Trump'ın "İsrail ve İran o kadar uzun ve sert savaşıyorlar ki 'NE B*K YEDİKLERİNİ' bilmiyorlar" şeklindeki doğrudan ve kışkırtıcı ifadesi, iki ülke arasındaki gerilime ilişkin rahatsızlığını açıkça ortaya koyuyor. Ancak bu sert çıkış, "İran'da rejim değişikliği görmek istemiyorum, çünkü bu kaosa yol açar" şeklindeki daha temkinli bir yaklaşımla destekleniyor. Bu, Trump'ın bölgedeki istikrarsızlığın potansiyel sonuçlarına dair farkındalığını gösteriyor.
Rusya Devlet Başkanı Putin ile yaptığı bir telefon görüşmesinde, Putin'in İran konusunda yardım teklif ettiğini belirtmesi, uluslararası ilişkilerdeki beklenmedik müttefiklikleri ve Trump'ın diplomasideki pragmatik yaklaşımını vurguluyor.
Öte yandan Trump, NATO'ya yaptığı ziyarette İsrail ve İran ile yaşadıklarına kıyasla daha sakin bir dönem beklediğini ifade etti ve Avrupalı dostlarıyla başarılı sonuçlar elde etme umudunu dile getirdi. Bu, uluslararası işbirliğine yönelik daha yapıcı bir duruşu yansıtıyor.
En çarpıcı açıklamalarından biri, "Hem İsrail hem de İran, savaşı durdurmak istiyordu. Tüm nükleer tesisleri ve kapasiteleri yok etmek ve sonra savaşı durdurmak benim için büyük bir onurdu" şeklindeydi. Bu ifade, Trump'ın barışın sağlanması için radikal askeri müdahalelere dahi sıcak baktığını gösteriyor. The Jerusalem Post'a göre, İsrail savaş uçakları İran hava sahasına girmişken Netanyahu ile Trump arasında gergin bir telefon görüşmesi yaşandığı ve Trump'ın saldırıların iptal edilmesi konusunda Netanyahu'ya sesini yükselttiği belirtildi. Trump, ateşkese "kişisel bir başarı" gözüyle baktığını ve "bunu kesinlikle kimsenin baltalayamayacağını" açıkça ifade etti. Bu görüşme sonrasında İsrail pilotlarının saldırıyı durdurma emri alarak geri döndüğü bildirildi.
Ancak Trump'ın aynı zamanda Twitter hesabında "İran'ı Bombala" adlı bir şarkı paylaşması ve "Bir camiye gittim. Birkaç taş atacağım. İran'ı otoparka çevirmenin vakti geldi" gibi ifadeler kullanması, provokatif ve yıkıcı eğilimlerini ortaya koyuyor.
İki ülkeyi "okul bahçesinde tartışan çocuklara benzetmesi ve "İki üç dakika dövüşmelerine izin verelim, sonra durduralım dedim ben de" şeklindeki yorumu, kriz yönetimine yönelik alışılmadık ve basite indirgeyici bir yaklaşımını sergiliyor.
Son olarak, Trump'ın "Eğer İran uranyum zenginleştirme tesislerini yeniden inşa ederse, ABD tekrar saldıracak" tehdidi ve "ABD'nin Fordow'u bombalamasının ardından İsrail ajanları oraya gittiler ve oranın tamamen yok edildiğini söylediler" iddiası, geçmişte gerçekleştiği iddia edilen askeri operasyonlara atıfta bulunuyor. Trump'ın İran'a yapılan saldırıyı Hiroşima ve Nagazaki'ye yapılan nükleer bombalamalara benzeterek, "Hiroşima veya Nagazaki ile paralellik kurmak istemiyorum, ancak esasen o savaşı bitiren benzer bir şeydi. Ve bu seferde, bu savaşı bitirdi" demesi, olayın vahametini ve Trump'ın kendi müdahalesine atfettiği önemi gözler önüne seriyor.
Donald Trump'ın bu değişken beyanları, Orta Doğu politikasında karmaşık bir miras bıraktığını ve gelecekteki potansiyel yaklaşımlarına dair belirsizlikleri artırdığını gösteriyor.
Diğer İçerikler