi olduğunu belirterek, askerlerin moralini ve tarihsel mirası koruma amacı taşıdığını iddia etti .
İsimleri değiştirilecek üsler:
Eski Ad (Konfederasyon) |
Yeni Ad (2023 itibarıyla) |
Yer |
Fort Bragg |
Fort Liberty |
North Carolina |
Fort Hood |
Fort Cavazos |
Texas |
Fort Lee |
Fort Gregg-Adams |
Virginia |
Fort Pickett |
Fort Barfoot |
Virginia |
Fort Benning |
Fort Moore |
Georgia |
Fort Rucker |
Fort Novosel |
Alabama |
Los Angeles’taki olaylarla aynı sahnede
Trump’ın üs isimlerini geri getirme kararı, Los Angeles’ta yapılan ICE göçmen karşıtı baskınlar sonrası federal hükümetin 4.000 Ulusal Muhafız ve 700 Deniz Piyadesi’ni devreye sokmasıyla eş zamanlı gerçekleşti. Trump bu operasyonlara ilişkin Fort Bragg konuşmasında düzeni yeniden sağlayacaklarını belirtti, protestocuları “düzen bozucular” olarak nitelendirdi.
Bazı analistler, üs isimlerinin geri verilmesi ile federal müdahalenin birlikte yürütülmesini birleştirerek “otoriter bir politika paketi” olarak değerlendiriyor. Bu yaklaşım, sivil hareketleri baskılamaya yönelik bir sinyal olarak da okunuyor.
Sonuç:
Trump’ın üs isimlerini geri getirme kararı ve Los Angeles’taki askeri müdahale, ABD’de “ikinci çatışma kuşağı” olarak adlandırılabilecek bir döneme işaret ediyor: Bir yandan siyasal-militarist semboller geri döndürülürken, diğer yandan iç güvenlik gerekçesiyle federal güç kullanımı öne çıkıyor. Bu gelişmeler, ABD toplumsal ve siyasal yaşamında yeni bir kırılmanın yaşandığı izlenimini veriyor.
Üslerin Konfederasyon generalleri adını geri alması, köleliği savunan bir mirasın yüceltilmesi olarak görülüyor ve bu isimlerin ırkçılık ve beyaz üstünlüğün sembolleri olduğuna dikkat çekiliyor.
ABD’de isim değişikliğini ordu tüm Amerikalıları temsil eder, ırkçı semboller kaldırılmalıdır diye destekleyenlerin yanısısra Trump destekçileri “tarihin silinmesi” olarak eleştiriyorlar.
Diğer İçerikler