Milli Güvenlik Kurulu toplantısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleşti.
Toplantı sonrası MGK bildirisi yayınlandı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın sosyal medya hesabından yayınlanan bildiriye göre Kurul’a PYD/YPG, PKK/KCK, DEAŞ ve FETÖ terör örgütleri başta olmak üzere milli birlik, beraberlik ve bekaya yönelik her türlü tehlike ve tehdide karşı yurt içi ve dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen faaliyetler ile beraber uluslararası gelişmeler hakkında bilgi sunuldu.
Yayınlanan bildiride, “‘Terörsüz Türkiye’ istikametinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altındaki faaliyetlerin de katkısıyla gelinen aşama değerlendirilmiş; milletimizin istikbalinin önündeki terör duvarının tamamen yıkılarak huzur, refah ve güven ikliminin daim kılınmasına yönelik güçlü irade teyit edilmiştir. Müteakiben 'terörsüz bölge' hedefiyle pekiştirilecek süreç dahilinde, komşu coğrafyamızda da terörün hiçbir tezahürüne yer verilmeyeceği ve terör zemini üzerinden yayılmacılığa kati surette müsaade edilmeyeceği vurgulanmıştır” denildi.
MGK toplantısı bildirisinde, Suriye’nin toprak bütünlüğü, egemenliği ve birliği, Irak’ın istikrarı, güvenliği ve refahına tehdit oluşturan meseleler ve aktörler üzerine değerlendirmelerde bulunuldu. “Komşularımızı bölgesel çatışmaların içine çekme gayretlerine karşı verilen mücadeleye olan desteğimizin artarak sürdürüleceğinin altı çizilmiştir.”
Bildiride ayrıca şu ifadelere yer verildi, “İsrail Yönetimi'nin Gazze'de insani felakete ve açlıktan ölümlere yol açan gayrimeşru politikalarına dikkat çekilmiş; soykırımın durdurulmasının ve sorumluların hesap vermesinin tüm insanlığın müşterek mesuliyeti haline geldiği belirtilerek, uluslararası kamuoyuna acilen harekete geçme ve Birleşmiş Milletler bünyesinde sergilenen iradeyi somutlaştırma çağrısında bulunulmuş; Türkiye'nin adil ve kalıcı bir barışın tesisine yönelik atılan her türlü müspet adıma katkı sunmaya devam edeceği ifade edilmiştir.”
Türkiye barış için sorumluluk almaya hazırdır
“Milli davamız olan Kıbrıs meselesinde, Kıbrıs Türklerinin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statülerinin tanınmasına dayanan iki devletli çözüm modeline yönelik desteğimiz vurgulanarak, ülkemizin Ada'daki barış ortamını menfi etkileyebilecek her türlü adıma karşı kararlı duruşunu muhafaza edeceği kaydedilmiştir.
Rusya-Ukrayna Savaşı'na ilişkin mevcut durum değerlendirilmiş; savaşın yayılması riskine işaret eden hadiselerden duyulan endişe dile getirilerek, Türkiye'nin barışın tesisi için daha fazla sorumluluk üstlenmeye hazır olduğu ifade edilmiştir.
Ermenistan ile yürütülen normalleşme süreci görüşülmüş; Azerbaycan ile Nahçıvan arasında engelsiz ulaşımı mümkün kılarak, bölgedeki tüm ülkelerin menfaatine neticeler ortaya çıkaracak ulaştırma hattının önemi ve nihai barışın tesisi yönündeki irademiz vurgulanmıştır. Bosna-Hersek'teki son gelişmeler ele alınmış; ülkenin egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve anayasal düzenine olan desteğimiz teyit edilmiştir.”