Milli Savunma Bakanlığı: İsrail-Yunanistan-Rum İttifakı Türkiye’ye Tehdit Olamaz — Sahada Karşılığı Yok

Milli Savunma Bakanlığı, İsrail, Yunanistan ve GKRY’nin Kudüs’te gerçekleştirdiği üçlü zirve sonrasında yapılan açıklamalar ve askeri iş birliği adımlarını yakından takip ettiğini belirtti. Bakanlık kaynakları, bu girişimlerin askeri açıdan Türkiye’ye karşı bir tehdit oluşturmadığını söyledi. 

Açıklamada, “Bahse konu girişimin askeri açıdan Türkiye’ye karşı bir tehdit oluşturması söz konusu değildir” ifadesi yer aldı. Bununla birlikte, Türkiye’nin bölgede istikrarın korunması ve diyalog ortamının sürdürülmesi yönündeki kararlılığını sürdürdüğü de vurgulandı.

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında son dönemde gündeme gelen askeri ve siyasi iş birliği girişimlerinin, sahadaki gerçeklik açısından Türkiye’ye yönelik somut bir tehdit oluşturmadığını vurguladı. Bakanlık değerlendirmesinde, özellikle İsrail tarafından yapılan gerilimi artırıcı söylemlerin ve açıklamaların uluslararası hukuk ve fiili askeri denge bakımından bir karşılığı olmadığı ifade edildi. Türkiye’nin, NATO müttefikliği çerçevesinde Ege ve Doğu Akdeniz’de diyalog ve istikrarı önceleyen bir tutum izlemeye devam ettiği belirtilirken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güvenliği ve hakları konusundaki yaklaşımın ise değişmez olduğu ve Türkiye’nin bu kapsamda garantörlük yetkilerini kararlılıkla sürdürdüğü kaydedildi. MSB, söz konusu üçlü girişimlerin daha çok siyasi ve algı düzeyinde kaldığını, askeri anlamda sahaya yansıyan bir güç dengesi yaratmadığını da değerlendirmesine ekledi.

MSB açıklaması, bölgedeki askeri ve siyasi ilişkilerdeki algı ile sahadaki gerçeklik arasındaki uyuma işaret etti. Bakanlık, üçlü yapının özellikle açıklama ve demeç düzeyinde gündeme gelmesinin ötesinde somut bir askeri birlik ya da tehdit kapasitesi taşımadığını belirtti.

Ayrıca Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’de gerilimi artıran taraf olmadığı, gerilim yaratan adımların dışlayıcı ve tek taraflı girişimler olduğu vurgusu yapıldı. Türkiye’nin, bölgenin bir çatışma alanı değil, iş birliği ve istikrar havzası olması yönünde politika izlediği kaydedildi.