Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos Jr., bugün (Salı, 22 Temmuz 2025) ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da bir görüşme gerçekleştirecek. Bu toplantının odak noktasını Trump’ın gümrük tarifesi politikası ve özellikle Güney Çin Denizi’ndeki güvenlik durumu çerçevesinde Çin ile ilgili meseleler oluşturacak.
Filipinler, Asya-Pasifik bölgesindeki ABD’nin en eski müttefiklerinden biri olarak biliniyor. Ancak eski Devlet Başkanı Rodrigo Duterte döneminde zayıflayan ilişkiler, ABD yanlısı olarak bilinen Marcos’un liderliğiyle yeniden canlandırılmak isteniyor.
Pazar günü Washington’a hareketi sırasında yaptığı açıklamada Marcos, şu ifadeleri kullandı:
“ABD Başkanı Trump ve kabinesiyle yapacağım görüşmede, Filipinler’in güçlü, karşılıklı fayda sağlayan ve geleceğe dönük iş birliklerini müzakere etmeye hazır olduğunu ileteceğim.”
Marcos, Trump’ın ikinci döneminde onunla yüz yüze görüşen ilk Güneydoğu Asya lideri olacak. Bu görüşme, Filipinler için kritik bir öneme sahip çünkü 1 Ağustos’a kadar yeni bir anlaşma yapılmazsa, ülke Trump yönetiminin uygulamaya koyduğu karşılıklı gümrük tarifeleriyle karşı karşıya kalabilir.
9 Temmuz’da Trump tarafından gönderilen mektupta, ABD’nin Filipinler ile olan ticaret açığını dengelemek için bu tür tarifelere ihtiyaç duyulduğu belirtildi. Trump’a göre, mevcut %20’lik tarife oranı, aslında olması gerekenden daha düşük. The Observatory of Economic Complexity (OEC) verilerine göre, Mayıs 2024 – Mayıs 2025 döneminde ABD’nin Filipinler ile ticaret açığı 715 milyon doların üzerindeydi.
Tarifelerle ilgili müzakerelerde Marcos’un, bazı seçili Amerikan ürünlerine gümrüksüz giriş teklif etmesi bekleniyor. Benzer teklifleri daha önce Endonezya ve Vietnam da sunmuştu. Washington’daki Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Güneydoğu Asya uzmanı Gregory Poling, Filipinler’in Vietnam (%20) ve Endonezya’dan (%19) daha avantajlı bir oranla anlaşma yapma ihtimalinin yüksek olduğunu öngörüyor.
Ekonomik politikalara ek olarak, toplantıda Çin’in hak iddia ettiği Güney Çin Denizi’ndeki tartışmalı bölgeler de gündeme gelecek. Özellikle Scarborough Shoal bölgesi, Filipinler ve Çin arasında hâlâ gerginliğe neden oluyor. Filipinler, 2016 yılında Uluslararası Tahkim Mahkemesi'nde açtığı davada bu bölgeyle ilgili hukuki zafer kazanmış, ancak Çin bu kararı tanımamıştı.
Washington yönetimi, Güney Çin Denizi meselesini yalnızca bölgesel değil, aynı zamanda stratejik bir nüfuz mücadelesi olarak değerlendiriyor. Mart ayında ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Filipinler’e giderek ortak tatbikatlar gerçekleştirmiş ve Filipinler Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyonuna destek sözü vermişti.
Dün (Pazartesi), Marcos ayrıca ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir araya geldi. Hegseth, görüşmede şunları söyledi:
“İttifakımız bugün her zamankinden daha güçlü ve daha hayati bir konumda. Bu ortak savunma anlaşması, Pasifik Okyanusu’ndaki – Güney Çin Denizi dahil – silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza ya da kamu gemilerimize yapılacak herhangi bir saldırıyı kapsıyor.”
Aynı gün Rubio ile yapılan görüşmede ise iki taraf, bölgedeki barış ve istikrarın korunması yönündeki ittifak taahhütlerini yineledi. Ayrıca tedarik zincirlerini güçlendirmek gibi ekonomik iş birliği alanları da ele alındı, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce tarafından bildirildi.
Diğer yandan, ABD bir yandan da Çin ile ilişkilerini tamamen koparmamaya çalışıyor. Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Malezya’daki ASEAN Bakanlar Toplantısı sırasında Çinli mevkidaşı Wang Yi ile bir görüşme gerçekleştirdi. Her iki taraf da farklılıklara rağmen iş birliği fırsatlarının keşfinin önemini vurguladı.
Diğer İçerikler
