Erdoğan: Eğer AB Yeni Küresel Sistemde Yer Almak İstiyorsa, Bagajlarından Kurtulmalı ve Türkiye Tam Üye Olmalıdır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4. Antalya Diplomasi Forumu’nun (ADF 2025) resmi açılış konuşmasında küresel adaletsizlikleri eleştirdi. Erdoğan diplomasi, barış ve uluslararası iş birliği çağrısı yaptığı konuşmasında, İsrail’in Gazze’deki saldırılarını bir kez daha “devlet terörü” olarak nitelendirdi.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

“Diplomasinin Kalbi Antalya’da Atıyor”
Antalya’yı “Akdeniz’in incisi” olarak tanımlayan Erdoğan, foruma gösterilen yoğun ilgiden memnuniyet duyduklarını belirtti. “Kutuplaşma yerine ortak aklı, çatışma yerine diyaloğu, güç yarışları yerine küresel vicdanı tercih ettiğimizi buradan ilan ediyoruz” dedi.

AB ve NATO Mesajı: “Türkiye’siz Avrupa Güvenliği Olmaz”
NATO’nun Avrupa güvenliğinde kilit rol oynadığını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin ikinci büyük kara ordusuyla ittifaka katkı sunmaya devam edeceğini belirtti. Avrupa Birliği üyelik sürecine de değinen Erdoğan, “AB hedefimiz stratejik önceliğimizdir. Ancak kimi zaman korkulardan, kimi zaman ön yargılardan, kimi zaman da Birliği içeriden esir almış aktörlerden dolayı Avrupa Birliği, üyelik sürecimizin ilerletilmesi hususunda gereken iradeyi sergileyemiyor. Daha doğru bir ifadeyle, bugün kimi Avrupa ülkeleri, bundan üç çeyrek asır önce Avrupa Birliği'ne hayat veren ufku, cesareti ve stratejik bakış açısını maalesef ortaya koyamıyor. Diyoruz ki, eğer Avrupa Birliği mevcut sınamaların üstesinden gelmek, yeniden yapılanan küresel sistemde hak ettiği şekilde temsil edilmek istiyorsa, buna göre davranmalı, bagajlarından kurtulmalı ve Türkiye tam üye olarak birlikteki sandalyesine bir an önce kavuşmalıdır.” dedi.

 “Dünya beşten büyüktür”
Uluslararası sistemin çağın sorunlarına yanıt veremediğini ifade eden Erdoğan, "Terör, yoksulluk, göçmen karşıtlığı, İslam düşmanlığı, iklim krizi gibi sorunlarda uluslararası toplum yetersiz kalıyor" dedi. "
Dünya beşten büyüktür! Çünkü insanlık beşten büyüktür. Bu tespiti yaparken amacımız böyle bir anlayışın hakim kılınmasıdır. Türkiye sahip olduğu tecrübe, tarihi, beşeri, kültürel zenginlik ve derinlik dolayısıyla dünyaya bu mesajı en rahat verebilecek ülkelerden biridir. Burada öncelikle bir hakikati dikkatinize getirmek arzusundayım. Biz sorunların uzağında, konforlu bir coğrafyada yer alan bir ülke değiliz. Stratejik önemi yüksek olduğu kadar krizlere gebe bir ülkede bulunuyoruz. Bu tarih boyunca da hep böyleydi. İşgal girişimleri, Haçlı seferleri, emperyalist oyunlar, karışıklık çıkarma, istikrarsızlık üretme teşebbüsleri çevremizde hiç eksik olmadı." ifadelerini yineleyen Erdoğan, daha adil bir küresel düzen çağrısı yaptı.

 “İsrail Terör Devletidir”
Konuşmasının büyük bir bölümünü İsrail’in Gazze saldırılarına ayıran Erdoğan, bu saldırıları “apaçık bir soykırım” olarak tanımladı. “Sadece bu sabah Han Yunus'ta aynı aileden 7'si çocuk 10 kişi şehit oldu. Şimdi bunun adı barbarlık değilse soruyorum, nedir? Ambulansın içinde yaralılara yardıma giden sağlık personelini infaz etmek, soruyorum sizlere, haydutluk değilse nedir? Masum bebekleri, çocukları, yıkıntılar arasında hayata tutunmaya çalışan kadınları acımasızca katletmek korkaklık değilse, soruyorum Allah aşkına bu nedir? 360 kilometrekareye hapsettiği, insani yardım girişine izin vermediği, aylardır açlığa, susuzluğa, ilaçsızlığa mahkum ettiği bir halkın üzerine çocuk, kadın, yaşlı, sivil demeden bomba yağdırmak, gaddarlık değil midir? Soruyorum sizlere. Elimizi vicdanımıza koyalım ve şu soruyu lütfen kendimize soralım. "Savaşta dahi olsa meşru bir devlet böyle hareket eder mi?" Bunun adı devlet terörü değil midir? Onun için İsrail terör devletidir. Başka bir isim olamaz.” dedi.

“Türkiye nerede varsa, orada insan vardır”
Türkiye’nin dış politika yaklaşımını "insan merkezli" olarak tanımlayan Erdoğan, “Biz kimsenin toprağında gözümüz olmayan, yerin altındaki kaynaklara değil, yerin üstündeki insanlara değer veren bir ülkeyiz” ifadelerini kullandı.

“Ortadoğu’da barış, iki devletli çözümle mümkündür”
Ortadoğu’da kalıcı barışın, 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurulmadan mümkün olmadığını vurgulayan Erdoğan, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm uluslararası kuruluşları sorumluluk almaya çağırdı.

Suriye ve Bölgesel İstikrar: “Yeni bir kriz dalgasına izin vermeyiz”
Suriye’ye yönelik İsrail saldırılarına da değinen Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin 911 kilometrelik sınır komşusu olan Suriye’de yeni bir istikrarsızlığa göz yummayacaklarını belirtti. “Suriye halkı acıya, zulme ve savaşa doymuştur. Suriyeli kardeşlerimize bunları tekrar yaşatma niyeti olanlar, hesaplarını buna göre yapmalıdır. Soğukkanlılığımızı, sabrımızı, meseleleri diyalog yoluyla çözme tavrımızı kimse yanlış anlamamalı, yanlış yorumlamamalı. Sükunetimiz birilerini çok hatalı heveslere sürüklememelidir.” uyarısında bulundu.

Dış Politika Vizyonu: Üç Kıtada Etkin Diplomasi
Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa, Asya ve Afrika’yla olan ilişkilerine özel önem verdiğini belirtti. “Yeniden Asya” ve “Afrika ortaklık politikası” ile bölgesel bağları güçlendirdiklerini aktaran Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı’nın entegrasyon sürecine olan katkılarına da değinerek şu ifadeleri kullandı: “Türkiye üç kıtanın merkezinde yer alan bir ülkedir. Biz Avrupa ülkesi olduğumuz kadar bir Asya ve Afrika ülkesiyiz. Bu üç kıtanın tüm halklarıyla aramızdaki müstesna bağları daha da ileri taşımanın, komşuluk hukukumuzu geliştirmenin mücadelesini veriyoruz. Asya'nın küresel siyaset ve ekonomide yükselen konumuna paralel olarak 'Yeniden Asya' açılımımızla Asya ülkeleriyle siyasi temas ve istişareleri her geçen gün artırıyoruz. Keza, Afrika ortaklık politikamızla kazan-kazan yaklaşımıyla işbirliğimiz gelişiyor.

Güney Kafkasya'da kalıcı istikrarın sağlanması için çabalarımız sürüyor. Doğu Akdeniz ve Ege'de barış ve istikrarın devamını amaçlıyor, komşumuz Yunanistan'la olumlu atmosferlerin muhafazası için çalışıyoruz. Balkanlardaki gelişmeleri çok yakından takip ediyor ve bölge ülkeleriyle işbirliğimizi devam ettiriyoruz. Orta Asya'daki kardeş cumhuriyetler dış politikamızdaki özel yerlerini her geçen gün daha da pekiştiriyor. Ülkemizin yoğun çabalarıyla son yıllarda entegrasyon noktasında önemli adımlar atan Türk Devletleri Teşkilatı, bu işbirliğimizin güçlendirilmesine çok önemli katkılarda bulunuyor. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescili için çabalarımızı son dönemde artırdık. Ada'da adalet tecelli edene kadar bunu sabırla sürdüreceğiz.”

 

 

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA