İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, Parlamentoda Kabul Edilen UAEA ile İş Birliğini Durduran Yasayı Onayladı

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, İsrail ve ABD’nin 22 Haziran’da gerçekleştirdiği hava saldırılarının ardından ülkenin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEA) ile iş birliğini resmi olarak durdurdu.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Karar, İran parlamentosunda geçtiğimiz hafta oy birliğiyle kabul edilen yasa doğrultusunda alındı.

Devlet medyasına göre Pezeşkiyan, yasaya atıfla yaptığı açıklamada, İranlı siyasetçilerin UAEA ile yürütülen iş birliğinin askıya alınmasına tam destek verdiğini belirtti. Yasaya ayrıca İran'ın üst düzey denetim organı olan Muhafızlar Konseyi tarafından da onay verildi. Uygulama süreci ise İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından yürütülecek. Konsey henüz resmi bir açıklama yapmasa da, Pezeşkiyan’ın verdiği talimat ile sürecin fiilen başladığına işaret edildi.

Bu adım, Tahran’ın nükleer programında yeni bir kırılma noktası olarak değerlendirilirken, özellikle Batı dünyasında kaygıların artmasına yol açtı. İran’ın 2015 yılında ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Rusya ve Çin ile imzaladığı nükleer anlaşma, uranyum zenginleştirme oranını %3,67 ile sınırlarken, bu sınırın barışçıl enerji üretimi için yeterli, ancak silah yapımı için gerekli %90’ın çok altında olduğu belirtiliyordu. Anlaşma aynı zamanda İran’ın uranyum stokunu azaltmasını, santrifüj kapasitesini kısıtlamasını ve UAEA’nın denetimlerine açık olmasını öngörüyordu.

Ancak 2018’de dönemin ABD Başkanı Donald Trump, anlaşmanın İran’ın füze programına ve bölgedeki militan gruplara verdiği desteğe dair hükümler içermediğini savunarak anlaşmadan tek taraflı olarak çekildi. Bu karar, hem diplomatik hem de askeri gerilimlerin tırmanmasına neden oldu.

Bugün gelinen noktada İran, %60’a kadar uranyum zenginleştirme kapasitesine ulaşmış durumda. UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi, CBS News’e verdiği demeçte, İran’ın “birkaç ay içinde” yeniden aktif zenginleştirme sürecine geçebileceğini belirtti. Grossi, “İran’ın sahip olduğu teknik kapasite halen orada. Gerekli adımlar atılırsa, santrifüjlerini yeniden çalıştırarak zenginleştirilmiş uranyum üretebilirler.” dedi.

İran 28 Haziran’da, İsrail ve ABD'nin saldırılarını meşrulaştırmakla ve İsrail adına casuslukla suçladığı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Mariano Grossi’nin bundan sonra ülkeye girişine izin verilmeyeceğini duyurdu.

Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, pazar günü yaptığı açıklamada, İran’ın barışçıl niyet göstermesi halinde yaptırımların kaldırılabileceğini söyledi. “Eğer İran bize zarar vermeyeceklerini ve barışçıl bir yol izleyeceklerini gösterebilirse, yaptırımları kaldırırız. Bu büyük bir fark yaratır.” diyen Trump, aynı zamanda İran’ın uranyum zenginleştirme taleplerine geçmişte izin vermediğini vurguladı.

Trump, İsrail ile birlikte düzenlenen 22 Haziran saldırılarının ardından yaptığı açıklamada, İran’a ait Fordo, Natanz ve İsfahan’daki nükleer tesislerin “tamamen yok edildiğini” ve bu saldırıların İran’ın nükleer programını “onlarca yıl” geriye götürdüğünü öne sürdü. Tahran yönetimi ise bu açıklamalara ilişkin resmi bir yanıt vermedi.

İran, yıllardır nükleer programının yalnızca barışçıl amaçlarla yürütüldüğünü savunsa da, UAEA ve bazı Batılı istihbarat kaynakları, İran’ın 2003 yılına kadar gizli bir nükleer silah programı yürüttüğünü ileri sürüyor.

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA