İsrail, 7 Ekim Saldırılarından Bugüne 226 Basın Emekçisini Katletti, İran'ın Önemli Yayın Kuruluşu Olan Seda-ü Sima'yı Yerle Bir Etti

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden saldırılarında 226 basın emekçisi hayatını kaybederken, İran devlet televizyonu Seda-ü Sima'nın binası da hedef alındı ve Gazze'deki 36 hastane bombalandı. Tüm bu ihlaller karşısında ABD ve Avrupa'nın sessizliği, basın özgürlüğü ve insan hakları konularındaki çifte standardı gözler önüne seriyor.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları, yalnızca sivil can kayıplarına yol açmakla kalmadı, aynı zamanda basın özgürlüğü ve insan haklarına yönelik ciddi ihlallere de sahne oldu. Uluslararası basın örgütleri ve insan hakları savunucuları, İsrail'in hedef gözetmeksizin gerçekleştirdiği saldırılarda, görevlerini yapan 226 basın emekçisinin yaşamını yitirdiğini duyurdu. Bu durum, gazetecilerin çatışma bölgelerinde çalışma koşullarının ne denli tehlikeli olduğunu bir kez daha ortaya koyarken, basın mensuplarının kasıtlı olarak hedef alınıp alınmadığı sorusunu da gündeme getiriyor.

Saldırılar yalnızca Filistin topraklarıyla sınırlı kalmadı. İran'ın önemli yayın kuruluşu olan Seda-ü Sima'nın Lübnan'daki bürosu da İsrail tarafından bombalanarak yerle bir edildi. 

Yeni Şafak'ın aktardığı görüntülerde, televizyon binasındaki yıkımın boyutu net bir şekilde görülüyor. Bu olay, uluslararası hukuka göre savaş suçu sayılan sivil hedeflerin ve medya kuruluşlarının hedef alınmasının kabul edilemez bir ihlali olarak kayıtlara geçti.

 

Gazze'deki insani durum da vahim boyutlara ulaştı. İsrail, çatışmaların başından bu yana Gazze Şeridi'ndeki 36 hastaneyi bombaladı. Zaten kısıtlı imkanlara sahip olan sağlık sistemini tamamen çökme noktasına getirdi. Hastanelerin hedef alınması, uluslararası savaş hukukuna göre kesinlikle yasaklanmış bir eylem olup, ağır bir savaş suçu teşkil etmektedir.

Tüm bu yaşananlara rağmen, her fırsatta insan hakları ve basın özgürlüğü konularında hassasiyet vurgusu yapan ABD ve Avrupa ülkelerinden kayda değer bir tepki gelmemesi dikkat çekiyor. Bu sessizlik, uluslararası toplumun çifte standardını ve Filistin meselesindeki duyarsızlığını bir kez daha gözler önüne serdi. Basın özgürlüğü ve insan hakları ilkelerinin evrensel niteliğine rağmen, siyasi çıkarların bu temel değerlerin önüne geçmesi, gelecekteki çatışmalarda benzer ihlallerin tekrarlanması endişesini artırıyor.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA