Savaşın ilk günlerinden itibaren İsrail'in planı Filistinlileri Gazze'de aç bırakmaktı. Gazze'nin etnik temizliği stratejisi için her cephede azami vahşet uygulandı ve Filistinlilerin önüne iki seçenek kondu: terk et ya da öl.
Jeffrey St.Clair, “When the Helping Hand Holds a Machine Gun” başlıklı makalesinde İsrail ve ABD’nin Gazze’de insani yardım organizasyonu adı altında insanın kanını donduran katliam stratejisini kaleme aldı.
Üçte ikisi kadın ve çocuk olmak üzere 2,3 milyon Filistinliyi yok etmek için Gazze’ye gıda ve ilaç yardım sokmayarak kitlesel açlık politikası uygulayan İsrail, küresel baskı karşısında bu defa yöntem değiştirdi. Giren yardımı engellemek yerine bu defa yardım dağıtma tezgahı arkasında kitlesel yok etme politikasını kesintisiz devam ettirdi.
Netanyahu hükümeti, Trump'ın desteğiyle kurulan ve Evanjelist Hristiyan Johnnie Moore’un yönettiği Gazze İnsani Yardım Vakfı(GHF) eliyle Filistinlilere yönelik insani yardım organizasyonu başlattı. Yardım dağıtım güvenliğini eski CIA görevlisi Philip Reilly tarafından yönetilen özel güvenlik şirketi Safe Reach Solutions üstlendi.
İsrailli muhalefet lideri Yair Lapid, hem GHF'nin hem de Safe Reach Solutions'ın aslında İsrail hükümeti tarafından finanse edildikleri ve kontrol edildikleri gerçeğini gizlemek için kurulmuş sahte şirketler olduğunu söyledi. UNICEF'ten James Elder, "Bunlar insani yardım görevlileri değil, silahlı insanlar." sözleriyle kurulan tezgahın iç yüzünü ifşa etti.
GHF’nin yönettiği sadece dört yardım merkezi bulunuyor ve bu merkezler Gazze'deki her Filistinliye haftada bir öğün yemek verecek kadar yardım dağıtıyor. Aç halkın çoğu dağıtılan yardımı alamıyor. Zaten Vakfın amacı başından beri Filistinlileri beslemek değil, bunu yapıyormuş gibi görünmekti. Yine de insanlar o kadar aç ki, küçük bir kutu yiyecek almak için hayatlarını riske atmaya razı oldular.
550 milyon dolara mal olacağı ilan edilen GHF organizasyonun ilk yardım istasyonu 25 Mayıs'ta açıldı ve GHF aynı gün üç Filistinlinin ölümüne, düzinelercesinin yaralanmasına neden olan bir şiddet uyguladı. Bu, yiyecek vaadinin Filistinli sivilleri tuzağa düşürmek ve öldürmek için yem olarak kullanıldığının ilk belirtisiydi.
Katliamların çoğu sabah saatlerinde gerçekleşti, öldürülenler kapılar açılmadan önce yardım noktalarının önünde sıraya giren silahsız, aç Filistinlilerdi.
1 Haziran'da, Trump'ın Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff'un adını taşıyan "Witkoff Katliamı" olarak bilinen olayda, Refah yardım istasyonunun yakınında 32 Filistinli öldürüldü, 250'den fazla kişi yaralandı.
Bunu diğer katliamlar takip etti.
3 Haziran'da İsrail'in Refah dağıtım merkezine giden yola düzenlediği hava saldırısında en az 27 Filistinli öldürüldü, 184 kişi yaralandı.
8 Haziran'da İsrail güçlerinin Refah yardım merkezindeki kalabalığa ateş açması sonucu 13 Filistinli şehit olmuş, 173 kişi yaralanmıştı.
9 Haziran'da bir başka GHF noktasında 14 Filistinli öldürüldü, 207 kişi yaralandı.
10 Haziran'da Deyr el-Belah yakınlarındaki bir yardım merkezinde 36 Filistinli öldürüldü, 207 kişi yaralandı.
11 Haziran'da 25 Filistinli, GHF dağıtım noktasının yakınında kamp kurarken gece, 14'ü ise yiyecek kolileri almak için sıraya girerken öldürüldü.
12 Haziran'da İsrail'in bir yardım kampı yakınındaki kalabalığa düzenlediği insansız hava aracı saldırısında 26 Filistinli öldürüldü.
14 Haziran'da yardım dağıtım noktalarına düzenlenen ayrı saldırılarda yardım arayan 29 Filistinli öldürüldü, 380'den fazla kişi yaralandı.
16 Haziran'da Refah yardım merkezinin dışında 23 Filistinli öldürüldü, 200 kişi yaralandı.
17 Haziran'da İsrail'in insansız hava araçları, tankları ve askerlerinin Han Yunus yardım merkezindeki kalabalığa ateş açması sonucu 59 Filistinli şehit olmuş, 221 kişi yaralanmıştı.
18 Haziran'da Deir al-Balah yardım merkezine yiyecek kamyonlarının gelmesini bekleyen Filistinliler, İsrail'in açtığı ateş ve havan topu saldırılarında 12 kişiyi öldürdü, 72 kişiyi yaraladı.
19 Haziran'da Netzarim Koridoru'ndaki yardım noktasında 12 Filistinli şehit olmuş, 60 kişi yaralanmıştı.
20 Haziran'da İsrail'in Gazze'nin merkezindeki yardım noktasına düzenlediği insansız hava aracı ve tank saldırısında 23 Filistinli şehit olmuş, 100'den fazla kişi yaralanmıştı.
21 Haziran'da GHF yardım merkezinde İsrail'in açtığı ateş sonucu 8 Filistinli öldürüldü, bir düzineden fazla kişi yaralandı.
22 Haziran'da İsrail askerlerinin Gazze'nin merkezindeki bir yardım merkezinde düzenlediği saldırıda 6 Filistinli şehit olmuş, 20'den fazla kişi yaralanmıştı.
24 Haziran'da İsrail'in güney Refah'taki GHF üssünde düzenlediği insansız hava araçları ve açılan ateş sonucu en az 40 Filistinli öldürüldü.
25 Haziran'da Netzarim kontrol noktası yakınındaki yardım noktasında İsrail güçleri tarafından 25 Filistinli öldürüldü, 30'u yaralandı.
27 Haziran'da Deyr el-Belah'ın dışında bulunan bir GHF tesisinden un almak için toplanan 18 Filistinli, İsrail'in düzenlediği bir drone saldırısında hayatını kaybetti.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Ofisi Sözcüsü Ravina Shamdasani 4 Temmuz’da yaptığı açıklamada, yaklaşık bir aylık sürede Gazze'de insani yardım merkezleri yakınlarında 613 kişinin öldürüldüğünü, ölümlerin 509'unun ABD-İsrail güdümlü Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) çevresinde gerçekleştiğini bildirdi.
GHF yardım merkezleri Filistinli siviller için son öldürme bölgeleri haline geldi. Bir IDF askeri Haaretz'e, "Benim bulunduğum yerde her gün bir ila beş kişi öldürülüyordu," dedi. "Sanki bir saldırgan güçmüşler gibi ateş ediliyorlar: kalabalığı dağıtmak için hiçbir yöntem kullanılmıyor, göz yaşartıcı gaz yok - akla gelebilecek her şeyle ateş ediyorlar: ağır makineli tüfekler, el bombası makineli tüfekleri, havan topları."
Savunmasız Filistinlileri katleden sadece İsrailliler değildi, kendi itiraflarına göre, GHF tarafından işe alınan Amerikan güvenlik müteahhitleri de yiyecek arayan insanlara aynı ölümcül saldırıları gerçekleştirdi.
Öte yandan, dağıtılan un torbalarına Oxycodone katıldığı ortaya çıktı. Bu, biyoterörizm diye adlandırılan bir suç. Duygusal körelmişliğe ve uyuşukluğa yol açan bu ilaçla, bireylerin fiziksel, zihinsel güçlerinin sistematik olarak çökertilmesi ve kolektif toplumsal uyuşukluğun yaygınlaştırılmasıyla Gazzelilerin direniş ruhunun yok edilmesi amaçlanıyor.
Yardım tesislerindeki katliamlar devlet terörizmi eylemleridir. Yardım eden ellerin bile sizi her an tarayabilecek makineler tuttuğu korkusunu aşılayarak İsrail, Filistinlilerin dünyanın sonunda İsrail'e karşı dönmesi ve onu Gazze'den zorla çıkarması için yeterince uzun süre dayanabileceklerine dair tüm umutlarını kaybetmelerini sağlamaya çalışmaktadır.
https://www.counterpunch.org/2025/07/04/when-the-helping-hand-holds-a-machine-gun/