Savaşın askeri, istihbari, siyasi ve teknolojik boyutlarının detaylı şekilde değerlendirildiği raporda, Türkiye açısından çıkarılması gereken stratejik derslere dikkat çekildi. Kısa sürede bölgesel dengeleri sarsan savaş, hava üstünlüğünden siber saldırılara, kamuoyuna yönelik manipülasyonlardansavunma sanayiine uzanan geniş bir perspektifle ele alındı. Milli İstihbarat Akademisi’nin hazırladığı çalışmada, İran-İsrail çatışmasının geleceği ve Türkiye’nin muhtemel senaryolara karşı atması gereken adımlar da kapsamlı şekilde ortaya konuldu.
Sivil savunma tedbirlerine önem verilmeli
Raporda, İran’daki erken uyarı sistemlerinin ve sığınak altyapısının yetersizliği nedeniyle başkent Tahran başta olmak üzere birçok şehirde sivil kayıpların yaşandığı belirtildi. İsrail’in gelişmiş sivil savunma yapısı sayesinde benzer kayıpları engellediğinin görüldüğü kaydedildi. Özellikle hipersonik füzelerin daha geniş kullanımıyla şehirlerin doğrudan hedef alındığı belirtilen çalışmada, Türkiye’nin de büyük şehirlerinde koruyucu altyapılar kurması gerektiğine dikkat çekti.
Raporda, "Başta güvenlik bürokrasisinin yerleşkeleri olmak üzere korunması gereken stratejik tesislerde, özellikle alçak hava savunma sistemlerine özel önem verilmesi faydalı olacaktır." ifadesine yer verildi.
Mevcut güvenlik risklerine karşı devletin hazırlık düzeyini artırması gerektiği belirtilen çalışmada, özellikle büyükşehirlerde kitlesel sığınak inşasının öncelikli bir ihtiyaç olduğu ifade edildi.
Raporda, muhtemel hava saldırılarına karşı yaygın bir erken ihbar ve alarm sisteminin kurulması gerektiği vurgulanırken, sivil halkın güvenliği için sadece askeri tedbirlerin yeterli olmayacağına dikkat çekildi. Bu çerçevede, başta hava kuvvetleri ve hava savunma sistemleri olmak üzere, modern askerî teçhizat yatırımlarının hızlandırılması çağrısında bulunuldu.
Kritik devlet kurumları ve stratejik tesislerde teknik şartlara uygun sığınakların tesis edilmesi gerektiği kaydedilen çalışmada, büyük şehirlerde ulaşımı kolay, geniş kapasiteli ve halkın hızlı erişebileceği kitlesel sığınakların inşa edilmesi önerildi. Ayrıca, mevcut metro istasyonlarının acil durumlarda sığınak olarak kullanılabilmesi için fiziki ve teknik hazırlıkların yapılması gerektiği belirtildi.
Rapor, sadece altyapı değil, toplumun kriz anlarına yönelik bilinçlendirilmesi gerektiğine de işaret ediyor. Mobil iletişim ağlarında yaşanabilecek kesintilere karşı vatandaşların hazırlıklı olması gerektiği ifade edilerek, geniş kapsamlı bir sivil savunma seferberliğine ihtiyaç duyulduğu vurgulandı.
Bu değerlendirmeler, değişen tehdit algısı karşısında Türkiye’nin savunma konseptini sadece askeri değil, aynı zamanda sivil hazırlıklarla da güçlendirmesi gerektiğine işaret ediyor.
Diğer İçerikler